Dikkat ederseniz başlığı tırnak içerisinde gösterdim. Yani ifade bana ait olmayıp, alıntıdır! Hükümeti eleştirmek için kullanılan bir sosyal medya mesajından alıntı yapılmıştır. Dikkat ederseniz fiil düşüncede kalmayıp, direkt eyleme geçilmiş. Yani hiçbir tereddütte yer bırakmadan kesin hüküm verilmiş!
Siyonist İsrail Gazze’de masum Filistinlileri soykırıma tabi tutarak katlederken benim vatandaşım kendi hükümetini bu şekilde yargılamaktan zerre hicap duymuyor, gaflet değilse büyük ihanet! Bunu yaparken de Türkiye’de fikir ve ifade hürriyetinin olmadığını da ekleyerek ülkesini güya Batı’ya şikâyet ediyor. Tek adam ve diktatör rejimlerinde bunları yapamayacağını bilerek de yine hükümeti itham ediyor.
Hükümeti; sevmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz, içinize sinmiyor olabilir, görüş ve icraatlarını beğenmeyebilirsiniz fakat bu kadar küçülmenin de anlamı olmasa gerek. Kendi halkını koyun ve sürü, kendisini ise allemey-i cihan olarak gören bu zihniyeti Allah ıslah etsin. İçlerindeki öfke ve nefret o kadar yoğun ki ideolojik körlükle eleştiri ile hakaret etmek arasındaki farkı bile görmekten aslında aciz değiller sadece gemi azıya almışlar. Böyle bir hadsizlik dünyanın hiçbir ülkesinde mevcut değildir. Bunu demokrasi, çok seslilik, ifade özgürlüğü ve düşünce olarak açıklamanız mümkün değildir. Bu tür hakaret ve aşağılamalar yine dünyanın her yerinde hukuki sonuçlar doğurur ve yaptırım gerektirir.
Muhalif kesimim en büyük açmazı muhalefetin bu kadar dağınık ve etkisiz olmasındandır. Taraftarlarına bir umut vaat edemedikleri için de insanlar ya kabuklarına çekilerek pasivize oluyorlar ya da şekilde görüldüğü gibi zıvanadan çıkarak ayarsız bir şekilde küfrederek aslında çaresizliklerini dışa vuruyorlar. Hükümetin yaşadığı bu kadar zorluklara rağmen halen daha devrilmediğini bir türlü hazmedemiyorlar. Her gün muhalif kanalların kerameti kendinden menkul yorumcuları ile moral bulsalar da sandıklar açıldığında hayal kırıklığı çok büyük olmaktadır. Bizde bazı aydınlar ülkesi ve insanına yabancı olduğu için de her seferinde acaba niye böyle oldu diye bir kaygıları olmadığı için de bu düzen bu şekilde devam edip gidiyor. Onlar da hep aynı şeyi yaparak farklı bir sonuç bekliyorlar fakat bu durum eşyanın tabiatına aykırı olduğu için umutları sömürmeye devam ediyorlar. Çünkü karşılarında onlara biat eden bindirilmiş kıtalar hazır bekliyor.
Sonuç olarak; hükümeti İsrail’in bir şubesi olarak gören bir zihniyeti aslında ciddiye de dikkate de almak doğru değildir. Çünkü bu kişilerde muvazene kaybolduğu için sağlıklı düşünecek durumda olmadıkları bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Yaşadıkları büyük travma onları iflah olmaz bir noktada yok olmaya doğru taşımaktadır. Biz yine de Allah hidayet nasip etsin diyerek, şu mübarek Ramazan günü dua etmek durumundayız.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın