Çalışan Gazeteciler Bayramı diyoruz?
Bu günün bayram oluş hikâyesi belki ilginizi çekebilir.
Yıl dönümlerinde bayram kutlamaları yapılacak kadar önemsenen bu zafer, düşmana karşı değil, gazete sahiplerine karşı kazanılmıştır.
Kabaca olay şudur:
Çalışan gazeteciler, diğer sektörlerde olduğu gibi her türlü haktan yoksunlardı. (Bu cümlem, "şimdi her türlü hakka sahipler" olarak algılanmasın. )
Olay, 4 Ocak 1961 tarihinde çıkarılan 212 Sayılı Basın Kanunu ile başladı.
Bu yasaya göre bundan böyle gazeteciler, iş sözleşmesi, ücretleri ve sosyal hakları güvence altına almaktadır.
Ancak o tarihe kadar, her konuda birbiriyle muhalif olan gazeteler, kendi çıkarları söz konusu olunca ilk defa bir araya geldiler.
"DOKUZ PATRON OLAYI"
Yasayı protesto etmek için yayınlarına üç gün ara vermek suretiyle boykot kararı aldılar.
Bu boykotu yapanlar arasında, demokrasi, insan hakları, özgürlükleri destekleyen gazeteler de vardı... Her türlü karanlığın temsilcisi olan gazetelerde vardı.
Söz konusu kendi cepleri olunca bir toplantı ile bir araya geldiler.
Oysa bu gazeteleri ne tek parti yönetimi, ne Çok partili hayata geçiş, ne de memleketin bütün değerlerinin yavaş yavaş kaybedilmesi bir araya getirememişti.
Bu boykot basın tarihinde "Dokuz Patron" olayı olarak yerini almıştır. Bu gazeteler: "Cumhuriyet, Akşam, Hürriyet, Milliyet, Dünya, tercüman, Yeni Sabah, Yeni İstanbul ve Vatan" gazeteleridir.
Bunun üzerine gazeteciler, "Basın Gazetesi" adı altında bir gazete çıkarıp, boykot süresinde düzenli ayın yaptılar.
Üç günün sonunda patronlar havlu atıp, yeniden gazetelerini yeniden yayınlamışlardır.
Bu olay, çalışan gazetecilerin, kendi patronlarına karşı bir zaferi olarak benimsenmiş ve "Çalışan Gazeteciler Bayramı" olarak anılmaya başlamıştır.
Ancak geçen 1o yıllık süre içinde Adana gazetelerini taradığım zaman bu bayramın kutlandığına dair en küçük bir habere rastlamadım.
Nasıl rastlayayım ki, düşünün ki bir sabah uyanacaksın, patronuna diyeceksin ki, "Çalışan Gazeteciler bayramın Kutlu Olsun"
Aha dinime imanıma işten çıkarılma nedeni...
Baktılar bu iş böyle olmuyor, kazanılmış bu hakkın uygulamaya geçmesini "bayram" olarak değil de "gün" olarak anmaya başladılar.