“Ezan deyince ilk akla gelen, tahammül edilemez işkencelere sahip olduğu kuvvetli imanıyla göğüs geren, imanın bedelini ödemede dünyaya ders veren Bilal-i Habeşî…” (*)
Böyle yazıyor, Diyanet İşleri başkanlığının resmi sitesi…
Bilal-i Habeşi, dini referans alan her kesim ve şahıs tarafından bilinen ve örnek verilen bir kişiliktir.
En belirgin özelliği, gördüğü insanlık dışı zulüm ve işkenceler altında bile inancından ve ilkelerinden vazgeçmemesi.
Kararlı, iradeli ve özgün bir şahsiyet...
Ve Müslümanlığı kabul eden ilk yedi kişiden biri olarak bu özellikleri ile inanç tarihinde saygın yerini almıştır.
Başlangıçta köle olarak yaşadı ama sonuçta bütün zincirleri parçalayarak sonsuza kadar özgür oldu.
Sonsuza kadar Bilal-i Habeşi tutsak edecek bir pranga olmayacaktır.
*
Birkaç kez ifade etmiştim. Hiçbir seçimde AK Parti’ye oy vermedim.
Herkes bilir ki, siyaseten karşı durduğum AK Parti içinde çok saygın dost ve arkadaşlarım vardır. Kişiliklerine ve ahlaki anlayışlarına saygı duyduğum ve sevdiğim çok AK Partili arkadaş ve dost…
İnsani değerleri hiçbir zaman çirkin siyasete kurban etmedim.
Bu güne kadar, tanıdığım neredeyse binlerce AK Partili içinde (Yetki ve makamı ne olursa olsun) Narin kızımızın olayına yüreği sızlamayacak, duyarsız kalacak bir kişi bile tanımadım. Olacağını da sanmıyorum.
Merhamet partilerin değil insanlığın tekelindedir. Ve adına merhamet denen bu duygu bu arkadaşlarımda yeteri kadar vardır.
Ancak suskunluklarına bir anlam veremiyorum.
Bu arkadaşlarımın insani değerlerini görmesem, bilmesem asla bu yazıya ihtiyaç duymazdım.
Değerli Dostlar… Arkadaşlar, Ey AK Partili dostlarım… Ey yüz bine yakın caminin imamı!
İşte her sohbette, her vaazda, her nutukta örnek verdiğiniz insan Bilal-ı Habeşi olma fırsatı…
Lafla Bilal-i Habeş olunmaz…
Siz özgürlüğü nasıl anlıyorsunuz bilemiyorum… Ama bizim nesle özgürlüğün ne olduğu öğretildi:
Özgürlük vazgeçebilmektir…
Hodri meydan…
SUNAY KARAMIK HANIMEFENDİYE…
Milletvekilim Sunay Karamık Hanımefendi, şimdi sözüm size…
Yeri gelmişken bir şey hatırlatmak istiyorum… Bir gün Sayın Valimiz Yavuz Selim Köşger Beyefendinin makamında idim. Aldığım randevu sonucu Adana hakkında sohbet ediyorduk. Aniden kapı açıldı, birkaç hanım ile makama daldınız ve orada kim var kim yok umursamadınız. Oysa orada halk vardı ve sizin gözünüzde değeri yoktu. Halkın size vermiş olduğu milletvekilliği sıfatını yine halkı görmezden gelme hakkı olarak kullandınız.
En azından sizinle ilk karşılaşmam öyle oldu.
Siz her aniden girdiğiniz yerde odada olanları yok mu sayarsınız?
Buyurun, Narin konusunda kuracak bir cümleniz yok mu?
*
İmamlara ve AK Partililere sorum açık ve net:
Nelerden vazgeçemiyorsunuz da öylesine suskunsunuz?
Bir daha Bilal-i Habeşi örnek verirken Narin kızımız karşısında suskun olduğunuz için yüreğiniz burkulmayacak mı?
(*) Bu cümle Diyanet İşleri Başkanlığının sitesinde yayınlanan “Müezzinlerin Efendisi: Bilal-i Habeşi başlıklı Doç.Dr. Yaşar Akaslan’ın makalesinden alınmıştır.