Delta varyantının çok hızlı yayılması nedeniyle ocak ayından beri aşıların koronavirüse karşı koruyuculuğunda azalma görüldüğü yapılan bilimsel çalışmalarda bir bir ortaya çıkmaya başlamıştı. BioNTech CEO'su ve aşının mucitlerinden Uğur Şahin de, geçen hafta İsrail'den gelen saha araştırması verilerini değerlendirerek çift doz BioNTech aşısı olan kişilerde bağışıklık oranının azaldığına ilişkin haberleri doğruladı.
Şahin, Wall Street Journal'a verdiği özel demeçte bazı kişilerde antikor düzeylerinin aşılandıktan 7 ay sonra düşmeye başladığının doğru olduğunu ancak buna rağmen aşılanan nüfusun çoğunluğunun ağır hastalıktan korunmaya devam ettiğini ifade ederek şu an için üçüncü bir doza ihtiyaç olmadığının da altını çizdi.
'Antikor seviyeleri düşüyor.' ifadesini kullanan Uğur Şahin 'Yeni varyanta (Delta) karşı aşı koruyuculuğu diğerlerine oranla düşük.' ifadelerini kullandı.
Uğur Şahin İsrail'den gelen verileri, aşısını ocak ayında olmuş kişilerin mayıs ayında olanlara göre virüs kapma olasılığının üç kat fazla olduğu iddialarını değerlendirdi.
ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC) direktörü Rochelle Walensky de geçtiğimiz hafta verdiği Beyaz Saray brifinginde aşıların Delta varyantına karşı yüksek derecede koruma, ağır hastalıktan ve ölümden koruyucu olmaya devam ettiğini söylemişti.
Hal böyle olunca hükümetler düşen bağışıklığı tekrar yükseltmek için üçüncü bir takviye doza ihtiyaç olup olmadığını, aşılanan nüfusta enfeksiyon yayılımını bu şekilde kontrol altında tutma yolunun buradan geçip geçmediğini değerlendirmek durumunda. Uğur Şahin ise bu değerlendirme yapılırken aşılanmış bireylerin hayatlarını tehdit edecek semptomlar yaşamayacağı bilgisiyle karar verilebileceğinin altını çiziyor.
BioNTech-Pfizer aşısı kullandığı mRNA teknolojisi sayesinde kişileri koronavirüsten iki aşamalı şekilde koruyor. Bunların ilki kişiyi aşıdan sonra bulaş yoluyla ortaya çıkacak enfeksiyondan koruma olurken diğer aşama hücresel bazda gerçekleşiyor.
Aşıyla birlikte hücre hafızasına yerleşen bilgi, kişileri ileriki zamanlarda vücutlarına girmeye çalışacak patojenleri tanımak ve ve virüs savunma sistemlerine bu virüsleri yok etme bilgisini devreye sokacak şekilde çalışmak konusunda tabiri caizse eğitiyor. Bu savunma hattının ilkinin zayıflaması yani antikorların azalması aşılanan kişilerin tekrar virüsle enfekte olabilmesi anlamına geliyor. Ancak Uğur Şahin hücresel düzeyde bağışıklığın düştüğüne dair elimizde veri olmadığını zira bu enfeksiyonların ağır hastalığa dönüşmediğini söylüyor.
İsrail’de geçen hafta yapılan bir araştırmada BioNTech/Pfizer’ın geliştirdiği koronavirüs aşısının Delta varyantına karşı etkisinin orijinal Kovid-19'a karşı daha düşük olduğunu ortaya çıkmıştı.
Kovid-19 salgınına karşı aşılamayı çok sıkı yapan İsrail’in Sağlık Bakanlığı, iki doz aşının Delta varyantına karşı enfeksiyon riskine karşı yüzde 39 oranında koruma sağladığını açıklarken, semptom gösteren vaka riskini de yüzde 40 oranında azalttığını açıklamıştı. İsrail’deki verilere göre aşı, hastalığı ağır geçirme oranını ise yüzde 91 oranında engelliyor.
İsrail bu araştırma sonuçlarından sonra bağışıklığı düşük ve riskli grupta yer alan vatandaşlarına üçüncü doz aşı önermeye başladı. Öte yandan uzmanlar da bu üçüncü dozun daha geniş bir nüfusa uygulanmasının gerekli olup olmadığını araştırıyor.
Uğur Şahin sadece İsrail'den alınan bu saha verileriyle üçüncü doz aşıyı kamuya bir tavsiye olarak vermeyeceğini söylüyor.
'Bu tartışma devam etmeli; bizler hükümetlere gerekli verileri sağlarız ve onlar da bu doğrultuda ne istediklerini bize iletirler.' açıklamasını yaptı.'
Şahin şu an aşıların sadece hükümetlere satıldığını hatırlatarak, “İdeal olanı, aşının daha geniş kitlelere satılması ve bireysel kullanıcılar için kullanım izninin çıkmasıdır. Aşı şu an hemen tüm ülkelerde acil kullanım onayı almış durumda. Hükümetler üçüncü doz için kendileri karar vermeli. Fakat eğer aşı serbest pazara çıkarsa o zaman herkes kendi kararını kendi verecek” ifadesini kullandı.