Geldiğin Yeri Unutursan…

Erol Aydın

İnsanoğlu doğumundan itibaren sürekli gelişme ile bir tekâmüle ulaşmaktadır. İnancımızda bile , “İki günü denk olan, ziyandadır!” ışığında kendimizi tazelememiz kaçınılmazdır. Bu aynı zamanda önemli uyarı ve ikazdır. Yüce Allah’ın sunmuş olduğu akıl nimeti sayesinde kendini eşrefi mahlûkata ulaştırması esas olmalıdır. Bunu yaparken de çerçevenin dışına çıkmadan makul sınırlar dâhilinde bunu gerçekleştirmek durumundadır.

            Geçmişten bugüne aldığımız yol ve geçtiğimiz güzergâhlar akılda tutulmalıdır. Nereden nereye geldiğin unutulursa bu durum hem vefasızlıktır hem de kibir olarak insanı aşağı çekeceği için hatırdan çıkarılmaması gerekmektedir. Erişilmesi ve ulaşılması imkânsız gibi görülen hedefler bir bir elde edilirken bunu; çalışma, azim ve kararlılığın yanında nasip çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir. Rızkı veren Allah olduğuna göre bunu unutmadan bunun yanına da mücadeleyi ortaya koymak kaçınılmazdır. Emeksiz yemek olmayacağı için bunu elde etmek için mubah olan çerçevenin dışına çıkmadan bunu gerçekleştirmek daha anlamlı olacaktır. Aksi takdirde haydan gelen, huya gider ki ne olduğunu bile anlayamazsınız.

            Bu fani dünyada en önemli faaliyet üretim olmaktadır. Şartlarınız, durumunuz ve de içinde bulunduğunuz konum ne olursa olsun dengelerin bozulmaması adına üretmekten gayrı çaremiz mevcut değildir. İster iş, ister hizmet, isterse fikir olsun en önemlisi ortaya bir şey koymaktır. Bu şekilde arz-talep dengesi muhafaza edilmiş olunacaktır. Bütün bunları yaparken de arkada bir iz bırakmak esas olmaktadır. Bıraktığınız iz için gelecekte sizi değerlendirme ve yorumlama da esas alınacaktır. Eser bırakmak önemlidir, her şey yok olduğunda yaptığınız eser baki olacaktır.

            İnancımızda bile geriye bırakacağınız sadakayı cariye amel defterlerinizin kıyamete kadar açık kalmasına vesile olacaktır. Ecdadımız buna çok önem vermiş maddi olarak bir şey bırakamasa da hayırlı evlat bırakmıştır. Her şeyin geçici yapılan hayır ve hasenatın ölümsüz olduğu bilinciyle sayısız vakıflar inşa etmişlerdir. İnsanın yanı sıra hayvanlar için de akla hayale gelmeyecekler hizmetler üretmişlerdir. Böyle bir toplumda kötülüklerin ortaya çıkması söz konusu olabilir mi?

            Sonuç olarak; geldiğin yeri unutursan, gideceğin yolda kaybolursun. İnsan doğum ile başlayan ve ölüm ile bu dünya için nihayete eren hayat sarkacında yok olup gitmemek adına kendini çek etmelidir. Bu durum aynı zamanda nefis muhasebesi ile ifade edilen hayatın gözden geçirilmesidir ki eğriyi doğrudan ayırmak adına mutlak gerekliliktir. Unutma, unutursan unutulursun!

            Esenlik dileklerimle,

            Erol Aydın