AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar, çalıştayın açılış konuşmasında; 11 Aralık 2019 tarihli “Avrupa Yeşil Mutabakatı” kriterleri ile firmaların ticaretlerini sürdürebilmek için bu mutabakata uyum sağlamalarının önemine dikkati çekti.
Avrupa Birliği’nin bu mutabakatı; 2050’de sera gazlarının net emisyon değerinin sıfırlanması hedeflerine ulaşmak için yeni stratejiler belirlenecek bir yol haritası olarak açıkladığına vurgu yapan Bölge Müdürü Ersin Akpınar, şunları söyledi:
“Mutabakatın bir diğer önemli boyutu ise, çevresel problemleri AB’nin tek başına çözemeyeceğinden hareketle AB’nin iş birliği içinde olduğu ülkelerden de bu kurallara uymasını bekleyecek olmasıdır. Bu nedenle ülkemizde yer alan ve istenilen kriterlere sahip olmayan firmalarımızın bir değişim sürecine girmesi zorunlu hale gelmiştir.”
Bölge Müdürü Akpınar, AOSB Bölge Müdürlüğü tarafından uygulanmakta olan çevreci yaklaşımlara ilişkin ayrıntılı bilgi paylaşımında da bulundu. AOSB bünyesinde hizmet veren Proje Destek Ofisi Koordinatörü ve ATÜ TTO Müdürü Doç. Dr. Tuğçe Demirdelen ise, 2019 Ekim ayında Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve AOSB Bölge Müdürlüğü iş birliği ile faaliyete geçen AOSB proje Destek Ofisi’nin çalışmalarını özetleyerek sözlerine başladı.
Üniversite - Sanayi iş birliği ile bölgede Kümelenme , Enerji Yönetim Birimi, KOSGEB Temsilciliği ile Ulusal ve Uluslararası destekler konusunda teşvik gibi birçok alanda sanayicilere destek verildiğine vurgu yapan Doç. Dr. Tuğçe Demirdelen, “Bölgemizde yaptığımız bu çalışmalar ve firmaların bu süreçte sağladığı hızlı uyum ve destek ile bugün de ‘Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilir Çalıştayı’ ile yeni bir çalışmanın ilk kıvılcımını vermiş bulunmaktayız” dedi.
Yeşil Mutabakatın, Avrupa Birliğinin 2050’ye kadar net sera gazı emisyonlarının sıfırlanması, ekonomik büyümenin kaynak kullanımına bağlılığının sona ermesi ve kimsenin ve hiçbir bölgenin geri kalmaması temel hedeflerini içeren yeni büyüme stratejisi olduğuna dikkati çeken Demirdelen, büyüme stratejisinin içeriği konusunda da bilgi verdi.
Demirdelen, “Bu süreçte gerekli aksiyonları olmayan, hazırlıklarını yapmamış veya yapmayan firmalar, en çok etkilenen kesim olacaktır.
Buna karşın kazananlar bu sürece hızlı bir şekilde uyum sağlayan firmalar olacaktır" dedi.
Karbon vergisinin gelmesi, ürün etiketlerinde içerik bilgilendirilmesi, ihracat pazarının belirli kıstaslara göre yeniden şekillenmesinin tüm sektörleri kademeli olarak bu geçişe zorlayacağını ifade eden Doç. Dr. Demirdelen, “Bu geçişi hazırlıklı bir şekilde ilerleten firmalar en karlı çıkanlar olacaktır. Bizler bu kapsamda ilk farkındalığı oluşturmak amacıyla bu çalıştayda bir araya geldik” diye konuştu.
Çalıştayın ilk gününde, Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Volkan Ediğer, "Yeşil Mutabakat Nedir ve Mutabakat ile Ne Hedeflenmektedir/Avrupa Nasıl Uyguluyor?" konulu sunum yaptı.
Toplantıya online ortamda katılan Shura Enerji Dönüşüm Merkezi Kıdemli Enerji Analisti Yael Taranto, “Yeşil Mutabakat, Türkiye’de Düşük Karbonlu Enerji Dönüşümü ve İmalat Sanayi Üzerindeki Muhtemel Etkileri” konusunda değerli bilgiler paylaştı.
Çalıştayın ilk günü TÜBİTAK MAM’dan katılım sağlayan Recep Partal ve İrfan Baştürk’ün, “Zero Brine Projesi/Tekstil Sektörü ve Yeşil Mutabakat” konulu sunumlarıyla tamamlandı.
Çalıştayın ikinci gününde ise İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, “Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye Açısından Etkileri”, TEMSA Ar-Ge ve Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Caner Sevginer, “İyi Uygulama Örnekleri / Elektrikli Araçlar/ Sürdürülebilirlik Raporu” konulu sunumunda katılımcılara bilgi paylaşımında bulundu.