ESK tarafından açıklanan karkas alım fiyatlarının piyasa fiyatlarının bile çok altında olduğuna dikkat çeken Barut, "Piyasada büyükbaşta kilogram başına 102-105 liraya kadar kesim fiyatı varken 80-94 lira aralığında fiyat açıklanması kabul edilemez. Zaten maliyetler bunun üzerinde. Küçükbaşta açıklanan 70 liradan başlayan fiyat besici ve yetiştiricilere 'Başınızın çaresine bakın, bizden size hayır yok' demektir" dedi.
"AÇIKLANAN FİYAT PİYASA FİYATININ ALTINDA"
Et ve Süt Kurumu'nun (ESK) Kurban Bayramı'nda satılamayan kurbanlıkları alacağına dair kararını değerlendiren Barut, alımların 17 Temmuz'a dek süreceğini, ödemelerin ise 10 gün içerisinde yapılacağını söyledi. ESK tarafından yapılacak karkas et alım fiyatlarının büyükbaşta 80-94 lira aralığında, küçükbaşta ise 70-88 lira aralığında olduğuna işaret eden Barut, "Üreticileri fahiş biçimde artan yem ve saman maliyetinin altında inim inim inleten bakanlık, bu yarayı tedavi etmezken elde kalan kurbanlıklar için de piyasanın altında karkas et alım fiyatı açıklıyor. Kilogram başına 1 liralık prim veriyorlar. Sanki çok büyük adım atmışlar gibi bunu müjde gibi duyuruyorlar. Bunlar tam cambaz taktiklerini uygulayarak adeta hayvan üreticilerimizle dalga geçiyorlar" dedi.
"ÖDEMELER DE PEŞİN DEĞİL"
Türkiye'nin çeşitli illerinde değişmekle beraber büyükbaş karkas et alım fiyatının 95 liradan başlayıp 105 liraya kadar çıktığını ancak bakanlığın piyasanın altında fiyat açıklamasının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Ayhan Barut, şunları kaydetti:
"ESK açıklamasında fiyatlar kadar dikkat çeken bir konu ise bayramda satılmayan kurbanlıklar hemen kesime getirilse dahi ödemelerin peşin olarak yapılmaması, ödemenin 10 gün içinde yapılacağının söylenmesidir. Hayvan üreticilerimizin yem ve saman maliyeti, veterinerlik maliyetleri, mazot ve işçilik maliyetleri katlanarak arttı. Zaten kurbanlıkları satılamadığı ve elde kaldığı için kaybı büyük. Şimdi bu yarayı tedavi etmeyenler, her gün daha da büyüyen bu yarayı iyileştirmeyenler yetiştirici ve besicilerimize olduğu kadar tüketicilerimize de darbe vuruyor. Mazot 27 liraya çıkmış, elde kalan kurbanlıkları kesimhanelere götürecek üreticimiz dünya kadar nakliye parası ödeyecek. İşçi tutacak, hayvanlarına ilaveten yine yedirmek zorunda kalacak. Oysa sosyal devletin gereği olarak Türkiye'de bayramda satılmayan kurbanlıklar üreticilerimizin elinden düşük fiyat yerine desteklemeli fiyatlar verilerek alınabilirdi. Bu üreticilerimizin bir parça olsa da nefes almasını sağlardı. Yazık ettiler herkese. Et ve süt üreticilerimizin üretime devam etmesini, tüketicilerimizin ucuza et ve süt almasını istiyorlarsa, derhal fahiş artan yem ve saman maliyetlerine çare bulmaları gerekiyor. Süt fiyatı maliyetin altında, et fiyatı maliyetin altında kalma devam ederse üreticilerimiz ineklerini kestirmeye devam eder. Bu da krizi büyütür. Tarım Kredi Kooperatifleri, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Ziraat Bankası aracılığıyla çiftçinin üretim maliyetini düşürüp uygun desteklerle yem tedariğinin sağlanması artık zorunludur."