iki maddenin altını çizerek, “Hükümet kamuda israfa son vereceğini millete taahhüt etmelidir. Yeni bir bütçe ve orta vadeli programı Meclis’e getireceğini açıklamalı” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Merkez’de basın toplantısı düzenledi. Gündemdeki konuları değerlendiren Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin ekonomik buhran içinde olduğunu kaydederek, 16 maddelik çözüm önerilerini sırladı. Kılıçdaroğlu, önerilerini ‘tarihsel görev’ diye nitelendirerek, iki başlığın altını çizdi: “Kamuda israfa son vereceğini millete taahhüt etmelidir. Yeni bir bütçe ve orta vadeli programı Meclis’e getireceğini açıklamalı.”
Şehit olan sağlık çalışanları, güvenlik görevlileri ve Türkan Saylan'ı anarak konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Terörün ülkemiz, insanımız için nasıl bir felaket olduğunu hepimiz biliyoruz. 40 yıldır devam eden terörün sonlanması ve güvenlik güçlerimizin başarısı hepimizin temennisidir.”
“Türkiye ekonomik buhranla karşı karşıyadır. 2018’den bu yana hükümetin öngördüğü hedef tutmadı. 2020 başında döviz rezervlerimiz kurudu. Türkiye ekonomisi ciddi tehlike sinyalleri vermektedir. Buhranın sonucunu geniş halk kitleleri çeker.”
“Buhrandan çıkış reçetelerinin başarısı her şeyden önce en geniş mutabakatın sağlanmasına ve cesaretli yapısal reformlar için adım atılabilmesine bağlıdır. Buhrandan çıkış programları asgari müştereklerde, azami mutabakatın sağlandığı programlardır. Buhrandan çıkış için önerilerimiz paylaşmayı tarihsel görev olarak görüyoruz.”
İKİ MADDENİN ALTINI ÇİZDİ
“Ekonomi güven ister, güven verecek adımların atılacağının kamuoyuna açıklanması hayati öneme sahiptir. Mevcut ekonomik buhranın aşılması için iktidarın atması gereken adımları kamuoyunun taktirine sunuyoruz. İvedilikle 2 alanda kararlı olmalı. Kamuda israfa son vereceğini millete taahhüt etmelidir. Tasarrufa hangi alandan başlayacağını açıklamalı. Kamu-özel işbirliği çerçevesinde yapılan tüm taahhütlerini lira cinsine çevirmeli ya da kamulaştırmalıdır.”
“Yeni bir bütçe ve orta vadeli programı Meclis’e getireceğini açıklamalı. Meclis’te kabul edilen 2020 bütçesi ve orta vadeli programı milletin derdine derman olma vasfını yitirmiştir. Kapanan işyerleri, işyerlerinde çalışanların, çiftçilerin, KOBİ’lerin yitirdiklerinin telafisine imkan veren yeni bir bütçe ve plan getirilmelidir. Ekonomide normalleşmenin ilk adımı olacaktır.”
“Devletin tüm kapasitesini en verimli şekilde kullanması önemlidir. Yeni bir merkez, yerel dengesi kurulması önemli hale gelmiştir. Yerel yönetimlerin halka ulaşma kapasitesini birleştirerek, halka ulaşmalıdır.”
16 MADDELİK ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Kılıçdaroğlu yapılması gerekenleri sıraladı:
KAMUDA İSRAFA SON VERECEĞİNİ MİLLETE TAAHHÜT ETMELİDİR: Kamuda israfın ve savurganlığın faturasını milletin ödediği bir gerçektir. Hükümet israfı önlemeli ayrıca tasarrufa hangi alanlardan başlayacağını da somut olarak kamuoyuna açıklamalıdır. Örneğin, kamu özel işbirliği çerçevesinde yapılan tüm döviz garantili taahhütlerin Türk Lirasına dönüştürüleceğini, gerekirse kamulaştırılacağını, kamuda merkezi idare ve yerel yönetimlerde makam aracı saltanatına son vereceğini taahhüt etmelidir.
YENİ BİR “BÜTÇE” VE YENİ BİR “ORTA VADELİ PROGRAMI” TBMM’YE GETİRECEĞİNİ KAMUOYUNA AÇIKLAMALIDIR: TBMM’de kabul edilen “2020 Yılı Bütçesi” ve daha önce açıklanan “2020-2022 Orta Vadeli Program” artık milletin derdine derman olma vasfını yitirmiştir. Hükümet, yaşanan ekonomik buhranı aşmak için, salgın nedeniyle kapanan işyerlerinin, bu işyerlerinde çalışanların, ürünleri tarlada kalan çiftçilerin, üretim faaliyetleri duran KOBİ’lerin yitirdikleri gelirlerin telafisine çözüm getiren yeni bir Bütçe ve yeni bir Planı Meclise getirmelidir. Gerçekçi ve güven veren yeni bir bütçe ve yeni bir plan ekonomide normalleşmenin ilk adımı olacaktır. Hükümet, yeni bir bütçe ve yeni bir planla birlikte, Türkiye’nin içerde ve dışarıda saygınlığını artırmak, güvenirliğini pekiştirmek için ayrıca bir dizi reform süreci de başlatmak zorundadır.
YENİ BİR MERKEZ-YEREL DENGESİ KURULMALIDIR: Ekonomik buhrandan çıkış sürecinde devletin tüm kapasitesini en verimli şekilde kullanması çok önemlidir. Bu nedenle yeni bir “merkez-yerel” dengesi kurmak zorunlu hale gelmiştir. Hükümet, merkezi yönetimin kapasitesi ile yerel yönetimlerin halka doğrudan ulaşabilme kapasitesini birleştirerek, hizmetin milletimize daha etkin bir şekilde ulaşmasını sağlamalıdır.
Bu çerçevede;
a) Yerel yönetimlerin gelirleri artırılmalıdır.
b) Merkezi yönetimin denetimi, belediyelerin çalışmalarını engelleme amaçlı olmaktan çıkarılmalıdır.
c) Seçimle gelen belediye başkanlarının, ancak seçimle gidecekleri güvence altına alınmalıdır.
DEVLET YÖNETİMİNDE LİYAKAT SİSTEMİ HÂKİM KILINMALIDIR: Hükümet, kamusal alandaki bütün atama ve işlemlerde liyakati esas alacağını, sadakate dayalı verimsiz kamu yönetimi anlayışını terk edeceğini taahhüt etmelidir.
SAYIŞTAY GERÇEK İŞLEVİNE KAVUŞTURULMALIDIR: Hükümet, TBMM adına denetim yapan Sayıştay’ın denetim alanını uluslararası normlara uygun olarak genişletilmeli ve bu konuda gerekli yasal düzenlemeleri derhal parlamentoya sunacağını kamuoyuna açıklamalıdır. Böylece hesap verebilirliğin kapısı açılmalıdır.
ÖZERK KURULLARIN GÜVENCESİ SAĞLANMALIDIR: Hükümet, ekonominin önemli aktörleri olan Merkez Bankası başta olmak üzere, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu), SPK (Sermaye Piyasası Kurulu), KİK (Kamu İhale Kurumu), EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) gibi kurumların bağımsızlığını yeniden sağlayacağını ve bu kurumların araçlarına siyasi müdahale etmeyeceğini kamuoyuna açıklamalıdır.
KAMU İHALE YASASI REKABET VE ŞEFFAFLIĞI SAĞLAYACAK ŞEKİLDE YENİDEN DÜZENLENMELİDİR: Hükümet, kamuda israf ve kayırmacılığı engellemek amacıyla Kamu İhale Yasasının ivedilikle değiştirileceğini, tüm kamu ihalelerinin saydam, kamuya açık, kayırmacılıktan uzak bir anlayışla yapılacağını taahhüt etmeli ve bunun garantisini millete verilmelidir.
TBMM’DE “KESİN HESAP KOMİSYONU” KURULMALIDIR: Hükümet, kesinleşen bütçe harcamalarını gösteren “Kesin Hesap Kanunu”nun sağlıklı bir zeminde tartışılmasını sağlamak için TBMM’nde bir “Kesin Hesap Komisyonu” kurulacağını ve bu Komisyonun Başkanlığının da muhalefet partisine verileceğini kamuoyuna açıklamalıdır.
ULUSAL VERGİ KONSEYİ KURULMALIDIR: Halktan toplanan vergilerin nerelere harcandığının hesabının verilmesi demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hükümet, vergi politikalarındaki çarpıklıkları gidermek ve adaletli bir vergi politikası uygulamak amacıyla “Ulusal Vergi Konseyi” kurulacağını ve bu Konsey’in her yıl düzenleyeceği raporları Resmi Gazetede yayınlayacağını taahhüt etmelidir.
EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY ÇALIŞTIRILMALIDIR: Hükümet, sorunlara birlikte çözüm üretmek için bir Anayasal kurum olan “Ekonomik ve Sosyal Konsey’i belli aralıklarla toplayacağını, ilgili tarafların görüşü alınmadan dar bir kadroyla ya da tek başına karar alınmayacağını kamuoyuna taahhüt edilmelidir.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI KESİN OLARAK SAĞLANMALIDIR: Hükümet, kuvvetler ayrılığını sağlayacak, denge ve denetim mekanizmalarını kuracak adımların atılacağını taahhüt etmelidir. Bu bağlamda iktidarın yargı üzerindeki tahakkümüne derhal son verilmeli, adalete erişimin önündeki tüm engellerin kaldıracağı açıklanmalıdır. Ayrıca orta vadede yargı bağımsızlığını sağlayacak kurumsal (anayasal) değişiklilere gidileceği de millete taahhüt edilmelidir.
DÜŞÜNCEYİ İFADE, ÖRGÜTLENME VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KOŞULSUZ GÜVENCE ALTINA ALINMALIDIR: Hükümet, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütleri üzerindeki her türlü baskıya son vereceğini ve evrensel ölçülerde medya özgürlüğüne uyulacağını kamuoyuna açıklamalıdır. Bu bağlamda tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması hükümetin samimiyetini ortaya koyacaktır.
SEÇİM BARAJI KALDIRILMALIDIR: Demokrasilerde asıl olan milletin iradesinin olduğu gibi parlamentoya yansımasıdır. Hükümet, 12 Eylül darbecilerinin eseri olan “Siyasi Partiler Kanunu”nun değiştirileceğini taahhüt etmelidir. Darbecilerin yasalaştırdığı seçim barajının, seçime değil, demokrasiye yani millet iradesine darbe olduğu unutulmamalıdır.
SİYASİ AHLAK YASASI ÇIKARILMALIDIR: Hükümet, vatandaşla siyasetçi arasındaki güveni sağlamak, siyasetin ve siyasetçinin itibarını tesis etmek için TBMM’ne derhal “Siyasi Ahlak Yasası” teklifinin getirileceğini taahhüt etmelidir.
GÜÇLÜ BİR “STRATEJİK PLANLAMA TEŞKİLATI” KURULMALIDIR: Üreten ülke güçlü ülkedir. Ekonomide, ihracat odaklı ve katma değeri yüksek üretime öncelik veren bir planlama ve teşvik politikasının yaşama geçirileceği, bunun için de güçlü bir “ Stratejik Planlama Teşkilatı” kurulacağı kamuoyuna açıklanmalıdır.
IMF İLE YENİ DÜZEN NETLEŞTİRİLMELİDİR: IMF ile ilişkiler kesilecekse, ortaklıktan çekilmeli ve IMF’deki sermaye payının Türkiye’ye getirileceği kamuoyuna açıklanmalıdır.
Kılıçdaroğlu önerilerini iktidar, halk ve toplumun kesimlerine sunduklarını kaydederek, “Tarihin bize yüklediği sorumluluktur. Türkiye’nin içine sokulduğu girdaptan çıkışın reçetesidir” dedi.