Öğrencilerle arıları özellikle bizim ülkemizde birbirlerine benzetmek çok mümkün; arılar doğanın sürekliliği, yaşaması, büyümesi için çalışıyor. Öğrenciler ise devletin, milletin, ülkenin daha ileri seviyeye, daha yaşanabilir hale gelmesi için çalışıyor.
Yani arılar doğanın, öğrenciler ülkenin geleceğidir. Yersiz, yurtsuz ve aç kalmaları konularını da incelersek, Türkiye’de arılarla öğrencilerin yaşamlarındaki benzerlikleri görebiliriz.
Öğrencileri yersiz, yurtsuz ve aç bırakarak ülkemizin geleceğini, ormanları yakarak veya her ne sebeple olursa olsun söndürmeyi beceremeyerek de doğamızın geleceğini yok ettik, ediyoruz.
TÜRKİYE’DE ÖĞRENCİLER
Üniversite sınavını başarıp okuma hakkı kazanan çocuklar için kalacak yer sorun, yurt yok, ev kiraları çok yüksek, devlet burs adı altında 600 TL civarı kredi veriyor fakat bu para öğrencilerin ne yiyecek ne de barınma konusuna çözüm oluyor.
Sonuç olarak geleceğimizi, yani öğrencilerimizi yersiz yurtsuz ve aç bırakıyoruz.
Sonra soruyoruz kendimize; “neden beyin göçünün önüne geçemiyoruz?” diye. Neden zeki, yetişmiş ve ülkemize katkı sağlayacak çocuklarımız fırsatını bulunca yurt dışında yaşamak için ülkelerini bırakıp gidiyorlar?
TÜRKİYE’DE ARILAR
Dünya’nın en önemli çam balı üretim merkezlerinin başında yer alan Muğla, Aydın ve Antalya’da meydana gelen orman yangınlarının tabiatın dengesini bozduğu biliniyor.
Yangınlar sonrası bölgede bulunan binlerce koloni arının telef olmasının yanında sağ kalan arıların açlık tehlikesi ile karşı karşıya olduğu açıklandı.
Bu durumun ekosistem için ne büyük tehlike oluşturduğunu, Einstein’ın “Arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece dört yıl ömrü kalır” sözünü hatırlayarak anlamamız mümkün.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, Dünya çam balı ihtiyacının yüzde 92’sini sağlayan Muğla ve çevresinde arıcılık faaliyetlerinin durma noktasına geldiğini belirtti.
Türkiye’de 8,2 milyon arı varlığı söz konusu, bunun 1 milyon 250 bini Muğla’da bulunuyor. Çam balı üretim döneminde ise bu sayı gezici ailelerle birlikte 2,5 milyon arıya ulaşıyor. Yılın tamamında 3,5 milyon arı bölgeye geliyordu.
Bunların yanında bilim insanları, bir çam ağacının yeniden bal verebilir hale gelmesi için en az 20 yıl geçmesi gerektiğini söylüyor.
Yakılmasını engelleyemediğimiz, söndürmeyi de zamanında başaramadığımız orman yangınlarının gözle gördüğümüzün haricinde gözle görülemeyen ne büyük kayıplara neden olduğunu, nelerin yok olmasına yol açtığını anlamamız için arıların yaşamlarını incelemek gerek.
ARILARIN YAŞAMI
Doğada çalışkanlıklarıyla ün yapan arılar, 42 günlük ömürlerinde, ''mucizevi besin'' balı üretirken kat ettikleri mesafeler, iletişim becerileri, savunma mekanizmaları ve örnek yardımlaşmalarıyla dikkati çekiyor.
Bal arıları, herhangi bir yuvada koloni oluşturarak yaşamlarını sürdürür. Aile yaşamında iş bölümü, yardımlaşma ve çalışkanlık temel kurallarıdır. Bir bal arısı ailesi, ''ana arı'', ''işçi arı'' ve ''erkek arı'' olmak üzere, birinin görevini diğerinin yapamadığı üç farklı bireyi içerir.
Ana arı kolonideki en önemli birey olup, tek görevi olan yumurtlaması sayesinde koloninin sürekliliğini devam ettirir.
Arılar kendi hayatını tehlikede görmediği sürece insanı sokmazlar. Arıların sokması, savunmalarının en son aşamasıdır. Önce sesle uyarırlar, daha sonra toplu halde gürültü yaparlar, hala tehlike hissederlerse hızla tehlike gelen yere doğru uçup çarparak korkutmaya çalışırlar, bu da olmazsa en son sokarlar. Arının iğnesi böceklere karşı savunma olduğundan sert kabuktan çıkabilir, insan ve hayvan etinden çıkmaz. İğnesi bağırsaklara bağlı olduğundan iç organları parçalanır ve telef olurlar.
Arıları diğer bazı hayvanlardan üstün kılan özelliklerinden bazıları şöyledir:
- Bir kilo bal için 40 bin arının 6 milyon kez çiçeğe konması gerekir.
- Bal arıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin nektarını toplayabilir.
- Bir koloninin bir kilogram bal üretebilmesi için dünyanın etrafını 6 kez dönmeye eşdeğer bir uçuş yapması gerekir.
- Uçan bir arının her kilometrede, enerji için yarım miligram (gramın 2 binde biri) bala ihtiyacı bulunur.
- Kraliçe arının bir günde yumurtladığı yumurta ağırlığı, kendi ağırlığının 20 katına erişebilir.
- Arı, vücut ağırlığının 330 katı yük çekebilir.
- Bir petek gözünün derinliği 12 milimetre, duvarlarının kalınlığı ise milimetrenin 20'de biri kadardır. Buna rağmen bal ile doldurulduğunda petek hiçbir zarar görmez.
- Bir işçi arı, 42 günlük hayatı boyunca çay kaşığının 12'de biri kadar bal yapabilir.
- Bir bal arısı, bir seferlik polen toplama gezisinde 50-100 çiçeği ziyaret eder.
- Arılar, birbirleriyle dans ederek iletişim kurar. Bal arası dans ederek diğer bal arısına nektar ve polenin nerede olduğunu işaret eder.
- Arılar mavi rengi ayırt edebilir, ancak kırmızıyı, koyu gri ve siyah olarak algılar.
- Bal arıları dakikada 11400 kez kanat çırpar, bu da vızıltı sesinin nedenidir.