Çoluk Çocuğun Geleceği İçin….

“Hakkınızda işlem yapsam çoluk çocuğunuz bile ömür boyu iş bulamaz”Madagaskarlı Bir Emniyet Müdürü

Esasında her şey tıkırındaydı… Önce eğitim sistemi, hüseyni makamında otomatiğe bağlanmıştı. Eğitim sisteminin en büyük sıkıntısı öğrenciler olmasıydı. Oysa sadece inşaat ve okul yapmakla kalsaydı ne güzel olurdu.

Hastalıklar olmasa sağlık sistemi; enflasyon, döviz Falan olmasa ekonomi sistem, deprem olmasa imar yönetmeliği, yağmur ve çöp olmazsa belediye hizmetleri esaslı işlerdi.

Bir de şu emeğinin hakkını arayanlar. Esasında hakkını arayanlar komünistler gibi görüldüğü yerde ezilmeliydi.

Neden mi? Çoluk çocuğu geleceği için…

İşte o sabah Bahtiyar işe gitmek üzere tembel tembel kahvaltısını yaparken Oğlu Küçük mesut okul harçlığı ister. Cebinde parası olmayan Bahtiyar’ın kafasında şimşek çakar.  “Kırtasiye gideri, servis ücreti, okul harçlığı derken paranın yetmediğini ve çalıştığı fabrikadan hakkını alamadığını fark eder.  

Sendikalı olsa çoluk çocuğunun geleceğini kurtarabilirdi.

Aynı durumda olan arkadaşları ile bir araya gelir. Önce müdüre gidip niyetlerini söylerler.  Müdür hepsini kovar, isimlerinin karşısına da kırmızı işaret koymayı unutmaz.. İşçiler: “Neden izin vermiyorsunuz? diye sorunca müdür sesini alçaltarak biraz da çaresizce:

“İzin verirsem olmaz… Çoluk çocuğumun geleceği…”

Temsilci seçilen bir grup arkadaşıyla Genel Müdür’e gider, sendikalı olma isteğini bildirirler. Genel Müdür’ün kaşları çatılır:

“Neden sendikalı olmak istiyorsun?”

“Çoluk çocuğumun geleceği için efendim…”

“Olmaz!”

“Neden olmaz?”

“Evladım ben de çoluk çocuğumun geleceği için buradayım… İzin veremem…”

İşçiler, çoluk çocuklarının geleceği için greve başlarlar, fabrikada üretim durur.

Çevreleri çoluk çocuğunun geleceğinin peşinde olan simitçi, ayrancı, işportacı seyyar satıcı dolar.

Bazı yayın organları haber yapar, bazı yayın organları da ölü taklidi… Ne de olsa o gazetecilerin de geleceğini koruyacakları çoluk çocuğu vardı.

Doğal olarak bazı çalışanlar greve katılmadılar. Grevciler onlara:  

“Alçak… Hain… Satılmışlar…” diye bağırınca, çalışmak isteyenler:

“Neden suçluyorsunuz çoluk çocuğumun geleceği için çalışıyorum…

Grevciler, çoluk çocuklarının geleceği için grev kırıcılarına izin vermez, fabrika müdürü de çoluk çocuğunun geleceği için fabrikayı çalıştırmak zorunda olduğundan polisi arar.

Polis, çevrede güvenlik önlemleri alır. Grevciler bu önlemlere karşı koyar.

Grev sözcüsü Emniyet müdürüne:

“Biz terörist değiliz, hakkımızı arıyoruz…” der. Müdür de onlara:

“Dağılın gidin, şimdi hakkınızda işlem yaparsam, çoluk çocuğunuz ömür boyu hiçbir yerde iş bulamaz…”

“Biz o çocuklarımız için greve devam edeceğiz” diyen grevciler dağılmadı. Müdür “dağıtın” diye emir verir. Polis grevcikleri coplamaya başlar.

Polislerden biri Bahtiyar’ın bacanağıydı. Bahtiyar kendini coplardan korumaya çalışırken Bacanağına:  

 “Ulan beni de mi dövüyorsun?. Dün akçam bizde yemekteydin. Sana dert yandım. Cafer’e para yetiştiremiyorum demedim mi? Çoluk çocuğum için burada olduğumu bilmiyor musun?” diye feryat edince:

“H biliyorum” dedi Bacanağı copu sallarken “Ben de çoluk çocuğumun geleceği için dövüyorum…”

Bahtiyar yediği coplar ve uğradığı hakaretlerin altında ezilerek eve gider. O sırada okuldan dönen Küçük Mutlu babasına doğru koşar:

 “Baba, müdür kayıt parası istedi” deyince, Bahtiyar o sinirle:

“Ulan her şey senin yüzünden” diyerek, oğlu Mutlu’nun geleceği için onu tekme tokat döverek odasına kovar.

 

Olayın Geçtiği Madagaskar bir garip ülke… herkes kendi çoluk çocuğunun geleceği için karşısındakinin çoluk çocuğunu düşünmediği için bu ülkenin çoluk ve çocuğunun geleceği karartılmıştır.

Umarım, onlar da bizden feyz alır ve doğru yolu bulurlar.

(*) Madagaskar, ölmeden önce görmek istediğim bir ülkedir.

GÜNDEM Haberleri

500 TL'lik banknot geliyor: Tarih belli oldu
Kılıçdaroğlu hakim karşısında neler söyledi? İşte savunması...
İstanbul-Çukurova Havalimanı uçuşu iptal edildi
AK Parti Karaisalı İlçe Başkanı Osman Kurdak bıçaklandı
Erdoğan'dan emekli aylığı ve asgari ücret açıklaması