Bu Halka Demokrasi ve İnsan Haklarını Lâyık Görmüyorlar!

Vedat Kahyalar

 Evrensel hukuk, kaliteli eğitim,  çiftçinin desteklenmesi ve tarımın planlanması, vatandaşın sebze, meyve, et ve süte, et ve süt ürünlerine kolayca ulaşabildiği, yüksek teknolojili ürün üretiminin teşvik edildiği bir ülke hayalim, ilerlemiş yaşıma rağmen yaşamadığım bir hayal olarak kaldı .

Emeklisi tatil yapabilen, öğrencisi huzurla okul okuyup,  yurt ve beslenme problemi yaşamayan, sağlık hizmetlerine kolayca ulaşıp, tedavi olanaklarına kavuşulabilen bir ülke çok mu zordu?

Kimler mutlu bu ülkede?
İlk %10’luk kaymak tabakanın dışında kim bu olanaklara sahip?
En lüks yaşamı kimler yaşıyor?

Hedef bu muydu? 
Yaşanan bugünkü gelir ve mutluluk dağılımı İslam’ın neresinde yer alıyor?

Demokrasiyi koruyan, taşıyan orta direk nerede ?
Artık orta yok... 
Ya alt gelir grubu ya da üst gelir grubu.

Seçim dönemlerinde yeni vaadler, yeni umutlar saçılıyor orta yere... Seçimler bitince, yine muhtaç emekliler, mutsuz çiftçiler, tedirgin memurlar,  yurtdışı hayali kuran gelişkin meslek sahibi olmuş gençlik ve milyonların sporu: kira işkenceleri, vergiler, zamlar , gerginlikler, mutsuzluklar, torpille atama adaletsizlikleri...

Yok mudur bu ülkede kendini halkına adayacak idealist siyasetçiler? 

" Halka hizmet,  hakka hizmet "

Birde böyle bir palavra vardı. Seçimden seçime üfürülen.

Avrupa Birliği hedefiyle yasalarımızı revize ederken ne oldu da vatandaşlarımızın Avrupa ülkeleri vizesi alamadığı hatta aşağılayıcı bir sürece evrildik?

Çok dogru bir kararla, sanayi ve üretimin teşvik edildiği 5084 sayılı teşviklerle, OSB’ler de ücretsiz arsa tahsisi, elektrik ve işçi sigortası desteği yaparken, neden  tüm kaynakları / yatırımları / teşvikleri betona dönüştürdük ?

Komşularla sıfır sorun denilerek çıkılan yolda, neden bir süre sonra tüm komşularla büyük sorunlar yaşadık. 
Ne işimiz vardı ABD ile Suriye'de ? 
Neden büyük Ortadoğu projesine inandık? 
Yüzyılın en büyük yalan ve yıkım projesinde ne işimiz vardı?

30 yıldır kuzey Afrika ve Ortadoğu’da, İsrail’in güvenliği için ALAN TEMİZLİĞİ yapıldı. 

Irak, İran, Suriye, Mısır, Libya mahvedildi. Rusya-Ukrayna savaşı bile önceden yazılmış senaryoların sonucunda, Rusya'nın, İsrail’e risk oluşturmaması için gerçekleşti. Bu ülkeler İsrail’in güvenliği için insanlarını kaybettiler, ekonomileri ağır yara aldı, bir kısmı da bölündü, küçüldü. 

Milyonlarca insan öldürüldü, yurtlarını terk ettiler, kentler yıkıldı, işbirlikçi ılımlı/selefi  "sözde" İslamcı örgütler kuruldu. İşid, Fetö vs örgütler hep Abd/İsrail amaçlarına hizmet ettiler. Bölgesel olarak  birçok terör örgütleri ABD/israil yanında vekaleten  savaşması karşılığında desteklendi, çeşitli vaatlerle, eğitilip, donatıldılar.

Bu örgütler bulundukları ülkeler gibi, çevrelerindeki ülkelere de büyük zararlar verdiler. Şimdi dahi birçoğu büyük riskler oluşturmaya devam ediyor.

Bugün 50 den fazla halkı çoğunlukla Müslüman ülke susuyorsa sebebi korku ve tedirginlik. Vahşi, yıkıcı emperyalizmin, rakip gördüklerine  en katı uygulamalarını yaşadık. İşin en komik tarafı bütün bu soykırımlar, cinayetler, alçaklıklar, hırsızlıklar süslü proje isimleriyle "DEMOKRASİ, INSAN HAKLARI VE OZGÜRLÜKLER" adıyla yapıldı. 

Halkımız; adalete, nitelikli siyasete, doğrulara, düzgün bir gelire, huzura ve güzelliklere susamış durumda.

Bu halk buna dünyadaki bütün devletlerden daha layıktır. 
Yeter ki buna inanan yönetimler gelebilsin.