Üç aylar; Recep, Şaban derken Ramazan’ın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Sayılı gün olduğu için su gibi akıp, geçti. Geçerken de ihya edenler için büyük mükâfat ve kaçıranlar için büyük kayıp oldu. Özellikle büyük şehirlerde artık Ramazan buruk ve boynu bükük geçmektedir.
Sokağa çıktığınızda % 99’ı Müslüman olan bir ülkede Ramazan’a ait bir emare görmeniz söz konusu değildir. Bazen düşünüyorum, sadece ben mi oruçluyum? Çünkü herkes günlük hayat tezahürüne aynı şekilde devam etmektedir. Müslümanlık artık sadece caminin içine sıkışmış durumdadır. Camilerin bahçeleri dâhil olmak üzere işgal altındadır. Eskiden de herkes oruç tutmazdı, fakat sizin bunu anlamanız mümkün olmazdı. Hayâ, edep, saygı ve ar damarı çerçevesinde insanlar kendilerini ifşa etmezlerdi.
Küreselleşme sonrasında ortaya çıkan dijitalleşme her şeyi olduğu gibi inancımızı da olumsuz yönde etkilemiştir. Dijital çağ Ramazan’ın da oruç olmadığı gibi buna bağlı ibadet ve ritüellerin hiçbirisine yer yok! Bunun yerine Ramazan eğlenceleri, reklamları, alışverişleri, kampanyaları ve turları var. Bir de oruçsuz iftar sofraları var. Bundan sonra, Ramazan geçmişte yaşanmış ve günümüzde sadece adı kalmış nostaljik bir gelenek olarak popüler kültürün bir objesi olmanın ötesine geçemeyecektir. Bu gidiş bizi sonunda duvara toslayacağımız bir sürece sürüklemektedir.
Eskiden özellikle Anadolu’da Ramazan ayında kimseye oruçlu musun? Diye sorulmazdı. Bu büyük bir ayıp ve hatta hakaret olarak kabul edilirdi. Şimdi ise çarşıda, pazarda velhasıl her ortamda insanlar size sormayı bırak, sürekli bir şeyler ikram etme çabasında olmaları ibretliktir. Nereden, nereye diye sorsak da maalesef sonuç değişmiyor.
Ramazan’ın ayrılmaz parçası olan Teravih namazları da yine mahalle camilerinde can çekişmektedir. İlk günlerde dolma noktasında olan camiler sona doğru yaklaşıldıkça yarı yarıya azalmıştır. Daha ilginç olan ise çocuk ve gençler neredeyse parmakla gösterilecek düzeydedir. Gelecek adına büyük kaygı ve endişeye sebep olacak bu gidişat hayra alamet değildir. Geçen gün Teravih namazında caminin boşluğunu doldurmak adına imam birinci safı geriye doğru çekerek bir teselli bulmaya çalışsa da ortaya çıkan görüntü gönülleri yaralamıştır.
Sonuç olarak; dijitalleşme ile birlikte haz ve hız çağında inanç ve kutsallarımız sürekli aşınarak önü alınamaz bir çıkmaza sürüklenmektedir. Yakın gelecekte Ramazan’ın sadece adı kalacak içeriği tamamen boşalacaktır. Oruç tutmak saklanıp, gizlenen bir ibadet haline gelecektir. Adeta bir kusur ve çağdışılık olarak görülecektir. Yüce Allah sonumuzu hayr eylesin.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın