Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine yönelik yaptırım kararlarının uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen kanun teklifinin 19 Aralık 2020 tarihinde TBMM Adalet Komisyonundan geçmesi sonrasında Adana'da faaliyet gösteren 14 STK, teklifin 15. maddesinin masumiyet karinesine aykırı olduğunu ve yardım derneklerinin bürokrasinin insafına terk edileceğini, söz konusu teklifin 2. bölümünde Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklik öngören maddelerin tekliften çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Adana'da 13 derneğin de imzaladığı Mazlumder Adana tarafından yapılan açıklama şöyle:
Teklifin hazırlanma nedeni OECD bünyesindeki FATF’nin (Mali Eylem Görev Gücü-Financial Action Task Force), Türkiye ile ilgili 2018 yılı verilerine dayanarak 2019’da paylaştığı tavsiye raporu olarak gösteriliyor. FATF’ın kurucuları ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada tarihte en çok kitle imha silahı kullanan devletlerdir. Bu devletlerin tavsiye kararları sorgulanmaya muhtaçken, teklif FATF’ın tavsiyelerini de aşan bir boyutta sivil toplum alanını toptan işlevsizleştirecek, denetim ve yaptırımları daha da artıran düzenlemeler içermektedir.
Kanun teklifinin adı ve gerekçesi kitle imha silahlarının yayılması ve terörün finansmanının engellenmesi olarak sunulsa da, ilgili düzenleme daha çok 5253 Sayılı Dernekler Kanunu ve 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklikler öngörmektedir.
2013 yılında kanunlaşan, kurumsal olarak risklerine de vurgu yaparak tepki gösterdiğimiz, Türkiye’deki sivil toplum örgütlerinin açıkça karşı çıktığı, aleyhinde basın açıklamaları düzenlenen Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun ile temelleri atılan süreç, daha sıkıntılı ve sivil toplumu toptan işlevsizleştirme riski taşıyan bir yöne evrilmektedir.
İçerik açısından özellikle dikkat çekmek isteriz ki teklifin 15. Maddesiyle, basit bir soruşturma ile bile, masumiyet karinesine aykırı olarak, dernek organlarında yer alan kişinin hatta dernek organının geçici olarak görevden uzaklaştırılmasının ve derneğe kayyım atanması ile gerekli görülürse derneğin faaliyetlerinin geçici olarak durdurulmasının yolu açılmaktadır. Soruşturma ve kovuşturmaların uzunluğu ve niteliği, basit bir gizli tanık beyanı ile bile kişi ve kurumların rahatlıkla soruşturmalara dahil edilebildikleri dikkate alındığında sivil toplumun karşı karşıya bulunduğu risk anlaşılacaktır.
Ayrıca yardım derneklerimizin tarihte örneği görülmemiş ve dünyaya örnek olacak çalışmaları göz önüne alınırsa, ön görülen değişiklikle yardım dernekleri bürokrasinin insafına terk edilecek ve ağır yaptırım baskısıyla karşı karşıya kalarak çalışmaları sekteye uğrayacaktır.
Bugün ülkemizin temel hak ve özgürlüklerin daha fazla kısıtlanmasına ve yardım çalışmalarının önünün kapatılmasına değil, bilakis bu özgürlüklerin ve çalışmaların tarihi mirasımıza yakışır bir şekilde genişletilmesine ihtiyaç vardır.
Bizler aşağıda ismi bulunan kuruluşlar olarak söz konusu Kanun Teklifinin ikinci bölümünü oluşturan ve özellikle Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklik öngören maddelerin tekliften çıkarılması gerektiğini vurgularız.
İMZACI KURUMLAR
Adana Öze Dönüş Derneği, Adana Umut Kervanı, AGD Adana, Alfabe Derneği, Büyük Saat Gazetesi, Cansuyu Derneği Adana, İnfak Derneği, Köklü Değişim Adana, Köprü Yardımlaşma Derneği, Medeniyet Vakfı Adana, Mustazaflar Cemiyeti, Özgür-Der Adana, Rahmet Derneği.