Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi Dr. Müzeyyen Şevkin, Sanayileşme İcra Komitesi’nin (SAİK) tüm kamu kurumlarında ihale şartname ve sözleşmelerinde hatalar, eksikler olduğunu kabul edercesine kurulan bir komite olduğunu belirtti.
Resmi Gazete’nin 14 Ekim 2020 tarihli nüshasında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ‘Sanayileşme İcra Komitesi’ adı altında yeni bir komite kurulduğunu hatırlatan Dr. Şevkin, Cumhurbaşkanı başkanlığında kurulan komitenin üyeleri arasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı, Ticaret Bakanı ve Strateji ve Bütçe Başkanı’nın yer aldığını, komitenin kuruluşunun ardından her kurumda ihale ve şartname süreçlerini, evrakları yeniden düzenleyecek birer birim oluşturulmasının devletteki bürokrasiyi daha fazla arttıracağına işaret etti.
Konuyla ilgili Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın yanıtlaması istemiyle meclise soru önergesi sunan Dr. Şevkin, sekreteryasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yürüteceği komitenin bütçesinin de yine bu bakanlık tarafından karşılanacağının belirlendiğini kaydetti.
Tüm kamu kurumlarında ihale şartname ve sözleşmelerinde hatalar, eksikler olduğunu kabul edercesine kurulan bu komitenin bürokrasiyi tümüyle büyüteceğini, komitenin kuruluşunun ardından her kurumda ihale ve şartname süreçlerini, evrakları yeniden düzenleyecek birer birim oluşturulmasının ve bu birimlerin sekreterya olan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile eşgüdüm halinde çalışmasının aynı işi onlarca yere yaptırma denemesi olduğuna dikkat çekti.
Devletteki bürokrasinin daha fazla artacağını ve komiteye bütçeden yeni ödenek ayırmanın tam bir israf olduğunu dile getiren Dr. Şevkin, komitenin görevleri arasında sayılan, “Ülke için kritik öneme sahip şirketlerin ortaklık yapılarında, yurtiçi üretimin sürekliliği ve ulusal güvenliği riske atabilecek değişikliklere ilişkin işlemlerde karar almak” ibaresinin ise son derece riskli, net yazılmamış ve yerli/yabancı yatırımcıyı endişelendirebilecek, kamu şirketlerinin mevcut durumunda değişikliğe gidebilecek bir hüküm olduğunu vurguladı.
Kamuyu mu yoksa özel şirketleri de mi kapsadığı belirsiz bu hüküm ile şayet kamu kastediliyorsa Türkiye Varlık Fonu’na dahil şirketlerden Kamu İktisadi Teşebbüslere (KİT) kadar, enerji ve sanayi alanına, savunma sanayiine kadar etki edebilecek bir hamle olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Dr. Şevkin, “Bu hükümle özel sektör kastediliyorsa zaten altından kalkılmaz bir hal oluşacaktır” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı sayın Mustafa Varank tarafından yazılı olarak yanıtlandırılması istemiyle meclise sunduğu önergede şu sorular yer alıyor:
1- İlgili Bakanlıkların, Cumhurbaşkanlığı’ndaki yüksek maaşlı politika kurullarının, devlette yıllardır çalışan özerk üst kurulların, müsteşarlıktan başkanlığa dönüştürülen birimlerin görevi zaten sanayileşmede yerlilik, kamu alımlarında ithalat bağımlılığından kurtulmak değil midir? Hal böyleyken yeni bir komite oluşturmanın anlamı nedir?
2- Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde yeni kurulan Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü için teklif edilen 2021 bütçesi 80,7 milyon lira olmuştur. Bu tutarın 29 milyon lirasının model fabrikalar ve 11 milyon lirasının yenilik merkezleri için kullanılacağı açıklanmıştır. Sanayileşme İcra Komitesi kapsamında yapılacak harcamaların da bu Genel Müdürlük üzerinden koordine edileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda Sanayileşme İcra Komitesi için belirlenen bütçe ne kadardır?
3- Komitenin görevleri arasında ‘Milli teknoloji hamlesiyle uyumlu biçimde, yerli üretim ve teknolojinin kamu alımlarıyla gelişmesini sağlamak, yatırım, üretim ve finansman sürecini kolaylaştırmak, rekabeti artırmak’ gibi nedenler sıralanmaktadır. Bakanlıklar ‘Milli Teknoloji Hamlesini’ zaten takip etmekle, kamu alımlarında yerli ürün şartını sağlamakla görevli değil midir?
4- Savunma Sanayii Başkanlığı, Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, yerli sanayileşme, savunma sistemleri ve ihalelerde yerli ürün alımı, yerli teknoloji ve yazılım kullanılmasını gözetmiyor mu?
5- Bakanlıklar mal satın alırken öncelikle yurtiçinde üretilen ürünü değerlendirmekle yükümlü değil midir? Bu mevzuatlardaki eksik ve engeller zaten bugüne kadar kaldırılmak zorunda değil miydi? Yeni bir yazışma trafiğiyle yine bürokrasi şişirilmeyecek mi?
6- Yerli otomobil projesi için harcanan 47 milyon doların sonunda elde edilen kazanım var mıdır? Varsa nelerdir? Türkiye’nin Otomobil Girişim Grubu (TOGG) projesinde gelinen süreç nedir? Oluşturulan ek kurulun yerli üretime ne gibi katkıları olacaktır?
7- Oluşturulan komite; devletin mevcut kadro ve kurumlarını yok saymak, var olan kurumları etkisiz kılmak, kıdemli uzmanları, bürokratları dinlemek yerine onları saf dışı etme anlamı taşımıyor mu?
8- Komitenin görevleri arasında sayılan ‘Ülke için kritik öneme sahip şirketlerin ortaklık yapılarında, yurtiçi üretimin sürekliliği ve ulusal güvenliğe riske atabilecek değişikliklere ilişkin işlemlerde karar almak’ hükmü kamuyu mu yoksa özel sektörü mü ilgilendirmektedir? Komite özel sektör şirketlerinde de istediği gibi değişiklik yapacak mıdır?