Son yıllarda toplumun tüketim ekonomisine tutsak edilmesiyle birlikte alışveriş amacıyla hızla artan, ilkönce büyük şehirleri son zamanlarda da Anadolu’yu da saran Alış Veriş Merkezilerinin (AVM) açılması adeta bir hastalık,bir salgın halini aldı.
Satın alma-alışveriş alışkanlığını değiştirmeyi daha çok tükettirmeyi ,daha çok rant elde etmeyi ,daha çok kar etmeyi amaçlayan bu MABED görünümlü AVM’ler her açıldığı yerde yüzlerce küçük ve orta ölçekli esnafın yok olmasına,onlarca işyeri sahibinin iflasına yol açmaktadır.
Şehir merkezlerinde dev alış veriş Mabed’leri gibi yapılan bu devasa binalar yüzlerce yerli- yabancı markayı bünyesine katarak şehrin ticaret merkezlerini belirli alanlarda yoğunlaşmasına neden oldu.Yetersiz altyapıları ile büyük bir trafik keşmekeşine neden olmaları da olayın diğer bir yanı.Bu yatırımlar aynı zamanda yeni yeni rant alanlarının da oluşmasına neden olmaktadır. Yatırım yatırım diye ortaya üretime odaklanmayan,küçük ve orta ölçekli üreticilerin sıkıntılara düşmesine neden olduğu gibi rant ekonomisinin oluşmasına ortam hazırlanmaktadır.
Şehir merkezlerinde vatandaşın zaman geçireceği sosyal alanlar fazla olmadığı için insanlar oradaki ortamında cazibesine kapılarak AVM’leri hem zaman geçirecekleri bir alan hem de alışveriş yapacakları bir alan olarak görmektedirler.
Buralarda işyerleri hep kiralıktır.Burada ki kiraların yüksek olmasından dolayı satılan ürünlerin fiyatlarına da yansımaktadır.İlginç olan ise burad herkes kiracıdır. Kiralayanlar ise büyük finans çevrelerinin de ortak olduğu AVM yönetimleridir.Oysa bizim geleneğimizdeki alış veriş merkezine örnek Kapalı çarşı ve Mahmutpaşa pazarı ve Antakya ‘daki Uzun Çarşı’dır .Buralarda özel girişimcilik,mülk sahibi olmak vardır. AVM’lerde ise mülksüzleştirme,işcileştirme vardır.Burada ki yüksek kiraları ödemekte sıkıntı yaşayan esnaf ise daha çok borçlanmakta daha yoksullaşmaktadır.
AVM’ler kiralama yolu ile büyük gelirler elde temekte olduğu çarşılarımızın-pazarlarımızın yok olmasına zayıflamasına neden olduğu gibi üretici firmalardan da ürünleri satmak,tezgahta bulundurmak içinde büyük bedeller talep etmektedirler.Bu şekilde üretici firmalarında sıkıntılara girmesine neden olmaktadır.
Tüketiciler için cazibe merkezleri haline getirilen AVM’ler bulundukları yerlerin perakende cirosunun önemli bir kısmını almaktadırlar. Buradan elde edilen gelirin vergisini de başka merkezlerde ödemektedirler.
Hem o şehrin alışveriş pastasından büyük pay al hem de o şehirde vergi ödeme ne kıyak iş değil mi?
AVM’ler için verilen yatırım desteklerini ve uygulanan vergi muafiyetleri de olayın başka bir boyutudur.Sonuç olarak hem yatırım desteği verilen hem de vergi muafiyeti verilen bu AVM ‘ler esnafın yok olmasına neden olduğu gibi alışveriş çılgınlığının nedeni haline gelmiştir.
Yapılan bir ticari faaliyet değil de sanki yasal konuma getirilmiş, organize edilmiş bir şekilde vatandaşı bir kaz gibi yolma faaliyeti.
Sanki AVM değil de ‘soygun’ mabedleri…..
Koronalı günlerden sonra AVM’lerin durumu da yeniden değerlendirilecektir umarım…