İki farklı kadın. Yaşamları,eğitimleri,meslekleri,kurucu veya üye oldukları demokratik kitle örgütleriyle iki farklı kadının yolları siyasette kesişiyor. Erkek egemen bir toplumda siyaset yapabilmenin önündeki tüm zorlukları, engelleri aşarak kendilerini mensup oldukları siyasi partiye ve ülkemizin kadın hareketine kendilerini kabul ettirmeyi başarabiliyorlar.
İkisi de Cumhuriyet Devrimine ve onun kazanımlarına inanmış, kadını toplumsal yaşamın her alanıyla buluşturan ve hakları olan birey-yurttaş yapanın Cumhuriyet Devrimi olduğunun bilincindeler.
Kadına yönelik her türlü ayrımcılığın zirve yaptığı, kadına yönelik fiziksel, cinsel,ekonomik,psikolojik saldırıların arttığı, kadına yönelik öldürme ve şiddet olaylarının sıradanlaştırıldığı, kadına yönelik gerek aile içi gerekse geneldeki şiddet olaylarının sonlanması, devletin önleyici ve koruyucu tedbirleri alıp, bunların takipçisi olması doğrultusunda yükümlülükler getiren ve kadınlar için çok önemli yeri olan İstanbul Sözleşmesinden siyasi iktidarın, yürürlüğe girmesinden altı yıl sonra çekilmeyi ciddi bir şekilde ülke gündemine getirdiği,kadının eğitimde , istihdamda, temsildeki yerinin gerilediği bir dönemde Cumhuriyet Halk Partisi, 14. Kadın Kolları Genel Başkanlık ve yürütme kurulu seçimini 9 Ağustos Pazar günü gerçekleştirdi. Kadının emeğinden, düşüncesinden, çalışmasından yararlanamayan siyasi partilerin iktidarı yakalayabilme şansının çok düşük olduğu , bilinen bir gerçeklik.
CHP’nin kadın kollarında emek veren, mücadele eden, dağ-taş, yağmur çamur demeden partisinin iktidara gelebilmesi, yerel ve genel seçimleri kazanabilmesi için katkı koyan, destek veren tüm kadınlarımıza, ilçe, il kadın kollarımıza yürekten teşekkür ediyor ve saygılarımı sunuyorum.
Erkek egemen siyasetin engellerini aşabilmesi, siyasette kadının özendirilmesi ve farkındalık yaratılması konusunda CHP’nin tüzüğünde kadın kotası uygulaması bulunmaktadır. Kadın Kolları Genel Başkanlık seçimine partili kadınlarımızın ve adayların kotaların artık dar geldiği ve hedefin iktidar olduğu vurgusu ön plana çıkmıştır.
Daha önce iki kez ertelenmiş , pandemi ve yaz koşullarında yapılmasına karar verilen kurultayda kadınlarımız , İstanbul Sözleşmesinin yaşatılıp, uygulanması konusundaki kararlılıklarını, kadının karar alma ve uygulama mekanizmalarında daha fazla yer alabilmesi için nelerin yapılabileceğini tartıştılar, anlattılar. Seçim heyecanını yaşadılar. Başkanlığa aday olan iki isim de değerlidir,emeklerine, mücadelelerine saygı duyuyorum.
Kendileriyle hiçbir sorunum, husumetim yoktur.
Seçimlerle ilgili bazı haberlerin medyaya yansıması üzerine bu yazıyı, yazmaya karar verdim. Medyada yer alan haberlere göre , bazı il başkanlarının seçimlerde açık taraf tuttuklarını, mevkidaşları olan il başkanlarımızı arayarak kendi adayları için oy istedikleri, hatta bunların genel merkezin bilgisi dahilinde olduğuna dair iddialar bulunmaktadır. Elbette seçimlerde bir aday desteklenebilir, aday için oy istenebilir ancak bunu parti içinde taşıdığınız sıfatı kullanarak yapmamak gerekir.
Bırakalım kadınlarımız özgür iradeleriyle oylarını kullansınlar, seçimlerini yapsınlar, iradelerine ipotek konulmasın.
Ancak seçimlere böyle bir gölge düşmüştür. Kimsenin parti içindeki sıfatı ne olursa olsun,bu sıfatın verdiği yetkiyi kötüye kullanmaya hakkı yoktur.İki adayımızdan biri partimize yeniden dönme konusunda mücadelesini bırakmamış, yeniden döndükten sonra anahtar listede olmamasına karşın parti meclisimize girmeyi başarmış, daha önce üç dönem milletvekilliğimizi yapan, yetkin bir isimdir.
Zaten kendisini kanıtlamış bir isme, seçime gölge düşürenler katkı, destek mi olmuşlardır ? Yoksa yara mı almasına sebep olmuşlardır, bunu da zaman gösterecektir. Diğer aday da kadın mücadelesinde yerini almayı başarmış,ilçe ve il kadın örgütlerimizle birlikte karış karış Anadolu’yu dolaşmış, anlatmış, emek vermiş ve seçimlere de mevcut başkan sıfatıyla girmiştir.
Önce kendi partimizin içinde demokrasiyi hakim kılıp,kural ve kurumlarıyla işletmeyi sağlamak ve tüzükte parti içi demokrasinin önündeki engellerin ayıklanması gerekmektedir.
Ülke zaten tek adamın uygulamaları altında inim inim inlemektedir. Partimizde çoğulculuktan, katılımcılıktan ve işleyen demokrasiden kimse çekinmemeli, rahatsızlık duymamalıdır
. Kaybedeni olmayan örgüt içi yarış, tamamlanmıştır. Artık iktidarı yakalayabilmek için hep birlikte çalışma zamanıdır. Küskünlükleri, kırgınlıkları telafi etme zamanıdır.Hedef iktidar ise, hedefe kilitlenme zamanıdır. Sayın Aylin Nazlıaka ve yönetimini kutluyor,başarılar diliyorum.
Sayın Fatma Köse ‘ye de verdiği emek ve mücadele için teşekkürlerimi sunuyorum. Eğitimde, istihdamda, yerel ve genel temsilde ve toplumsal yaşamın her alanında kadınlarımızın daha da çoğalması dileğiyle ....Av. Mengücek Gazi Çıtırık