Adana Büyükşehir belediyesinde bankamatikciliğin tarihi arka planı...! Bir Devlet kurumu nasıl sistematik bankamatikçiliğin Merkezi oldu ?
NASIL BANKAMATİKÇİ OLUNUR?
Seçim bitti, ancak seçimle başlayan hatta daha ötesine uzanan bazı tartışmaların sonu gelmeyecek gibi. Bunların başında ise “bankamatikçiler” meselesi geliyor. İddia şu yönde;
Adana Büyükşehir Belediyesinde İşe gelmeden, sadece maaş günü geldiğinde Bankamatikten maaşını çeken bir nevi hayalet çalışanlar var. Yalnız bunların hayalet varlığı maaşı çekene kadar, maaşı çekerken bir belediye personeli formuna kavuşuyorlar sonra hayalet formda devam. İşin mizahi yönü bir yana olayın karanlıkta kalan ve kamuoyu tarafından pek anlaşılamayan noktaları var. İşin hazin tarafı Adana Büyükşehir Belediye Meclisinin canlı yayınlarına bakınca bu konuları meclis üyelerinin de bilmediği görülüyor tabi kasti bir cehalet söz konusu değilse(!)
Neyse lafı çokta uzatmadan önce, bu yılan hikâyesine dönüşen bankamatikçiler meselesinin tarihsel geçmişine bir bakalım;
ZİHNİ ALDIRMAZ DÖNEMİ..! ZİHNİ BEY VE EKİBİ BANKAMATİKÇİLERLE MÜCADELE DE NEDEN BAŞARILI OLAMADI ?
Belediye Zihni Aldırmaz yönetimine denk gelen 2012 yılında imza föyü sisteminden kartlı geçiş sistemine geçmeye niyetlenir. Sebep basittir;
İmza föyü sistemi eski, çok kâğıt tüketilen, personellerin tam olarak giriş-çıkış saatlerinin tutulamadığı, bazı personellerin mesai arkadaşları adına da imzaladığı, bazı personellerin hiç imzalamadığı, bazı birimlerde imzaların aylık atıldığı, resmiyette çok önemli bir evrak olmakla birlikte süre gelen zaman da fiili olarak önemini yitirmiş bir formalite belgesine dönüşmüştür.
Dönüşmüştür dönüşmesine ama imza föyü önemlidir neden? Çünkü siz personelinize maaş verirken hangi gün geldi, hangi gün gelmedi, ne zaman raporluydu ne zaman izin aldı bilmeniz gerekir. Çünkü İşyerini mazeretsiz terk etmek yasal olarak suçtur. Hakkınızda tutanak tutulur ve savunmanız istenir. Duruma göre işten atılmaya kadar gidebilecek cezaları vardır. Bunları niye anlatıyorum? Meselenin ciddiyetini hep birlikte kavrayalım diye.
GÖZ TARAMA SİSTEMİ NEDEN İŞLER HALE GETİRİLEMEDİ ?
Evet, dönelim 2012 yılına. Zihni Aldırmaz’ın talimatı ile , Personel Devam Kontrol Sistemi’ne (P.D.K.S.) başlanır. Birimlerden gelen çalışmalar neticesinde o günün şartlarıyla en iyi sistem ‘Göz Tarama Sistemi’dir. Proje masaya yatırılır incelenir, maliyetler hesaplanır fiyat teklifleri alınır. Son tahlilde sistemin belediye gibi bir kurum için çok pahalıya mal olacağı görülünce vazgeçilir.
PARMAK İZİ SİSTEMİNE NE OLDU? EMNİYET BÜROKRASİSİ NEDEN MÜDAHALE ETTİ ?
Aynı işi yapacak farklı bir sistem arayışına girilir. Sonuç ‘Parmak İziyle Geçiş Sistemi’dir. Tekrar çalışılır, projeler, maliyetler, firmalardan fiyat araştırmaları yapılır ve sistem o an için sınırlı sayıda kapıya takılmak üzere ihale yoluyla alınır. Ancak test aşamasında bir personelin savcılığa şikâyeti üzerine, Adana Emniyeti, Belediyeye şu minvalde bir yazı gönderir;
“Personel dahi olsa Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı harici hiçbir kurum kişilerin özel hayatına dair değiştirilemez bilgiler içeren giren göz iris harita bilgisini ve parmak izi harita bilgisini toplayamaz. Hiçbir sebeple kullanamaz.”
Yani daha kullanamadan elde patlar ‘Parmak İzi Sistemi’ tabi bu iş bu aşamaya gelmeden neden ilgili kurumlardan bilgi istenmemiştir ya da istendiyse neden umursanmamıştır bilinmez.
Artık şans mı diyelim yoksa Allah’tan korkan, İşinin en azından bir kısmını doğru yapma gayreti olan bir personel mi diyelim bilinmez, patlayan proje bir şekilde yamalanır. Peki nasıl?
KART SİSTEMİ DEVREYE NASIL GİRDİ ? KART SİSTEMİ NEDEN BAŞARILI OLAMADI ?
Parmak izi taraması yapan cihazların aynı zamanla kart okutmak suretiyle çalıştığı anlaşılır. Acilen personellere kart çıkarılır. Uyanık personellerden bazıları yardımcı(!) olmak adına işe gelmeyen personel arkadaşlarının kartını da okutmasın diye de kart okuyucu cihazın konulduğu kapılara kamera sistemi yerleştirilir. Sistemin çalışma prensibi basittir. Siz mesainize saatinde gelip-giderken kartınızı okutursunuz. İdari amiriniz “eğer isterse” sizin bu kart okutma hareketlerinizi günlük ve aylık olarak sistemden alabilir. İlgili birime -ki bu birim Bilgi İşlem Birimidir-, bir telefonla 5 dakika içinde PDKS Çizelgelerini temin edebilir.
Fark ettiyseniz yukarda “eğer isterse” bölümünü apostrof içine aldım. Çünkü yavaştan sonuca, yani başlığa geliyoruz. Neydi başlık hatırlayalım;
Nasıl Bankamatikçi olunur?
Bu raporlar kaç amir tarafından, kaç kez istendi bilemiyorum. Ama iddialar şu yönde ki bu raporları Zeydan Başkan dönemine kadar isteyen olmadı. Yıl 2012 demiştik değil mi? Peki Zeydan Başkan ne zaman göreve başladı; Nisan 2019!
7 Koskocaman yıl ve denetimsiz koca bir kurum. Yazık! Çok yazık!
Denetimsiz diyerek çokta günahını almadan hikâyeye devam edelim. Evet, Zihni Beyi’n kısa yönetim sürecinde kartlı geçiş sistemi, belediyenin merkez binası dışında kalan Adana’nın çeşitli yerlerine dağılmış, dış birim olarak sınıflandırılan çoğu birimine uygulanmıştır. Tabi sistem gereğince kullanılmış mıdır? Orası bilinmez.
HÜSEYİN SÖZLÜ DÖNEMİ
Peki, Hüseyin Sözlü döneminde bu konularda ne gibi çalışmalar yapıldı? Hali hazırda görevinde olan enişte bey birkaç sabah sandalyeyi cam binanın giriş kapısının önüne atıp geç gelen personelleri fırçaladı mı? Haklarında göstermelik tutanaklar tutturdu mu? Hatta bunu birkaç dış birimin giriş kapısında yaptığına dair de duyumlar da mevcut mu? Kapısında kartlı geçiş sistemi olan, kurumlarda personellere gözdağı vermek için yapıldığı iddia edilen bu uygulamanın sebebi nedir bilinmez ama pek de işe yaradığı söylenemez.
Başka ne yapılır peki, birim başkanlarının saat 10.00, birim müdürlerinin saat:9.00 - 9.30 civarı mesaiye geldiği kurumda mesai saati -vardiyalı çalışanlar- hariç saat: 8.00 başlar. Bir personel olası bir 5 dakikalık gecikmede bile tutanak yer hem de zamanında gelen mesai arkadaşı tarafından. Ama idari amir denen, müdürlere, daire başkanlarına bu tutunaklar tutulmaz. Birde ensesi kalın personellere tabi. İşte bankamatikçiliğe uzanan bu yolda en masumları, bir şekilde geç de olsa işine gelen bu personeller ve amirlerdir.
Farkettiniz değil mi sihirli cümleyi? İşine geç de olsa gelen.
Gelmeyende mi var? Sence sayın okuyucu? Sayalım mı kimlermiş bunlar?
BANKAMATİKÇİ KAÇ ÇEŞİDE AYRILIYOR ? YERİNİ KORUMA YÖNTEMLERİ NEDİR ?
Maaş almak için maaş ödeyen kurumda çalışmanın zorunlu olmadığı bu hayat düzleminde;
Ankara, İstanbul veya x bir şehirde yaşayıp, oradan rahatlıkla maaşınızı çekiyor olabilirsiniz. Bunun için bir adet milletvekili tanıdık, partiden üst düzey bir bürokrat, ya da başkanın yakın akrabası veya komşusu olmak şartları yeterli.
Akraba, yakın, eş, dost hiçbir şey değilseniz olan birini bulun. Ama dikkat edin “iş bitirici” olsun. Misal başkanın yanından ayrılmayan, her fotoğraf karesinde sırıtan, sıfatları “asistan”, “danışman”, “koruma”, “kalem” vs. olanlardan bulacaksınız. İşe girme karşılığı araba teklif eden mi dersin, 5 yıllık maaş tutarı isteyen mi? dersin. Ya da ya bizim hanımı işe yerleştir de “maaş kartı” sende kalsın, sigortası yatsın yeter diyen mi dersin.
Yatalak olup ta, eşi sayesinde çalışıyormuş gibi maaşı çekilen personel duydu bu kulaklar.
Sahte diplomalılara, maaşından çok gelmediği fazla mesaiden ikramiye alanlara girmiyorum.
Hani Zeydan başkan geçenler de bir meclis toplantısında demişti ya;
Arkadaşlar birim başkanının baba, birim müdürünün anne, birim personellerin evlat olduğu birimlerimiz var. Kurum tamamen aile şirketine dönmüş durumda.
Düşünsenize babanız ya da eşiniz o kurumda amiriniz ise eğer size ne kadar adil davranabilir ki? Siz işe gelmediğiniz takdirde maaşınızı, puantajınızı yapan personeller ne diyebilirler ki idari amir olan babanıza?
Hem belediye de personel fazlası, oda yetersizliği var değil mi? Sizde evden çalışıverin canım ne olacak (!)
Peki, Kart Okuma Cihazının olmadığı hatta imza föyünün bile olmadığı birimler var desek. Burada çalışan personellerin işe geldiklerini nasıl ispat ettiklerini soruyorsunuz değil mi?
Soran mı var? …
ZEYDAN KARALAR DÖNEMİ
Zeydan başkan göreve geldiği günden beri bütün imza föylerini haftalık olarak istiyor. Peki, daha öncesinde tutulanlar peki ya tutulmayanlar?
İşte bu tutulmayan föylerin hesabı sorulacak mı? Karalar döneminde hala görevine devam eden büyükşehir belediyesinin 2 numaralı ismi Şaban Acar tarafından tüm birimlere gönderilen imza föylerinin hesabını kim verecek?
PDKS sistemi bütün birimlerde kullanılacak mı?
Hep beraber gelişmeleri izliyoruz Adana halkı olarak. Umudumuz yağma ve talan düzenin yıkılıp, yetim hakkı yiyenlerin ümüğünün sıkılması ve kene gibi yapıştıkları bu kurumdan temizlenmesi. Adanalı üstüne düşeni yaptı, sıra sende Zeydan Başkan. İzleyeceğiz ve gerektiğinde cesurca eleştireceğiz, ama Adana’nın adının temize çıkarılması için verilen mücadeleden geri durmayacağız.