Türkiye’de o yıllarda gazetecilik yapanlar 1990’lı yılların ortalarından itibaren dünya tütün devlerinin TBMM koridorlarındaki lobi faaliyetlerine tanıktır. 26 Aralık 1997 tarihli gazetelerin birçoğunda şu haber yer alıyordu: ‘Samsun İngilizlere satıldı.’
Samsun sigarası üreten Akhisar fabrikasına yüzde 51 hisse ile İngiliz-Amerikan şirketi British American Tobacco (BAT) ortak olmuş, BAT, 49 yıllığına Samsun ve Yeni Harman sigaralarının marka hakkını devralmıştı. Konu ile ilgili YPK kararı çıktı. YPK kararının altında Başbakan Mesut Yılmaz, Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ve ilgili bakanların imzası bulunuyordu. Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Orhan Balta, YPK kararını eleştirirken, olup bitenin ne anlama geldiğini de şöyle özetliyordu: “TEKEL’e yerli ya da yabancı bir firmanın ortaklığı ancak yasa ile mümkün. 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu’na göre bir KİT statüsünde olan TEKEL’in satılması ya da ortaklık için TBMM’den özel bir yasa çıkartmaları gerekiyor. Böyle bir yasa Meclisten geçemeyeceği için gizli bir yol denendi. YPK kararı ile BAT adlı şirket 49 yıllığına TEKEL’in ürünlerine el koyuyor. Kendi ulusal pazarımızı ele geçiremeyen yabancı tekeller, şimdi yerli ürünlerimize el koyup 2.5 milyonluk bir tütün ekici ailesini saf dışı bırakmak istiyorlar.”
Türkiye’de sigara üretimi denilince Adana TEKEL fabrikasını anmadan olmaz. 1976 yılında kurulan TEKEL Adana sigara fabrikası, Türkiye’deki tütün üretiminin yüzde 25’ini karşılıyordu. 2005 yılında kapatıldı. Onunla birlikte çevre yolunun etrafında sıralanan fabrikalar da kapanarak o bölge bir fabrikalar mezarlığına döndürüldü. Ve o bölgede iki AVM kuruldu. Birisi şu an kapalı durumda.
Binlerce yeni işsiz yaratan bu sürecin ardından Adana, Türkiye’de işsizlik istatistiklerinde baş sıraya oturdu. Ülke tütünde de tamamen dışa bağımlı hale getirildi. Artık sınırlı sayıdaki yerli sigara markasını da yabancı sigara devi BAT üretiyor.
‘Yerli ve milli’ siyaset söylemi ile muhalefeti kriminalize etmek için tam bir düşmanlaştırma siyaseti izleyen AKP iktidarı alkollü içecekler gibi sigaraya da yüksek vergi koymak konusunda sınır tanımıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mayıs 2022’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Dünya Tütünsüz Günü gençlik buluşmasında bu konuda şu ifadeleri kullanmıştı:
“Devamlı artırıyoruz. Bundan dolayı da çok rahatsızlar. Hem suluda hem sigarada artırıyoruz.”
“Fakat hayret! Yani aç sefil geziyor ama onu almaktan geri durmuyor. Rakıyı almaktan birayı almaktan geri durmuyor. Yeter ki alayım diyor.”
Yani bu zulüm, sigara tekellerinin devasa kârlarına ek olarak, iktidarın dünya görüşünün de bir yansıması biçiminde katlanarak tüketiciye yansıyor.
Bu konuda uyarıcı bir yazıda şu notlar düşüldü: “Sistem (nispi vergi+ KDV) ile her 1 kuruşluk vergi artışının fiyata 6.8 kuruş olarak yansıması. Oysa maktu vergi ağırlıklı sistemler kullanan (Yani fiyata bağlı verginin düşük olduğu) AB ülkelerinde 1 kuruşluk artışın fiyata yansıması 2 kuruş oluyor. Türkiye’de AB’ye benzer bir sistem uygulansaydı, gerçekleşen maliyet artışları sebebiyle son vergi artışı nedeniyle yapılan 2 TL’lik fiyat artışının yerine yaklaşık 60 kuruş artış yapılması yeterli olacaktı. Yılbaşından bu yana yapılan 6 liralık artış da 4 lira daha az olabilecekti.”
İstanbul’da yılbaşından sonra 210 gramlık ekmeğin fiyatı 5 TL olacak. Markasına göre sigaranın paketi ise şu anda 29 TL ile 33.5 TL arasında değişiyor. Yani bir paket sigara ortalama 6 ekmek parası.
Evrensel dayanışma etkinliği için geldiğimiz Adana’da, kentin durumuna dair sohbetler ederken insan bunları düşünmeden edemiyor.
Adana, Çukurova’da toprak ve fabrika işçilerinin dünyasını edebiyata taşıyan, Kentin Büyük Romancısı Orhan Kemal’in 1954 yılında yazdığı ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’ adlı romanında anlatılan, ekmeklerini kazanmak umuduyla köyden kente göç eden İflahsızın Yusuf, Köse Hasan ve Pehlivan Ali adlı üç arkadaşın hikayesi aslında bitmiş bir hikaye değildir. Yılmaz Güney’e, Orhan Kemal Roman Ödülü kazandıran ‘Boynu Bükük Öldüler’de ağa zulmü altında ezilen köylülerin hikayesi de öyle.
Boynu Büyük Öldüler’den uyarlanan oyunu, Adana şehir tiyatrosu oyuncularından, Evrensel ile dayanışma etkinliği kapsamında izlerken, şu sesi de duyar gibi oluyorsunuz: Adana henüz hikayesi tamamlanmamış bir kenttir.