Bazen ciddi ciddi merak ediyorum, bu ülkede ekonomi yönetimi var mı? diye!
Bir kaç tröstlermiş market bir araya gelip, fiyatlarla kedinin fare ile oynadığı gibi oynayabiliyor.
Kiralık evi olanlar, emlakçılar, müteahhitler hiç bir anlamlı karşılığı olmadan fiyatları ikiye, üçe katlayabiliyor.
Otomobil şirketleri sıfır otomobillerini saklayıp satmıyor, seri hâlde orman yangınları başlayınca, yangın sarf malzemeleri fiyatları uçuşa geçiyor!
İstanbul'da taksi sayılarının yetersizliği nedeniyle şımaran taksi şoförlerinin müşterileri azarlaması, yolcu beğenmeyip, almaması, bunun çözümünün taksi sayılarının artırılması bulunduğu halde ,UKOME'deki üyelerin bunu canhıraş gayretle engellemesi... ilk akla gelen rezil görüntüler.
Sadece bu kadar mı?
Ya hükümet ne yapıyor bu durumlara karşı?
3 milyon 800 bin öğrenciye karşılık, 600 bin yurt kapasitesini savunabiliyor, gübre, ilaç, tohum, mazot, tarım aletleri ve girdileri konusunda kulağının üzerine yatmaya devam ediyor.
Tarımda girdiler katlanırken, önlem, destek, denetlemenin zayıflığı çiftçiyi maalesef perişan ediyor.
İşin garibi, şarkıda söylendiği gibi "herkes bunun farkında, bir tek bilmesi gerekenler farkında değil"
Varsa yoksa birkaç köprü, otoyol, havaalanı, üniversite ve dev hastane inşaatları ve bunların "çok acayip garantileri" hayli fazla önemseniyor.
Doğalgaz buluyoruz, petrol buluyoruz, hatta altın buluyoruz ama heyhat... Emekliler, işsizler, köylüler, öğrenciler, sahipsizler mağdur ve çaresiz.
İslam dinini bir insan gibi düşünün?
Bu dini hoyratça kullananlar, bu vücudun içerisinden;
Ahlak kemiklerini,
Adalet kanını,
Liyakat beynini,
Merhamet ciğerlerini ağır hasta hale getirmişler ve farkında bile değiller.
İslam'dan; adaleti, merhameti, liyakati, dürüstlüğü çıkardıktan sonra geriye ne kalır ? Tarih bu örneklerle dolu oysa.
İyi ki bu ülkede üreticiler var.
İyi ki Organize Sanayi Bölgeleri var.
İyi ki hâlâ, ihracat için ülke ülke koşan fedakâr ihracatçılarımız var.
İyi ki küçük esnaflar ve küçük sanayi siteleri var.
İyi ki çiftçiliği terk etmeyen çiftçilerimiz var.
İyi ki hâlâ; salçasını yapan, salamurasını az da olsa kuran, eriştesiyle, turşusuyla aile değerlerini ayakta tutan eli öpülesi kadınlarımız var.
İyi ki İslam dinini; tevhidi anlayarak, ahlakıyla, adaletiyle, merhameti ve dayanışmasıyla gerçek anlamda yaşayan, kirlenmemiş vatandaşlarımız var. Koskoca ülke bu güzel insanlar yüzü suyu hürmetine yaşanılabilir olmaya devam ediyor.
Allah sayılarını arttırsın. Islah olması gerekenleri ıslah eylesin.