Bulunduğunuz coğrafya ekonomik olarak da geleceğinize yön verecek önemli kriterdir. Stratejik ve jeopolitik konumunuz gelişme ve ilerlemenize de önemli katkı ya da ayak bağı oluşturmaktadır. Bir de Türkiye gibi imparatorluk bakiyesi olan bir ülkeyseniz işiniz çok kolay değildir.
Geçmişten miras sırtınıza yüklenen ağır sorumluluklar, devamlılık gereği reddedemeyeceğiniz gerçeklerdir. Yılarca süren savaşlar, yokluk ve kıtlıklar ekonomik olarak sizi hep aşağıya çekmiştir. Güçlü özel sermayenin olmaması, devletin mecburen iğneden ipliğe Kit oluşturması kalkınmayı geciktirmiştir. Yeraltı kaynaklarınızın yetersiz oluşu, verimli topraklarınız olsa da teknolojiyi kullanamamış olmamız sizi dışa bağımı hale getirerek dış ticaret açığını sürekli hale getirmiştir. Bütün bunlara ilave olarak askeri darbeler de bu işin tuzu biberi olmuştur. Tam belinizi doğrulturken başınıza bela edilen terör konusu bütün kaynaklarınızın heba olmasına sebep olmuştur.
Türk ekonomisiniz makro düzeyde ve yapısal sorunları mevcuttur bunları halletmeden müreffeh seviyeyi yakalamanız mümkün değildir. Bugün 1 doların 10 TL olması herkes için kaygı verici olsa da yine 1 doların 114 Japon Yeni ettiği gerçeği gözden kaçırılmaktadır. Ekonomisi bu kadar güçlü Japonya’nın dolar karşısında ki değersizliği bir krize yol açmamaktadır. Çünkü ülkenin ihracatı ithalatından fazla olduğu için döviz girdisi ile bir düzen kurulmuştur. Bu kapsamda enflasyonda % 0,5 olduğu için satın alma gücü sabit kalmaktadır. Bir Japon bugün alacağı malın bir sene sonra da aynı fiyat olduğu için alışveriş için bir acelesi yoktur.
Bizde ki en büyük sıkıntı ihracatımız ile ithalatımız arasında ki makasın açık olmasıdır. Yani dış ticaret açığımız en büyük handikabımızdır. Üstelik ihracatımızda ki ithal girdisi çok büyük olduğu için elde var sıfır durumu söz konusudur. Bu döngüyü kırmak için teorik olarak; katma değeri yüksek, teknolojik ürünler üretmek, tasarruf etmek ve bunları dışarıya satarak girdi sağlamak. Bunu yanında lüks tüketim ithalatının da önünü keserek bu açığa kapatmaktan başka çaremiz yoktur.
Bugün iktidara yüklenenler, yarın iktidara gelseler bunu yönetimle çözmeleri mümkün değildir. Çünkü meselenin çok boyutu vardır ve sizin sadece yönetmekle düzeltemeyeceğiniz paradoksları mevcuttur. Türkiye son yirmi yılda başta vesayet olmak üzere birçok alanda enerjisini boşa harcamıştır. Her şeye rağmen ülkemizin geleceğini inşa etmek adına özellikle savunma sanayinde büyük yatırımlar yapılmıştır. 2023’te tamamlanacak olan yerli ve milli savaş uçağımız bittiğinde ticaret açığımız ortadan kalkacaktır. Bu kulvarda dünyada ilk beşe girmenin dışında seri üretimle tanesini 100 milyar dolara sattığınızda bizi kimse tutamayacaktır.
Sonuç olarak; büyük resmi görmeyenler için ortaya hangi argümanı koysanız kulp takacaklardır. Ama unutulmasın ki bu tekerlek tümsekte kalmayacaktır. Siz patates/soğan hamaseti ile suni gündem oluştururken biz Türkiye’nin beka sorununu kökten hallediyoruz bunu görmek için de vizyona ihtiyaç vardır.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın