Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi ve Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, Türkiye’nin sağlık sistemine yaptığı yatırımların pandemi döneminde karşılığını aldığını belirterek, “Biz ilaç anlamında hiç sıkıntı çekmedik.
Personel koruyucu ekipman ve maske konusunda da sıkıntılar hemen yerli üretim ile halloldu. Güzel başladık ve güzel bitiririz diye umuyorum. Bundan sonraki olay bunu sürdürebilmek” dedi.
Tüm dünyada etkisini sürdüren korona virüste vakalar artarak devam ediyor. Ülkemizde şu ana kadar 279 bin 806 kişide virüs görülürken toplam 6 bin 673 kişi de vefat etti. Adana’da ise camilerden son dönemde tekrardan uyarı anonsları yükselmeye başladı. Her namaz öncesi kentteki camilerden vatandaşlara maske, mesafe ve hijyen hakkında uyarılar yapılıyor.
Her ne kadar vaka sayısında yeniden artışlar başlasa da salgına karşı Türkiye'nin güçlü sağlık sistemi, sosyal yardımlardaki başarısı ve zamanında alınan tedbirler, birçok ülkeye örnek olmaya devam ediyor.
Başta şehir hastaneleri olmak üzere ülke genelindeki hastane sayıları ve kişi başına düşen yoğun bakım odaları ile farkını ortaya koyan Türkiye, bunun yanı sıra üretimin aksamaması için açıklanan ekonomik destek paketleriyle dünyaya örnek çalışmalara imza attı.
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi ve Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova da konuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulundu.
“Hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz”
Prof. Dr. Taşova, hastanelerde ilaç ve ekipman sıkıntısı yaşamadıklarını belirterek, “Çin’de çıkan virüsü, beşinci gününden itibaren Sağlık Bakanlığı incelemeye başladı.
Beşinci gününde daha ‘Biz ne yapabiliriz, bu bize gelir mi’ diye önlemler alındı. Çok hızlı bir şekilde önce küçük ekip daha sonra da bilim kurulu kuruldu. Çok önemli tedbirler alındı. Tedbirlerin yanı sıra biz ilaç anlamında hiç sıkıntı çekmedik.
Bazı sıkıntılarımız oldu ama çok hızlı şekilde giderildi. İlaç anlaşmaları çok hızlı yapıldı. Personel koruyucu ekipman ve maske konusunda da sıkıntılar hemen yerli üretim ile halloldu. O ilk dönemde bir sıkıntı oldu ancak şimdi bir sıkıntı yaşamıyoruz. Çok hızlı organize olup durumu kavrıyor olmamız bence en büyük avantajımız oldu” diye konuştu.
Pandemilerde vatandaşa, devlete ve sağlık sistemine düşen görevler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yeşim Taşova, “Gerekli tedbirlerin alındığını düşünüyorum. Güzel başladık ve güzel bitiririz diye umuyorum.
Bundan sonraki olay bunu sürdürebilmek. Aynı şekilde başarılı olur ise herkesin yaşadığı bu pandemiyi biz de yaşayarak göreceğiz. Bu tür pandemilerde vatandaşa, sağlık sistemine ve devlete düşen görevler vardır. Bunlardan birinde bir aksaklık olur ise diğeri ne yaparsa yapsın bu sistem çalışmaz. O nedenle bunların hepsinin bir arada çalışması gerekir” ifadelerini kullandı.
“Üniversite hastanelerine de yatırım yapılmalı”
Türkiye’nin sağlık sistemine yaptığı yatırımların bu süreçte karşılığını aldığını kaydeden Taşova, “Yoğun bakım sayılarımız çok fazla. Tesislerimiz çok fazla. Burada şunu da söylemek isterim. Aynı yatırım ve ilgilin üniversite hastanelerine de gösterilmesini isteriz. Önemli hocalarımız bu hastanelerde ve bu süreçte çok önemli işler üstlendiler. Bu hastanelerdeki enfeksiyon hastalıkları uzmanları ve yardımcı sağlık personellerinin de mutlaka desteklenmesini düşünüyorum” dedi.
“Herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor”
Sağlık çalışanlarının çok yorulduğunu vurgulayan ve pandeminin 2021 yılının sonuna kadar devam edebileceğini belirten Prof. Dr. Yeşim Taşova, daha sonra şunları kaydetti:
“Biz özellikle bu yaz döneminde, bulaşmanın azaldığı dönemde sağlık çalışanlarının dinlenmesi bağlamında beklentimiz vardı. Ancak sayılar tekrardan artmaya başladı.
Herkes maske takıyoruz, sıkıldık derken o insanlar sürekli buradalar. Hiç olmadığı kadar önlemler alarak devam etmek durumunda kalıyoruz. O yüzden elimizdeki sağlık çalışan potansiyelini de yormadan gitmek gerekiyor. Az önce dediğim gibi vatandaşa, sağlık sistemine ve devlete düşen görevler var. Birinde aksaklık olursa öbürleri de çöküyor. O yüzden herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor.”