Zafer Partisi Adana İl Başkanı Mahmut Kuşdemir ülkemizde ki sığınmacılarla ilgili yapmış olduğu basın açıklamasında: "Ülkemizdeki örtülü istila, artık neredeyse açık işgale dönüştü. Geçtiğimiz günlerde sığınmacı kampında isyan ederek konteyner yakan sığınmacılar şimdi de açıkça tehditlere başladılar. Suriye’nin kuzeyinde bayrağımızı yaktılar.
Türkiye’de öldürülen bir Suriyeli’nin cenazesi sonrası “biz de kan dökeceğiz” diye kin kusan paylaşımlarda bulunuyorlar. Bu vatan kaçkınlarının gerçek yüzleri ortaya çıkarıyor.
Son olarak istilaya karşı çıkan Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın tutuklanması çağrısı yapıyorlar. 12-17 Eylül arası için Türkiye’de çalıştıkları yerlerde iş bırakma tehdidinde bulundular!
Aziz Türk Milleti bilmelidir ki bu hainler Saray kurumlarının ve Türk düşmanlarının Genel Başkanımız Ümit Özdağ’a olan nefretinden cüret buluyorlar! Fakat her birini ülkelerine gönderene dek mücadelemiz Millet adına sürecek!
Ülkemizde bizi tehdit edip devlete, millete ve Türk siyasetine meydan okuyanlar haddini bilsin! Türk düşmanı satılık kalemlere ve yolun sonundaki iktidara güvenmesin! Millet gereğini sandıkta yapacak. Zafer Partisi sandıkla bir artık bu çığrından çıkan ihaneti sonlandıracak!
Değerli yurttaşlarım;
İş bırakma, grev; demokrasilerde çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebidir. Anayasal haktır! Anayasa’ya ve Türk Hukuku’na aykırı olarak vatanımıza çöreklenenler ise siyasi taleplerle, vatanseverleri hedef alarak işverenleri tehdit ediyorlar. Türk Milleti’nin iradesine meydan okuyorlar. Siyasetimizi dizayn etmeye kalkıyorlar! Hadlerini hukuk içinde bildireceğiz. Bir numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle seçimden sonra derhal hepsini göndereceğiz.
Bunları ucuz iş gücü olarak görüp Türk işçisi yerine işe alanlara sesleniyorum! Bu tehdidin sadece bir başlangıç olduğunu görün! İşyerlerinizle ve ticaretinizle ilgili en kritik zamanlarda bu vatansızlar hak, hukuk, ahde vefa tanımayacaklardır. Şartlar oluşunca iş bırakmanın çok ötesinde zararlar görürsünüz! Türk vatandaşlarını çalıştırın. Kendiniz biraz daha fazla çalışın…
Fakat bilinmelidir ki biz Suriyelilerin, Afgabların emek sömürüsü ile insanlık dışı koşullarda çalıştırılmalarına da karşıyız. Biz milyonlarca Suriyeli, Afgan, Pakistanlı vatanlarına insani koşullarda dönsünler istiyoruz.
Öte yandan hem ülke kaynaklarımızı kurutup hem de Türk Siyasetine, Türk Devletine, Türk Milletine, Türk İşverenine rest çekenlere “canınız cehenneme” diyeceğiz.
İnsan hakları anlayışım gereği açlık grevlerine karşıyız. Üstelik toplu açlık grevleri terör propagandası eylemidir. PKK’dan, DHKP-C’den biliriz. Buna rağmen işverenlerini, kamuoyunu tehdit eden vatansızlar illa ki grev peşindeyse iş bırakma grevi değil açlık grevi öneriyorum.
Şayet devlet ve millet düşmanları açlık grevi yaparsa bu benim destekleyeceğim tek eylemleri olur! Gebersinler… Fakat çocuklarını, az sayıdaki baskı altındaki kadınlarını buna alet etmesinler. Çocuklarının canına, sağlığına bir zarar gelirse bu durumdan da bu alçakları sorumlu tutarım!
Suriye iç savaşının çıkış noktası ufak bir eylemle başlamıştı. Bir kıvılcım ateş topuna ve yangına dönüştü. Suriyeli toplumu çok çabuk provoke olabilen kontrolsüz bir toplum. Türkiye için bugün Suriye iç savaşı koşullarından çok daha büyük bir tehdit var.
Bunu AKP görmek istemese de biz biliyoruz ve izin vermeyeceğiz.
Zafer Partisi gelecek. Türk’ü tehdit edenlerle birlikte bu aymaz iktidar da gidecek…" ifadelerini kullandı.