Bayrama eriştik, ulaştık ama...

Erol Aydın

Bu Ramazan benim için çok zor geçti. Bu zorluk benim dışımdaki sebepler dolayısıyla oluştu. Sokağa adımımı attığım andan itibaren sadece kendimin oruçlu olduğu hissine kapılarak karmaşık duygulara savruldum. 7’den 70’e herkesin, her kesimden ve her statüden insanın inadına göstere göstere oruç tutmamış olması gafletin yanında oruç tutanlara saygısızlık vicdanları yaralamıştır. Gayri Müslimlerin bile azami hassasiyet gösterdiği Müslüman toplumda gelinen nokta son derece hazindir. Ar, edep, hayâ, iman ve adap ortadan kalkmıştır.

Bireysel olarak düşündüğümde mutlu oldum. Allah'a kul olmanın hazzını iliklerime kadar yaşadım fakat bu durum buruk bir sevinçten ibaretti. Ben aynı zamanda sosyal bir varlık olarak bir toplumda yaşıyordum ve kendimi ayrışmış bir şekilde aykırı görüyordum. Meseleye toplumsal olarak baktığımda üzüntüm kat be kat arttı. Biz hangi ara bu kadar yozlaşarak bütün değerleri yerle yeksan ettik pes doğrusu. Gelinen son nokta ise rakı sofralarında hem de Kadir Gecesi yapılan alaycı kutlamanın sosyal medyada paylaşımı meseleye tüy dikmiştir.

Eminim birçok insan benzer duyguları yaşamıştır. %99’u Müslüman olan bu toplumda değerlerin ve kutsalların bu kadar aşınmış olması kaygı verici olmanın ötesine geçmiş durumdadır. Kişilerin inancını sorgulama pozisyonunda olmasam da Ramazan’a ve Oruç’a olan saygının ortadan kalmış olmasını görmek gelecek adına şok etkisi yaratmıştır.

Yaşadığımız kentin kozmopolit yapısı, bilişim çağı, bireysel özgürlüğün trend olması gibi dış etkenlerle meselenin izahı mümkün değildir. Dini bir tarafa bıraksanız bile eskiden erdem olan; sevgi, saygı, empati, hoşgörü, diğergamlık ve esnekliğin ortadan kalkmış olması sosyolojik bir vaka olarak karşımızda durmaktadır. Ümit ediyorum Anadolu’da Ramazanla bütünleşen şehirlerin olduğunu tahmin etmek bir nebze olsun burukluğumuza şifa olacaktır. Eğer o da ortadan kalktıysa Allah hepimize yardım etsin, kıyamet olmasa da helak olmamız yakındır.

Kendi değerlerine bu kadar yabancı hale gelen toplumun bayramı uç noktalarda kutluyor olması da psikolojik bir vakadır. Dini bir sürecin hiç bir ritüeline katılmadan sadece bayram coşkusuna katılmak ise en basit ifadesi ile ikiyüzlülük olmaktadır.

Sonuç olarak; bayrama ulaştık ama sevincimiz buruk. Ortak paydada buluşma noktası olan bu müstesna günlerin bile bizi bir araya getiremiyor olması geleceğimiz açısından Ümit var olmamızın önüme geçiyor. Tam bir “bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime” durumu söz konusudur.

 

Esenlik dileklerimle,

Erol Aydın