CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Adana’da CHP Genişletilmiş İl Danışma Kurulu Toplantısı’nda konuştu. Özel, “84 milyonu kucaklayan gerçek bir devlet adamı, gerçek bir devlet başkanını seçeceğiz ve bunu Recep Tayyip Erdoğan’a inat hep beraber 84 milyonla birlikte yapacağız” dedi.
Özel, “Başta Kürt meselesi olmak üzere toplumsal bütün sorunları demokrasi yoluyla, müzakere temelinde ve TBMM’nin merkez olduğu şekilde çözeceğiz” diye konuştu.
Özel, şöyle konuştu:
Toprağa alının terini damlatan, o damlayan terden bereket fışkırtan, o bereketle çoluğunun çocuğunun rızkını kazanan, haramdan ve yalandan korkan Çukurova’nın, Adana’nın güzel insanları; hepinize merhaba. Selam olsun; sanayi tezgahlarında ömür geçirenlere, dirsek çürütenlere. Selam olsun dokuma tezgâhlarında gözünün nurunu akıtanlara. Selam olsun Yüreğir’de sabahın 5’inde yollara düşüp, sokaklara dökülüp işsiz ve aşsız evine dönen boynu büküklere. Selam olsun; siftahsız esnafa, selam olsun emeklisine, emekçisine, gencine yaşlısına. Adana’nın mert, yüreği sağlam, alnı açık, başı dik güzel insanlarına. Haksızlığa, hukuksuzluğa boyun eğmeyen, Yılmaz Güney’in dirençli, inatçı Adanasına selam olsun. Orhan Kemal’in memleketine, Yaşar Kemal’in ‘taş eksen boy verir’ dediği Çukurovasına, Adanasına selam olsun. Ne diyor Yaşar Kemal, zulme sessiz kalan bir gün zulme uğrar. Haksızlığa karşı durmak insanlık onurudur. İşte biz o zulüm karşısında sizinle birlikte olmaya, sorulan soruya neden hep yoksulluk yazıyorsun diye, bir ülkede yoksulluk varsa onu yazmayan yazar değil, insan bile olamaz, önce insan olmak lazım, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır diye cevap veriyor Yaşar Kemal. Halkı yokluğa, yoksulluğa iten, kuru ekmeğe muhtaç eden; aşını, işini elinden alan ve şimdilerde Saraylarda yaşayan Abdi Ağalara karşı Adana’nın İnce Memed'lerine selam olsun.
Size biraz önce birinin selamını ilettim. 16 Nisan 2017 günü, öncesinde yapılan kanlı bir darbe girişimini fırsata çevirip, ilan edilen olağanüstü hal şartlarında; rejime kasteden bir anayasa değişikliği yapıldı. Öncesinde, sırasında, sonrasında yaşanan bütün eşitsizliklere, eşitsizliklere, haksızlıklara rağmen yüzde 51’e 49 sonuçlandı o anayasa referandumu. O referandumun akşamı herkes yıkılmışken, birisi yıkılmadı, dimdik ayaktaydı. O referandumdan 2 ay sonra, dünya siyasi tarihinin en uzun süren, en kapsamlı yürüyüşünü gerçekleştirdi ve adalet talebiyle yola çıkıp, adalet yürüyüşünü gerçekleştirdi. O gece yılmayan, o gün yola çıkan o adalet yürüyüşçüsü; 31 Mart seçimlerinde MHP’nin küfürleri, AKP’nin baskıları, bazı televizyoncuların kahkahaları arasında Türkiye’de Adana’nın da içinde bulunduğu 11 büyükşehri kazandı. O adalet yürüyüşçüsü, dünya siyasi tarihinde görülmemiş bir şekilde 6 siyasi partiyi, birbirine geçmişte rakip olmuş çok farklı geleneklerden gelen 6 farklı siyasi partiyi, bir araya getirerek büyük bir ittifak siyasetinin mimarı oldu. Size dünyadaki en büyük sivil itaatsizlik eylemlerini yapan, mazlumların sesini duyuran, yoksulların umudu olan, ‘kimsesizlerin kimsesi’ olma vasiyetini hayata geçirmek için yollara düşen Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamlarını getirdim.
"HEP BERABER YÜRÜYORUZ"
Birileri ne yapmaya çalışırsa çalışsın; kutuplaştırmak isteyenlere karşı kucaklaştırmaya, ötekileştirenlere karşı ötekinin hakkını savunmaya, şeytanlaştıranlara karşı kardeşleştirmeye bu ülkeyi barıştırmaya ve helalleşmeye çıktığı yolda, Genel Başkanımızla birlikteyiz hep beraber yürüyoruz. Her ne olursa olsun bu ideali başaracağız. ‘Hedef 2023’ diyenlerin gerçek niyetini biliyoruz. Ancak Cumhuriyetle onun kurucu kadrolarıyla husumeti olanların değil; ancak 100 yıl önce bir çivisi, bir toplu iğnesi, mermisi, tankı topu olmadan ama inançla kurtuluşa ve kuruluşa bu ülkeyi kim ikna ettiyse ikinci yüzyıldaki büyük kurtuluşa da o kadrolar ikna edecek. CHP’liler ikna edecek, bizler ikna edecek.
"ADANA’YA GENEL POLİTİKALARIYLA ZULMETTİLER"
23 Nisan 1920’de Adana’dan Ankara’ya 5 mebus gitti. Bu 5 mebus farklı inançlardan, görüşlerden, etnik kökenlerdendi ama hepsinin ortak gayreti ölümü de göze alarak Anadolu’yu ve Rumeli’yi kurtarmaktı. Yaptıkları görevin bilinciyle ve inancıyla; onurla, gururla yıllar sonra memleketlerine dönerken, maalesef Adana’ya son 20 yıldır etnik kökenine, inancına, mezhebine göre bu ülkeye ayrılık yaşatmak isteyenler, Adana’ya da genel politikalarıyla zulmettiler. Biz CHP olarak bütün bu ayrıştıranlara, kutuplaştırmaya çalışanlara inat Adana’dan sesleniyoruz; Türklere, Kürtlere, Araplara, Lazlara, Çerkezlere, Boşnaklara ve bu güzel vatanda yaşayan tüm etnik gruplara Türkiye’deki Müslümanlara, Hristiyanlara, Yahudilere, Alevilere, Sünnilere bütün mezheplere, yaygın daha az yaygın ya da istisnai tüm tercihlere; tüm bu farklılıkları birer sorun, ayrılık değil birer zenginlik olarak görüyoruz ve bütün Adana’yı, bütün Türkiye’yi kucaklıyoruz.
"TOPLUMSAL BÜTÜN SORUNLARI DEMOKRASİ YOLUYLA ÇÖZECEĞİZ"
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında; başta Kürt meselesi olmak üzere… İsteyen istediği kadar inkar etsin, bu sorunu yaşayanlar böyle bir sorun var dedikçe, başta Kürt meselesi olmak üzere toplumsal bütün sorunları demokrasi yoluyla, müzakere temelinde ve TBMM’nin merkez olduğu şekilde çözeceğiz. Bir soruna yok demek o sorunun yok etmez. Ancak aradaki sorunları ortadan kaldırmak için gönlünü açanlar Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle, Boşnağıyla, Alevisiyle, Sünnisiyle bu ülkeyi kucaklıyorlar. Onlar CHP’lilerdir, onlar bizleriz, onlar sizlersiniz.
"84 MİLYONLA BİRLİKTE YAPACAĞIZ"
Atanamayan öğretmenlere, emeklilikte yaşa takılanlara, gübre alamayıp tarlasını ekemeyenlere, ayın sonunu getiremeyenlere, borcunu ödeyemeyenlere, yarınlarına güvenle bakamayanlara diyoruz ki; artık sizin ezilmeye muhtaç olduğunuz bir düzen olmayacak. Biz bu düzeni hep birlikte değiştireceğiz, siz ezilmeye mahkum değilsiniz artık. EYT’lilere de şunu söylüyoruz; Edirne’den Kars’a Jüpiter’den Mars’a çıkacaksa çıksın artık bu yasa, çıkmazsa geliyor gelmekte olan bitirecek bu zulmü. Elbette bir anayasa yapacağız ama birileri istiyor diye değil, bir toplumsal mutabakatla Erdoğan’a anayasa yapmayacağız, her doğana anayasa yapacağız. Yoksulu gören, dünyaya bakan, dezavantajlı gruplar için tedbirler alan, doğayı, çevreyi önceleyen gerçek bir toplum sözleşmesini hep beraber yapacağız. Bizim anayasamızı da 84 milyonu kucaklayan bir Cumhurbaşkanı, yeminine sadık bir Cumhurbaşkanı, aynı kalemle sabahleyin kaymakam öğleden sonra ilçe başkanı atayan bir Cumhurbaşkanı değil, Atatürk tarafından kurulan devletin ajansını kişisel ajansa çeviren, hepimizin vergileriyle maaşları ödenen TRT’yi bir partinin televizyonuna çeviren bir Cumhurbaşkanı değil, 84 milyonu kucaklayan gerçek bir devlet adamı, gerçek bir devlet başkanını seçeceğiz ve bunu Recep Tayyip Erdoğan’a inat hep beraber 84 milyonla birlikte yapacağız.
Biz gelince yargıyı nasıl ele geçiririz diye bir çaba yok, nasıl ele geçirilemeyecek bir yargı düzeni kurarız diye bir çaba var. Çay toplayarak göze girenler değil adalet dağıtarak milletin gönlüne girenlerin peşindeyiz. Birilerinin istediği kararları değil vicdanın gereğini yapacak hakimlerin peşindeyiz. Bir daha kimsenin ele geçiremeyeceği bir basın için, emekçilerin sendikal hakları için, patronların kamu ihalelerinden uzak duracağı örnek bir basın kanunu için çalışıyoruz. Kadına karşı şiddet, çocuk istismarı ve kadın cinayetlerinin tamamen ortadan kalkması için toplumsal barışın sağlanması için en başta İstanbul Sözleşmesi’ne ilk haftada imza atarak bu acıların bir an önce durmasını bekliyoruz.
"DEVLET HİÇBİR AİLENİN, HİÇBİR VAKFIN ARKA BAHÇESİ OLMAYACAK"
Son 20 yılda bir sadakat rejimi kurdular. Sınavlarda en yüksek notları alan öğrenciler yapılan mülakatlarda eleniyor. Reis nedir diye sorana Temel Reis diyeni eleyip Recep Tayyip Erdoğan aklıma geliyor diyenlerin memur olabildiği bir düzendeyiz. Mülakatları kaldıracağız. Devlet hiçbir ailenin, hiçbir vakfın arka bahçesi olmayacak. Milletin vekilini milletin seçtiği bir seçim yasası için çalışıyoruz. Siyasi ahlak yasası için çalışıyoruz. Hiçbir kulun hakkının yenmediği namuslu bir Kamu İhale Kanunu’nu hayata geçirmek için çalışıyoruz.
"ADAY İLAN EDİLENE KADAR..."
Özgürlüğü, kardeşliği egemen kılacak bir seçime doğru hep beraber ilerliyoruz. Bu seçimde CHP’nin ortaya koyacağı, ittifakın ortaya koyacağı aday Türkiye Cumhuriyeti’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı olacak. Bizler Cumhurbaşkanı adayı kendimiz gibi çalışmak mecburiyetindeyiz. Elbette hepimizin gönlünden bir Cumhurbaşkanı adayı geçiyor. Aday ilan edilene kadar hepimiz birer Cumhurbaşkanı adayıyız. Genel başkanımızın, partimizin Cumhurbaşkanı adayı sizlersiniz, size inanıyoruz, size güveniyoruz.”