Çukurova Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Aysel Ateş “Medeni kanunun kabulünün üzerinden 95 yıl geçmesine rağmen maalesef hala istenilen şekilde uygulanmamakta.” dedi
Atatürk, 1923 yılında Bursa’da halka yaptığı bir konuşmada şöyle diyordu: “Yeni Türkiye, ne zamana ne de ihtiyaca uymayan mecellenin hükümlerine bağlı kalamaz. En uygar uluslar derecesinde hukuk kurallarımızı da iyileştireceğiz. Yüz sene, beş yüz sene, bin sene evvel yaşayan bir toplum için yapılan yasalarla bugünkü toplumu yönetmeye kalkışmak gaflettir, cehalettir.”
Bunun üzerine dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt batılı ülkelerin medeni kanunları incelendikten sonra Medeni Kanun’un hazırlanmasında, İsviçre Medeni Kanun’u esas almıştır. 1912’de yürürlüğe giren İsviçre Medeni Kanunu, dilinin basitliği, kadın-erkek eşitliğine dayalı bir aile düzeni içermesi ve hakim’e takdir yetkisi vermesi nedeniyle benimsenmiştir. Türkiye’de 17 Şubat 1926’da İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak TBMM’de kabul edilmiş ve 4 Ekim 1926 tarihinde 743 sayılı kanunla yürürlüğe konmuştur.
Medeni kanunun sağladığı haklar, Kadına istediği mesleği seçme hakkı; tek eşle evlilik; resmî nikâh zorunluluğu; mirastan eşit pay almaları; mahkemede kadının şahitliğinin kabul edilmesi sağlanmıştır. Boşanma, şartlara bağlanmıştır. Evlenme yaşı sınırı getirilmiştir.
Aradan 95 yıl geçmesine rağmen maalesef hala istenilen şekilde uygulanmamakta.
Hak ve hukukun eşit uygulandığı bir dünya dileyerek Medeni Kanunun Kabulünün 95. Yılını kutluyoruz.