Hırsızlar Kanun Karşısında Eşit Olmalıdır

Hiçbir hırsız az çaldığı için, layık olduğu itibardan mahrum edilemez.

Arkadaşımız Oğuz Topaçoğlu’nun bavulu Mersin Otogarında hırsızlar tarafından çalınmış…

Bavulun içerisinde arkadaşımız kışlık giyecekleri ve torunlarına ait ilaçlar da bulunuyor…

Bu olay hırsızlar açısından trajedidir. Ülkemizin hırsızların sürüklendiği uçurumun bir göstergesidir.

Hırsızlığında ayağa düştüğünü göstermesi açısından ibret verici bir olaydır.  Hırsızların mağduriyetini göstermesi bakımından bu olay ibret vericidir. takke düşmüş kel görünmüştür.

 

NEREDE O ESKİ HARAMİLER?

Eskiden haramiliğin bir şerefi bir asaleti vardı.

Harami, harami olduğunu gizlemiyordu. Ayrıca haramiyi kılık kıyafetinden tanıyabilirdik… Pos bıyıklı, haşin bakışlı başında kendine has kalpağı, sol omzundan sağ böğrüne uzanan fişekliği, elinde tüfengi ile gördüğümüzde “Hah! İşte bu harami” derdik.

O da mesleğinin şerefine uygun olarak durumunu inkar etmez:

“Ya malını ya canını?” deyip karşımıza dikilirdi.

Gözünü seveyim böyle haramilerin. Ayrıca, bu haramiler fakiri soymazdı.

Haramilerdi ama vicdanları henüz, kokmuş turşu gibi darmadağınık değildi.

Şimdiki haramiler böyle mi?

Artık kılık değiştirmişlerdir. Kılık kıyafetlerinden tanıyamıyorsun…

Ortağın mı? Bacanağın mı? Müdürün mü amirin ya da bir yönetici mi? Asla bilemiyorsun.

Sen onun hırsız olduğunu öğrenene kadar demokrasilerde yeni bir dönem başlıyor. Yeni hırsızlar ortaya çıkıyor, eskiler unutuluyor.

İnsan onlara bakınca, “Nerede o eski haramiler?” demekten kendini alamıyor.

 

HIRSIZLAR EŞİTTİR

Öncelikle Oğuz kardeşimize geçmiş olsun diyoruz. Ama ben başka bir pencereden konuyu değerlendirmek istiyorum.

Düşünün, hırsızlık artık  kıyafet çalacak kadar ayağa düşmüş.

Yahu hırsız ne yapsın? Ne çalsın? Yazık değil mi?

Büyük hırsızlar, küçüklerine çalacak bir şey bırakmamışlar. Yöneticimiz uyuyor mu?

Her taraf kamera… (Neyse ki bazıları kamera önünde saçlarını tarıyor)

Ayıp değil mi bir hırsızı küçücük bavul çalmaya muhtaç etmek?

Etraf hırsız dolu… Bilen bilmeyen hırsızlık yapıyor. Herkes neye gücü yetiyorsa onu çalıyor…

Mesleğin itibar ve şerefi… Yok… ona itibar eden yok.

Ehliyetli ehliyetsiz herkes hırsız olunca, çalacak bir şey kalmıyor.

Oysa hırsızlığında bir mesleki örgütlenmesi gerek. Oda çatısı altında toplanmalı, “ustalık belgesi” verebilmelidir. Hırsızlık mesleğinin itibarı korunmalıdır.

“Ustalık Belgesi” olmayan hırsızlık yapmasın kardeşim. Bavul çalınır mı?

Bu hırsızların hakkını kim koruyacak.

Eskiden hırsızlar, banka soyar, hükümet destekli bankerlik yapar, dövizle oynar, hisse senedini ayarlar ve hırsızlığı şerefi ve namusuyla yapardı.

Üstelik bunlar bağışlarıyla tapınak inşasına katkıda bulunurlardı.

Bunlar, büyük, büsbüyük adamlarla bağlantılı kuran hırsızlardı.

Ayrıca her hırsız kanun karşısında eşit olmalıdır. Büyük hırsızlar saygı ve itibar görüyor da bu olanak küçük çalanlardan neden esirgeniyor.

 

Neden küçük hırsızlara saygı gösterilmiyor? Saygı görülsün diye büyük hırsız mı olmak lazım?

Kanunlar karşısında her hırsız eşit muamele görme hakkına sahiptir. Hiçbir hırsız az çaldığı için, layık olduğu itibardan mahrum edilemez.

SEDAT MEMİLİ

GÜNDEM Haberleri

Taner Talaş; Adana, kişilere özgürlükçü bir tutum sergilemeyi aşılayan bir şehirdir
Orhan Kemal'in evi Sarıçam'da 2+1 daire parasına satılık!
Burhanettin Bulut'tan gazeteci döven meclis üyesi açıklaması: "Disiplin kuruluna sevk edildi"
AK Parti Yüreğir Kongresine tek liste ile gidiliyor: İşte yeni başkan, yönetim kurulu ve il delegelerinde öne çıkanlar
Enkazdan kurtarılan Tuba öğretmen, öğrencileriyle hayata tutundu