Muzaffer Özen deyince, Türkçe’ye adanmış bir ömür gelir aklıma…
Adana Erkek Lisesi’nde başlayan öğrencilik yaşamı…
Başta Eskişehir ve Diyarbakır olmak üzere güzel ülkemin birçok kentinde Türkçe öğretmenliği…
Öğretmenlikten Müdürlüğe kadar eğitimin her kademesinde özveri ile çalışan, Türkçe ve Türkiye sevgisi ile atan bir yürek…
Sayısı 10’a yaklaşan kitaplarından söz etmiyorum.
Umarım, en kısa zamanda Küçüksaat ailemize katılır, hem kitaplarını anlatır hem de bizleri aydınlatmaya devam eder.
“Günaydın” kelimesi üzerinden Türkçe’ye yapılan saldırı hakkında Sayın Öğretmenimiz Muzaffer Özen’in yazısını paylaşıyorum.
AYRIŞIYORUZ...
Siyasal, ekonomiksel, eğitimsel, kültürel... Ayrışmanın yanına bir de sözcük ayrışması eklendi...
Son günlerde GÜNAYDIN sözcüğü üzerinde bir tartışma var...
Tartışmadan amaç Harf Devrimi'ne bir karşı duruş sergilemek...
Bu geçmişte de yapılmıştı... Türkçenin geliştirilmesi, zenginleşmesi, kolay öğrenilir hale gelmesi, bilim ve kültür etkinliklerinin halkın her kesimine indirilmesi için yapılan her çalışma sabote edildi...Göktürklerden Karamanoğlu Mehmet Bey'e, Atatürk'e kadar uzanan yelpazeyi atıl hale getirmek için birileri Türkçeyi hep horladı.
TDK'yı gökkonutsal avrat, ulusal düttürü, tüttürgeç... Gibi uydurma sözcüklerle hedef alanların asıl amacı Türkçeyi zayıflatmaktı. Oysa bilmiyorlardı ki Türkçe bir aile ya da hanedan dili değil, bir ulus diliydi kökeni binlerce yıl öncesine giden...
Bugünlerde de 'günaydın' sözcüğü hedefe kondu...
Neymiş bu sözcüğün kökeni Arapların Cahiliye Devri'ne dayanıyormuş..
Ne ilgisi var?
Arapça 'kün' sözcüğü Kuran'da geçen ve 'OL 'anlamlı Allah'a atfen kullanılan bir sözcüktür.
Günaydın, Eski Altay Türklerine ait Türkçe bir sözcüktür.'Kün ve Aydın' sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Kün sözcüğünün k'si halk ağzında g'ye dönüşmüştür..
Konya'nın 'Gonya', kızın 'gız' şeklinde okunması gibi kün de 'gün' olarak değişime uğramıştır.
Güneşle ayın birleştiği ve Türk Beyleri'nin "kut" aldığı günün başlangıcından çıkan bir selamlaşma sözcüğüdür günaydın…
Dostane yaklaşımın, bir arkadaşa, komşuya iyi niyet ifadesi olan selamlaşmadır günaydın... Günün aydın olsun, güzel geçsin, iyiliklerle karşılaşın dileğidir günaydın…
Sözcüklerde siyasal anlam aramanın, anlamı çarpıtmanın bir anlamı yok.
İnsanlar istediği selamlaşma sözcüğünü kullanıyor zaten. Engel olan yok. İster 'selamün aleyküm' de, ister 'hayırlı günler', isterse 'günaydın'...
Önemli olan niyettir... Gönülden dile akan sevginin, hoşgörünün, dayanışmanın yansımasıdır asıl olan... İnsanları, kullanacakları sözcükler için bir kalıba sokmanın kimseye yararı yoktur...
Aksine toplumsal ayrışmayı pekiştirir... Ulusal bilinç ve dayanışmayı zayıflatır... Ulusları yaşatan en önemli unsurun birlik ve beraberlik olduğu, dilin de bir topluluğu millet yapan temel taşı görevi gördüğü unutulmamalıdır.