Çukurova Belediyesi, bence dünya kültür tarihine geçecek bir etkinliğe imza attı: Jakaranda Kültür Sanat Festivali.
Bu festival, yakın zamanda Portakal Çiçeği Festivali kadar uluslar arası düzeye yükselir.
Şahsım olarak, düşünenleri, proje haline getirenleri ve uygulayanları kutluyorum…
Her ne kadar bu başarı Çukurova Belediyesi Başkanı Soner çetin’e ait ise de artık bu Adana’nın değeridir.
İlk etkinlik olmasının verdiği bazı aksaklıklar olabilir…
Bir festival doğdu ve Adanalı buna sahip çıktı…
*
Bu festivalin ardından yerel medyada bazı söylemler yer aldı: Adana’ya ilk jakaranda ağacını Aytaç Durak dikti.
İyi ellerine kollarına sağlık… Turgut Özal’dan başlayıp ta, Salbaş’a kadar palmiye de dikmişti…
Uzaktan taş atan çocuklar gibi, neredeyse, Jakaranda Kültür ve Sanat Festivalini Aytaç Durak’a mal etmeye çalışanlar var.
Aytaç bey’in iradesi dışında bu haberlerin yayıldığını sanmıyorum.
İster istemez aklıma, babası Cuma günü ölen adam geliyor.
Adamın babası bir Cuma Günü hakkın rahmetine kavuşmuş. Cenaze defnedildikten sonra oğul imama sorar:
“Hocam babam Cuma günü öldü, cennete gider mi?”
“Evladım, baban içki içer kumar oynar mıydı?”
“He, ama Cuma günü öldü.
“Ha, işi biraz zor. Peki, hak bilir miydi? İyilik yapar mıydı?”
“Hocam, çok iyilik yaptı diyemem. Ama Cuma günü öldü. Cennete gitmez mi?”
“İşi biraz daha zor oldu evladım. Peki namazında, niyazındamıydı?”
“Onu ibadet ederken görmedim hocam. Ama Cuma günü…”
“Peki evladım, onun bunun ırzına göz diker, malına mülküne el koyar mıydı?”
“Yani öyle huyları vardı… Ama hocam Cuma günü öldü yine cennete gitmez mi?”
Hoca artık dayanamaz.
“Oğlum, onu ilk Cuma cennete koyarlar, ondan sonra da ömür boyu, anasından emdiği sütü burnundan getirirler…”
*
“Hocam Aytaç Durak 20 yıldan fazla belediye başkanlığı yaptı. Madalya verirler mi?”
“Evladım, şehrin güneyini çağdaş kent yapabildi mi?”
“Hayır ama iki jakaranda ağacı dikti…”
“Olmaz evladım. Peki, plansız yapılaşmayı durdurdu mu?”
“Yok. Ama iki jakaranda ağacı dikti.”
“İşi zorlaşıyor ama. Ova memleketinde açılan bulvarlar neden virajlı oğlum…”
“Bilmiyorum ama iki jakaranda ağacı dikti”
“Sen bunları boşver, Türkiye’nin 4. Büyük kentini teslim aldı. Kaçıncı kent yaptı?”
“Eh biraz düştü ama hocam, iki jakaranda ağacı dikti. Madalya hak etmez mi?”
“Peki oğlum, hiçbir yerden gelmeyip, hiçbir yere gitmeyen metroyu kim musallat etti?
“E, hocam o bir kaza oldu ama iki jakaranda ağacı dikti…”
Bu hikâye bitmez.
Sayın Aytaç Durak, değerli başkan. Buradan bir şey çıkmaz. Altın Koza bile elinizde ölümcül darbe aldı.
Soner Çetin aslanlar gibi, bu festivali dünyaya armağan etti bile…