Dağılan masayı halkın iradesi yeniden biraraya getirdi. Halk masadan kalkanı, oyun bozanlık edeni siyasetten tasfiye edecek güce sahip olduğunu herkese ispatladı. Bunun böyle olacağını uzun süredir bıkmadan usanmadan söylüyorduk. Amorf, biçimsiz ve salt bir kalabalıktan ibaret şeyin ağır aksakta olsa bir politik gövde edinmeye başladığını fark ediyorduk. Bu gövdeleşme şu aşamada hem neyi istediğini biliyor hem de neden kaçınılması gerektiğinin ayrımında. Bu noktaya kendiliğinden gelinmedi. Son on yılın mücadele tarihinde bir dizi inişler ve çıkışlar oldu. Halkın bir beden edinebilmesi ilk kez Gezi’de yaşanıldı. Gezi ‘olay’ anlamında bir isyana karşılık geliyordu. Ansızın, bir kesinti sonucunda ortaya çıktı. Önceden düşünülebilmesi mümkün değildi. İstibdatın taşları döşenirken Gezi erken bir uyarıydı.
Gezi siyasette kalıcı izler bırakamadı. Gezi mirasına sahip çıkmak için kurulan hareketler uzun soluklu olamadı. Ama en azından sol siyasetin belli bölmelerinde taşları yerinden oynatmıştı. Şimdi Gezi’nin ortaya çıkardığı siyasetler var artık. Daha genel olarak ise Gezi gideceğimiz ufka işaret etti. Cari siyasetin Gezi’de ortaya çıkan espriden ne kadar uzak olduğunu gösterdi. Gezi ilişkileri demokratikleştirdi, dikey değil yatay örgütlenmeyi, hiyerarşisizliği egemen kılmaya çalıştı, fakat büyük güçler arasındaki siyaset kavgasında hiç esamesi okunamadı. Gezi bu anlamda tam bir ‘olaydı’. Dizisel akışta bir kesintiydi. Her şeyin alışılmış düzenine rastlantının çomak sokmasıydı.
Aynı zamanda terbiye edici ve öğreticiydi. Çok şeyi tarihin ıskartasına ayırdı. Halkın geldiği düzeyi göstermesi açısından bir turnusoldu. Kendini gerçekleştiremeyince bir köstebek gibi işini yerin altında sürdürmeye karar verdi. Bir dip akıntısı gibi önüne çıkan engellere rağmen akmaya devam ediyordu. Köstebek nasıl kazdıktan sonra gün ışığına çıkarsa, dip akıntısı bir yerden bir boşluk bulup çağlamaya başlarsa Gezi’de yeniden ortaya çıkacağı saati sayıyordu. Bu defaki çıkışı bir ‘olay’ şeklinde olmayabilirdi, doğası gereği kendini tekrar etmesi asla mümkün değildi. Ama terbiye edici etkisi, ilişkileri medenileştirmesi ve bir deneyim olarak geride bıraktığı herşey kendi mantığına ulaşacaktı.
Yenilgilerde oldu kuşkusuz. Gözgöre göre yapılan yanlışlıklar. Başardık denilen andaki derin hayal kırıklıkları. Umutsuzluğun kol gezdiği zamanlar. Pes etmeler, yıkımlar, fiyaskolar ve boş vermeler. Bir yanda tarihi bir deneyim yaşanmıştı diğer yanda sürekli yenilgiler. Siyaset üzerinde halkın gücü çok sınırlı olduğu için halk siyaseten yapılan yanlışları düzeltici ağırlığını yeterince koyamıyordu. Şöyle diyelim halkın bedenleşmesinde henüz organ eksiklikleri vardı. Bazı organlar yerli yerine oturmamıştı daha henüz. Ama memleket tarihi bir krizin içinden geçiyordu. Ne iktidar ne muhalefet krizin özgün yanlarının farkına varamamıştı. Yaşanılan çok yönlü, çok katmanlı ve tarihi bir krizdi. Kriz eğilimlerinin çok yönlülüğü basit yaklaşımları hızla nefessiz bırakıyordu.
Krizin koyulaşması, derinleşmesi ve yeni, özgün krizlerin ortaya çıkması halkın üzerindeki ölü toprağını silkelemeye başladı. Halk ya durumu kabullenecek ve bir yığına dönüşecekti ya da eninde sonunda bir çıkışın kapısını aralayacaktı. Deprem böyle bir ana denk geldi ve herşeyi yerinden oynattı. Hiçbir şey artık eskisi gibi olamazdı. Hayatlarımız pamuk ipliğine bağlanmıştı. Deprem değiştirme iradesini, tahammülsüzlüğü had safhaya taşıdı. Siyaset buna ayak uydurmalıydı. Ayak uyduramayanı kenara almak ve yola devam etmek gerekliydi. Depremin halkın ruh halinde, kavrayışında niteliksel bir fark yarattığını düşünüyoruz. Dönüştürücü etkisini çok hızlı hissettirmeye başladı. Çözüm halkın kendindeydi ve devlet denilen aygıt beklenilen yerde olmamıştı.
Halkın bu ataklığı, tahammülsüzlüğü ve bir an evvel istipdattan kurtulma konusundaki sabırsızlığı masayı yeniden kurdu. Masa eskisine göre artık daha sağlamdır ve muhtemel yol kazaları karşısında da daha dayanıklıdır. Masada yaşanılan kriz muhtemel pekçok krizi ortadan kaldırdı. HDP ile ilişkileri olağanlaştırdı, olsun mu olmasın mı tartışmalarını sona erdirdi. Yeni girdilere, yeni güçlere açık olduğunu ispatladı. Değişimi devletçi bir restorasyonla sınırlamak isteyenlerin hevesini kursaklarlarında bıraktı. Yumuşak geçiş özlemcilerine bunca krizi basit bir iktidar değişimi ile çözmenin mümkün olamayacağını öğretti. Krizi halkın yararına çözmek için pekçok taşı yerinden oynatmak, pekçok çevreyi ürkütmek gerekecek.
Tüm bunları yenile yenile neyin olmaması gerektiğini öğrenen bir halk yaptı. Lenin’in dediği gibi yenilginin en büyük öğretmen olduğu birkez daha anlaşıldı. Bu dersi siyasetçiler değil halk kendisi çıkardı. Halk ilk önceliğinin istibdat rejimine son vermek, durumu tersine çevirmek olduğunu sorumsuz davrananlara yetmiş iki saat içinde öğretti. Takıntıları, kompleksleri olmadığını, demokratik yaşama hazır olduğunun mesajını verdi. Masada olup olmayanlar konusunda bir takıntısı bulunmadığını bunun sadece yaratıcı bir taktiğin konusu olabileceğine dikkat çekti. İş elbette bitmiş değil, rehavete kapılmaya gerek yok. Asıl zorlu süreç şimdi başlıyor.