Kamusal Etos ve Apoletli medya

Hüseyin Kılınç yazdı...

Niçin bu memlekette temel konularda bir kamusal etos oluşturamıyoruz. Halbuki kamusal yaşam herşeyden önce herkese eşit çalışan bir hukuk devletini ve yurttaşlar arasında asgari düzeyde oturmuş bir kamusal etosu gerektirir.

Niçin siyasetçiler varlık gerekçeleri olan dokunulmazlıkları siyasi pazarlık konusunu haline getirirler, bunun üzerinden birbirlerine üstünlük kurmaya çalışırlar. Kürsü dokunulmazlığının yüzlerce yıllık bir tarihi var iken üstelik. Niçin parlemento alkışlar eşliğinde, kendi varlık gerekçesini ortadan kaldırır. Muhalefet nasıl olur bırakın anayasaya aykırılığını, siyasetin ontolojisine yönelik böyle bir saldırıya akılalmaz biçimde destek verir.

Hayatın her alanına ilişkin normsuzluk ve kuralsızlık ile karşı karşıyayız. Bunları neden yazıyorum, malum Hdp’nin başlattığı bir yürüyüş var. Siyasi iktidar pandemiyi milli güvenlik gerekçesi olarak göstererek, yürüyüşü ve seyyaliteyi engellemeye çalışıyor. Ancak yaşadığı krizin daha da derinleşmemesi , varlık gerekçesi olan sermayenin kutsalına yani kar hırsına mahkumiyeti nedeniyle toplumu sürü bağışıklığına kasıtlı olarak iten kendisi.

Apoletli medya bundan en hızlı vazife çıkaran kesim oldu. Ekranlarda saatlerce bu partiyi ve yürüyüşü tartışacaksınız, fakat partinin bir sözcüsünü veya temsilcisine söz hakkı vermeyeceksiniz.

Gerekçesi terör ile arasına mesafe koymaması imiş. Ey apoletli medya senin görevin toplumun habere ulaşmasını sağlamak, onun aracısız gerçekle temas etmesine imkan sağlamak. Senin meslek etiğin ve yaptığın işin kamusal etosu bunu gerektirir. Bu bir devlet söylemi olabilir ve bu durumu anlayabiliriz.

Sen güya demokrasilerde 4.kuvvetsin, görevin meşru şiddet tekeline sahip olan ve gerçeği manipüle etme gücü en fazla aygıt olan devleti bu konularda denetlemek ve izlemek.

BBC veya başka bir kurum böyle davranır mı? Örneğin BBC, İrlanda Kurtuluş Ordusu ( İRA)   ile bağı olduğu iddia edilen Sin Fein’i onun eylemlerinden dolayı terörize ederek ekran yasağı koyar mı? Aynı şey İspanya için de tartışılabilir.

Yıllarca evvel Şerif Mardin Kemalizmin bir kamusal etos yani ahlak üretememesinden bahsetmişti. Kamusal etos herkes arasında geçerli olan, yazıya dökülmemiş ahlak kuralları demektir. Ortak bir kamusal yaşamın mümkün olabilmesi, demokrasinin yerleşiklik kazanması, I hukuk devletinin yurttaşlar tarafından içselleştirilmesi, ancak böyle yazılı hale getirilmemiş, herkes için bağlayıcılığı olan, ona ters düşüldüğünde veya davranıldığında ayıplanacağınızı bildiğiniz güçlü bir kamusal etos ile mümkündür.

Böyle bir kamusal etos ise, ancak toplum olma sıfatı kazanıldığında mümkün olur. Şerif Mardin bu boşluğu Türkiye’de İslamın doldurduğundan bahsetmişti. İslam hayatın her alanını düzenleyen bir din olması hasebiyle,  Kantçı anlamda bir kategorik emperatif yani ahlaki buyruk üretememiş olan Cumhuriyetin bu boşluğunu ikame eden tek kaynaktı. Yaşasaydı ve bu günleri görseydi pekçok konuda olduğu gibi bu konuda da yanıldığını anlardı. Övgüyle bahsettiği mahalle kavramının toplumu sosyolojik anlamda cemaatlere böldüğünü ve buradan ise ne sivil toplumun ne de bir kamusal etosun çıkmadığını, çıkanın totaliter ve dinbaz bir kitle muhayyilesi olduğunu görürdü.

Mardin gibiler hep yanıldı, çünkü Weber’ci okumaların buradaki karşılığını bulmaya çalıştılar, ellerinde hazır reçete olduğu için bulduklarını sandıkları umdukları olmadı. Said-i Nursi’ye bir Calvin muamelesi çektiker, o nazarla incelediler, geldikleri yer iki İslamcı kampın iç savaşının enkaza dönüştürdüğü bir devlet aygıtı ve hergün terörize edilen yani korkutulan ve yıldırılan bir halk gerçeği. 

Bitirelim artık yazıyı uzayıp gidiyor. Apoletli medyanın ki bu deyim Ragıp Duran’a aittir, hallerini gördükten sonra bir de buradan bakalım istedim. Önce toplum olmak şart, o vasfı edindikten sonra her toplum kendi kamusal etosunu üretir. Mardin, Kemalizme haksızlık yapmıştı, o anlayış hiç olmaz ise cılız da olsa böyle bir hamlede bulundu. Ama egemenler hiçbir zaman bu halkın reşit, mümeyyiz olmasına izin vermediği için kamusal etosunu oluşturmuş bir toplum da olamadık vesselam.

GÜNDEM Haberleri

Orhan Kemal'in evi Sarıçam'da 2+1 daire parasına satılık!
Burhanettin Bulut'tan gazeteci döven meclis üyesi açıklaması: "Disiplin kuruluna sevk edildi"
AK Parti Yüreğir Kongresine tek liste ile gidiliyor: İşte yeni başkan, yönetim kurulu ve il delegelerinde öne çıkanlar
Enkazdan kurtarılan Tuba öğretmen, öğrencileriyle hayata tutundu
Avukatı Darp Eden 4 Şüpheli Tutuklandı