Nasıralı İsa Yeruşalem sokaklarında gezerken meydanda kalabalığın toplandığını ellerindeki taşlarla bir kadını recm etmekte olduklarını görmüş. Kadın kentin meşhur fahişesi Maria Magdelena’ymış ve ahali Nasıralı’dan da lince eşlik etmesini istemiş, İsa onlara şu meşhur cevabı vermiş; “ taşı içinizdeki en masum, günahsız olan atsın “ demiş. Bu hikmetli laf karşısında herkesin taş kesildiği rivayet edilir. Biz de Fikri Sağlar ile ilgili diyoruz ki “ taşı en masumunuz “ atsın.
Fikri Sağlar bu memleketin yetiştirdiği namuslu, dürüst, Cımhuriyetçi, sol kimliğini hiçbir vakit saklamamış bir siyasetçi ve entelektüeldir. 80’li yıllarda Kürtler işkenceye alınırken, devrimciler cezaevlerinde falakaya yatırılıp, açlık grevine girdiklerinde bu namuslu insan onların yanındaydı. Kültür Bakanlığı sırasında sol/sağ ayırmadan fikir namusu olan, düşünen her insana saygınlığını bu insan iade etti. Devlet çeteleşmişken, en tepedeki kişi tarafından rutin dışına çıkabileceği söylenirken, hukuksuzlukların, faşist yapıların üzerine cesaretle giden bir insandan bahsediyoruz.
Bütün siyasi kariyerinde çizgisinden hiç sapmamış, genel başkan dalkavukluğu yapmamış, önseçimlerden defalarca çıkmayı başarmış, genel başkanların anahtar listelerinden değil delegelerin hür ve bağımsız iradesiyle kurullara seçilmiş bir siyasi kimlik var karşımızda.
Siz ölü taklidi yapıp, laikliği mezara gömdüğünüz de, on yıldır hiçbir sonuç vermemiş uyduruk bir ilm/i siyaset adına partinin temel ilkesi olan laikliği kazıdığınızda, çiğnenmesine göz yumduğunuzda susacak ve ne iyi yapıyorsunuz mu diyeceğiz. Önce kendi değerlerinize sahip çıkın, susmanın, unutmanın, ölü taklidi yapmanın kimseye bir faydası olmayacağını öğrenin artık.
Faşizmin istihzasıdır; faşizm insanlık tarafından onca acı deneyimden sonra mahkum edildiğinden hiçbir faşist bu sıfatı sahiplenmez. Akp sözcüleri, kalemşörleri bilumum liberal koro halinde Sağlar’ı alçakça bir lince tabii tutuyorlar. Demirtaş siz katil dediğinizde nasıl katil olmuyorsa, sizin için politik bir düşman ve halkı ile bağı kopartılması gerekli bir tutsaksa, Sağlar’da ettiği lafla ataerkil düşünmüş, kadınları aşağılamış bir kimse olmuyor. Yaptığı tekerinize çomak sokmak, sahte uzlaşmanızı paçavraya çevirmek ve milyonlarca insanın tedirginliğini kitabın ortasından konuşarak cesaretle söylemek.
Üzücü olan iktidar savaşlarına malzeme yapılan, birarada yaşamanın teminatı, modernitenin tutkalı olan laikliğin bu kuru gürültüde sahipsiz ve orta yerde bırakılması. Muhafazakar, gerici, devletçi Kemalistler için laiklik nasıl bürokratik iktidarlarının kılıfı ve güvencesi olduysa şimdinin devletleşmiş siyasal islamcıları için türban siyasal bir simge, kitle mobilizasyon aracı ve çökmekte olan iktidarları için can simididir. Bu sahte uzlaşmayı kendi adıma reddediyorum.