İslam'ın dünyaya sunacağı yönetim modeli yok mu?

Vedat Kahyalar

Dünyadaki müslümanların çoğunun batıyı suçladığı hangi aşağılık durumlar, davranışlar, uygulamalar  bizim yaşadığımız coğrafyalarda yaşanmıyor ?

Batı toplumu çürüdü dedik. Çürümenin en büyüğünü müslüman coğrafyalarda  görmemiz sıradan olaylar boyutuna indi neredeyse.
Çağımızın bilge kralı, rahmetli  Aliya İzzetbegovic,1997’de Tahran’da İKÖ toplantısında bu konuda ne demişti? 

Aliya  şunları söyler: 
“Açık konuştuğum için beni bağışlayın. Güzel yalanların bize faydası olmaz; ama acı gerçekler ilaç olabilir… Batı çürümüş değil; güçlü, örgütlü ve eğitimli. Okulları bizimkilerden iyi, kentleri bizimkilerden temiz. İnsan hakları düzeyi yüksek ve sosyal yardım konusunda daha örgütlü. Batılılar çoğunlukla sorumlu ve dakik kişiler. Bunlar, Batılılardan edindiğim tecrübelerim. Batılıların ilerlemelerinin karanlık yönünü de biliyorum ve bunun gözümden kaçmasına izin vermiyorum. Hakikat, İslam en iyisi! Ama biz en iyisi değiliz. Batı’dan nefret etmek yerine onunla rekabet etmeliyiz. Kur’an bize bunu emretmiyor mu: Hayırlı işlerde yarışın. (5/48)” (İzzetbegoviç, Tarihe Tanıklığım, Klasik Yayınları s. 414)

Şimdi aşağıda sayacağım, herbiri nesilleri mahveden kavramlar hakkında ,sizlerin düşünmenizi,detaylarıni düşünmenizi, islam coğrafyaları ve ülkemiz için ayrı ayrı değerlendirmenizi istiyorum.

Uyuşturucu.
Fuhuş.
Faiz.
Taciz-tecavüz.
Cinayetler.
Hırsızlık.
Yolsuzluk.
Yalan.
Şımarık zenginlik.
Hırs.
Kibir.
Cehalet .
Sömürü.
Adalet uygulamaları.
Eğitimin etkinliği.
Faşizm.
Emperyalizmle işbirliği.
Irkçılık.
Dincilik.
Mezhepçilik.
Gemiye bin,kurtul cemaatleri.
Kolay cennet vaatleri.
Birkaç sözle yüzlerce şehidin önüne geçme vaadleri.
Haramların helale,helâllerin harama dönüşmesi.
İsraf,gösteriş hastalığı.
Çevre bilinci.
Hayvan sevgisi.

Emin olun bunlar ilk aklıma gelenler.Fazlası var eksiği yok.Diyanet ve yüz adet ilahiyat fakültemizin münferit,tek tük değinme dışında derinligine girmediği  bu kavramlar toplumu çürütüyor.

Gençliğin %74 ünün yurt dışına gidebilme arzusunda olduğunu,en azından şanslı sayılan bir kısmının ülkemizi terk etmeleri bilmeyen kaldı mı?

islam coğrafyalarından kaçan insanların büyük bir arzu ile hristiyan batı ülkelerine veya Amerika'ya gitmek istemeleri o ülkeleri yönetenleri ve havalarından yanlarına yaklaşmayan  din ve kanaat ulularını rahatsız etmez mi ?

9.000 doktorun istifa etmesi hiç bir anlam taşımıyor mu? 3.000 e yakın doktorun,
yüzlerce bilgisayar programcımızın,endüstri,makina,uçak mühendisimizin,
genetikcilerimizin gitmeleri hiç mi ağlatmaz yerli/milli güç sahiplerini ?

Islâm cografyalarında ,bölge, mezhep, yönetim şeklî,kültür farklılıklarıyla yaşanan olumsuzluklar maalesef az değil.Hangi ülkeyi yakından inceleseniz ,dökülüyor.

Islamın çağımıza dair yeni söylemlere ihtiyacı var,  Görmüyormusunuz?

Nerede yeni alimler,
filozoflar,aydınlar ?
Geçmiş bilgileri ezberden tekrar eden, sürekli birilerinden örnekler sıralayalar değil muradım.Islamın izzetine,Rasulun ornekliğine uygun ,çağın ihtiyaçlarına uygun, adil bir yönetim modeli mümkün değil mi ?

En kahredici olanı da yönetim olarak demokrasiyi benimsediği halde,islamı  bildiği halde; krallık,
imparatorluk hülyalarına kapılarak adaleti,eğitimi, meşvereti değersizlestirerek,yolsuzluklarla,baskılarla müslümanların güç sahibi olabileceklerine inanan, bu usullerle islam yaşandığını zannedenlerin az olmadığı bir dünyada yaşıyor olmamız.

İslam büyük iddialarla dünya insanlık alemine gönderildi. Bu iddiaları sürdürmek onun müntesiplerinin, özellikle de güç ve ilim sahiplerinin sorumluluğundadır.