Kocaispir seçimi kazandı ama şimdi
"makamını ve halkın gönlünü kazanma" yolunda adımlar atıyor.
Sadece insanların değil, coğrafyaların da şansı olduğuna inanırım. İstanbul'un iki kıtayı birleştirmesi, Mısır'ın Süveyş Kanalı, Cebelitarık'ın Fas'ta olması, Adana'nın Ortadoğu ve Afrika'nın Anadolu'ya giriş kapısının üzerinde olması şanstır.
İlçeler için de şanstan söz etmek mümkündür.
Daha düne kadar, tarihi kökleri olduğu halde "Kentleşmeden" asla nasibini almamış olan Yüreğir'in Mahmut Çelikcan başkanlığında inşa edilmesi bir şanstır. İki dönem başarı ile ifa ettiği belediye başkanlığı döneminde, Yüreğir'in şehirleşme tarihini sonsuza dek değiştirmiştir.
Partisi, Sayın Çelikcan'ı değil de Mehmet Fatih Kocaispir'i aday gösterdi.
Üzülmüştüm, hem de çok...
AK Partili değilim, ama Adanalıyım; Adana'ya taş üstüne taş koyan "tarafımca makbüldür".
Bir ilçeyi yeni baştan imar edip üstelik, adı her hangi bir olumsuzluk ile anılmayan bir insanın başladığı bir işi bitirmesine izin verilmeliydi.
Partinin aday gösterdiği Mehmet Fatih Kocaispir seçildi hem de AK Parti'nin kazanma ihtimali en riskli olan bölgeden. Ve ben "Yüreğir halkı ve ilçesi" adına üzüldüm hem de kaygı ile bekledim.
AK Parti'nin kazanması için riskli diyordum çünkü; "Yüreğir, Adana'da ittifakların at başı yarıştığı bir bölgedir. Seyhan'da Millet İttifakının kazanması sürpriz değildi. Tıpkı, Kozan, Saimbeyli ve Karaisalı'da MHP'nin kazanması gibi normaldi. Ancak Yüreğir, sürekli hareket eden kozmopolit değişimlerin merkeziydi. AK Parti'ye karşı güçlü bir ittifakı yenebilmek için sadece AK Partili olmak yeterli değildi. Ayrıca kişisel niteliklerin de olması gerekirdi.
Başkan Kocaispir'in kısa öz geçmişine baktım, kritik yerlerde üst düzey yönetici olarak görev yapmış ve "görevin yönettiği bir adam değil, görevini yöneten bir adam" profilini çizmişti. Yani, "geçmişi temiz ve gölgesi uzundu".
Kamuoyunun dikkatle izlediği kurumlarda görev almasına rağmen, sanki geçmişi olmayan bir insan gibi mütevazı kalmıştır. Kolektif çalışma bilinci ve daha da önemlisi Adana nezdinde, kirlenmemiş, tertemiz bir geçmişinin olması onu bu yarışta avantajlı hale getirmiştir. Ancak böyle temiz ve kirlenmemiş bir geçmiş ile Partisinin de desteğini arkasına alarak, güçlü olan Millet İttifakı karşısında başarılı olmuştur.
Partisinin gücü ve kişisel özellikleri ile seçimi kazanmış olmasına rağmen, bununla yetinmemiştir; "Makamını ve halkın gönlünü" kazanma yolunda hızla çalışmaya başlamıştı.
Bir kişi belediye başkanı seçildiği zaman hukuken başkan olabilir, ama insanlığın nazarında onu başkan yapan, "görevi bıraktığı zamanki itibarıdır..."
Kocaispir'de bu bilincin ip uçlarını gördüm.
Siyasetin - hele de yerel yönetimlerde hareketli ve çirkin - toz dumanı arasında kaybolmadan, hemen işine dört elle sarılıp, Yüreğir'de yaşayanlara hizmet vermeye odaklandı. Bunda da görevinin kavga değil, hizmet olduğunun bilincinde olmasının ip uçlarını gördüm.
Herkesin ve her kesimin kentin olanaklarında eşit olarak faydalanması gerektiği yerde, kadınlar, çocuklar, engelliler ve dezavantajlı gruplar yeterince pay alamazlar. Kocaispir, bu gruplara olan hassasiyetini göstermiştir. Adil ve paylaşımcı bir yönetimin başında bir başkan olma yolunda, verimli adımlar attı.
Geçen hafta Adana'da bulunan STK temsilcileri ile bir araya geldi. "Sivil Toplum Merkezi" kuracağı müjdesi, esasında katılımcı belediyecilik anlayışının sözde kalmayacağının bir taahhüdü olarak kamuoyuna duyurdu.
VE...
Kocaispir'i tanımıyorum. Yolda görsem tanıyıp tanımayacağımı bile bilemiyorum.
İnsan psikolojisi böyledir; sevilen ve sayılan ve başarılı olan birinin koltuğuna oturana mesafeli bakar. Bu psikoloji, önyargının sonucu olduğu kadar biraz da bir öncekine vefanın tezahürüdür.
O yüzden düşünce ve yorumlarımda mesafeli oldum ama gözlemlerim derinleşti.
Ne de olsa Yüreğir, benim de yaşadığım bir coğrafyanın en önemli parçalarından biriydi.
SONUÇ OLARAK
Sonuç olarak, altı aylık süreç, Sayın Kocaispir'in teslim aldığı çıtayı daha da yükselteceğini göstermiştir.
Umarım, geçmişi temiz ve gölgesi uzun olan Başkan Kocaispir bizleri ve Yüreğir'de yaşayanları mahcup etmez; Bekleyeceğiz ve göreceğiz...