Halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz, geçtiğimiz gün Adana'da öldürülen imam Tarık Karadağ cinayetine ilişkin detayları kaleme aldı.
İşte Saymaz'ın o yazısı;
Adana’da, önceki gün imam Tarık Karadağ, çalıştığı Fetahmet Şahin Camisi’nin önünde arabasından inerken bıçaklanarak öldürüldü.
49 yaşındaki imam toprağa verildi.
Katilin 16 yaşındaki M.A. olduğu tespit edildi.
M.A., savcılıkta alınan ifadesine göre lisede okuyor.
Karadağ’ı “kız kardeşi F.A.’nın gittiği Kuran kursunu teftiş eden hoca” diye tanıyor.
M.A., şu iddiaları dile getiriyor:
“Teftişe geldiği zaman kardeşime fazla ilgi göstermiş. Hafız olursa onu umreye götüreceğini söylemiş. Sesini beğenmiş. Başka bir kıza böyle birşey söylememiş.”
M.A., imamın ailesiyle birlikte umreye giderken kız kardeşini götürmek istediğini söylüyor. Tanışmak için Karadağ’ı eve davet etmişler. Karadağ, eşi ve çocuklarıyla misafirliğe gelmiş. Yemek yiyip namaz kılmışlar.
M.A., şöyle diyor:
“Babamlar kardeşim yalnız kalmasın diye anneannemi de gönderdi. Anneannemin masrafını biz karşıladık. Umreye gidip geldiler. Daha sonra kardeşim Karadağ’ın kendisini sürekli aradığını söyledi. Rahatsız olup aramalara bakmamaya başlamış.”
Karadağ, babasını arayarak, “Yurttaki kızlara kıyafet alacağım. F.’ye de alacağım” demiş. Babası “Olur” diye yanıt vermiş. Karadağ, arabasıyla gelerek, F.’yi evden almış.
M.A., şöyle devam ediyor:
“Kardeşime ‘Kıyafet bahane, seni görmek için çağırdım. Bana numaranı ver. Seni ‘Aşkım’ diye kaydedebilir miyim? ‘Biz seninle niye hiç sarılmadık, gel sarılalım’ demiş. Kardeşim istememiş. Kardeşimin elini tutmuş. Elini çekmiş.”
M.A., kardeşinin olayı önce Kuran kursu hocalarına anlattığını, daha sonra kendilerinin öğrendiğini söylüyor.
Aile şikayetçi olmuş.
Kardeşinin ifadesi alınmış.
Ancak takipsizlik kararı verilmiş.
M.A., anlatıyor:
“Bir ay önce böyle bir olay olduğunu annem ve babam konuşurken duydum. Annem ‘Sakın bir şey yapma, hakkımı helal etmem’ dedi. İki hafta önce dosyanın kapandığını duydum. Bunu öğrenince uyuyamamaya başladım. İntihar etmeyi düşündüm. Kardeşimi koruyamadım diye düşündüm.” M.A., o sabah Karadağ ile konuşmak için evden çıktığını söylüyor. İmam kendisinden büyük olduğu için yanına bıçak aldığını iddia ediyor. “Amacım öldürmek değil, kardeşime yaklaşmaması konusunda tehdit etmekti” diyor.
Adana’daki kaynaklarım, imam hakkında bir şikayet olduğunu ve takipsizlik kararı verildiğini doğruluyor.
Eğer dava açılmış olsaydı…
Ya da Adana ve Yüreğir müftülükleri şikayeti dikkate alarak, imamın yerini değiştirmiş olsaydı belki de bu cinayet işlenmeyecekti.