Altmış Beş Yaş

Yüksel Mert yazdı

Covid-19 ile beraber en çok duyduğumuz sayılardan biri sanırım 65. 

Ne zaman bir karar alınsa “65 yaş”a atıf yapılıyor. “65 yaş üstündekiler sokağa çıkmasın”, 
“65 yaş üstündekiler izole olsun”, “65 yaşındakiler seyahat etmesin” v.s… 

Bu durumun arka planında “65 yaş üstü yaşlıdır”, “65 yaş üstü ölüme yakındır” gibi saçmasapan bir düşüncede var. 

HAZİN OLAN

İşin hazin tarafı 65 yaş üstü insanların da bunu benimsiyor olmaları. Normalde sık sık ziyaret edilen edilen 65 yaş üstü akrabalar, Covid-19 başladığından beri olağanüstü durumlar hariç birbirlerinin semtine bile uğramaz oldular…

RİSK AYNI

Oysa 5 yaşındaki ile, 15 yaşındaki, 35 yaşındaki ne kadar riskli ise, 65 yaş da o kadar risklidir. 

YAŞAM ENERJİSİ

Covid-19’dan daha riskli ve zararlı bir şey varsa o da genelde tüm insanların, özelde 65 yaş üstünün yaşam enerjisini ellerinden almaktır. 

İHTİYAR!

Tolstoy bugün yaşıyor ve de 67 yaşında olsaydı belki bisiklet kullanmasını öğrenemeyecekti. 

Demek ki 70 yaşında Süleymaniye Camisini, 
86 yaşında Selimiye Camisini yapan Mimar Sinan bugün o yaşlarda yaşıyor olsaydı bu muhteşem eserlerden mahrum kalacaktık. 

Demek ki dünyaca meşhur, Hıristiyanlığın en büyük kilisesi olarak bilinen Aziz Petrus Bazilikası’na 70 yaşındayken mimar olan ve ölene yani 89 yaşına kadar bu Bazilikanın yapımı ile uğraşan Michelangelo bugün yaşıyor olsaydı bu yapıyı göremeyecektik…

Bedenine ve ruhuna gerekli özeni gösteren, içinde yaşama, öğrenme, öğretme, faydalı olma gibi hislere sahip bütün insanlar için hiçbir şeyin “YAŞ”ı olamaz. 

İşte yukarda iki-üç örnek verdim. Ki bu örnekler bu kadarla sınırlı değil. 

Alman yazar Goethe, 
en bilinen eseri Faust’u yazdığında 82 yaşındaydı. 

Afrikalıların “beyaz sihirbaz” diye tanımladığı Nobel ödüllü  Alman doktor Albert Schweitzer’in gençlik yıllarındaki tek amacı Afrika’daki insanların hayatını kurtarmaktı. 

Bu yüzden tıp eğitimi aldı ve 38 yaşından itibaren Gabon’da insanlara yardım etmeye başladı. Kendi açtığı hastanede, vefat ettiği 90 yaşına kadar ameliyatlara katıldı. 

Bugün 106 yaşında olan Muazzez İlmiye Çığ, 
hala dünyanın kabul ettiği en değerli Sümerolog’dur. (https://youtu.be/8iGJFMtPq3w)

Operada en fazla gösterimi yapılan oyunlardan olan Othello’yu besteleyen İtalyan bestekar Verdi, 
bu besteyi 75 yaşında yaptı. 

Çok iyi anımsıyorum, 2014 yılında yabancı basında şöyle bir haber vardı.
Amerika’da Anna Stoehr isminde bir kadın Facebook’a üye olmak ister. 
Doğum tarihi 1900’dür ama Facebook’ta o yıl doğum tarihi kısmı 1905’den başlıyordu. 

Mecburen yaşını 99 olarak girer ama Facebook şirketine “gerçek yaşımı kullanmak istiyorum” temalı bir mail atar. 

Yani Anna Stoehr şunu haykırıyordu: 

“Hâlâ yaşıyorum”… 

“Hâlâ yaşıyorum”, 

Ne güzel bir başkaldırı, 
ne muhteşem bir manifesto. 

“Yaş”ın sadece bir rakam olduğunun dışavurumu.

Bir toplumun kullandığı dilde var olan kelimeler, o topluma dair yaşantıyı, anlayışı da içinde barındırır. 

Mesela bugün “İHTİYAR” kelimesini duyduğumuzda zihnimizde avurtları çökmüş, yüzü kırışık dolu, bir elinde baston bir insan tasavvur ediyoruz. 

Oysa “İhtiyar” Arapça kökenli ama artık Türkçeleşmiş bir kelime. İhtiyar’ın asıl anlamı “seçkin”, “hayırlı”dır. Hatta “kırsalın millet meclisi” diye tanımlayacağımız 
“ihtiyar heyeti” de aslında köyün muhtarı, 
köyün öğretmeni, köyün imamı gibi seçilmiş kişilerden oluşur. 
Ama çoğu kişi ihtiyar heyetini “köyün yaşlıları” olarak biliyor.

İşte bu algı çok yeni. Eskiden seçkin olduğu düşünüldüğü için 
“ihtiyar” diye tanımlanan 65 yaş üstü, şimdilerde işe yaramaz, bir şey üretemez, sırtımızda yük, kambur gibi haksız ve anlamsız bir yargıyla karşılaşıyor. 

Oysa Bernard Shaw ne güzel söyler : “Yaşlanmadan akıllanmayı çok isterdim”…

SONUÇ

Ben 65 yaş üstü tanıdıklarımla konuşmaktan son derece keyif ve feyz alırım, kıymetlidir benim için 65 yaş ve daha üstündekiler. 

İnsanı, insana, insanla, insanda, İNSANCA anlatan programlar yapmaktayım yaklaşık 30 yıldır. 

Yaşlı genç zengin fakir, güzel çirkin, alimli, alımsız, okullu okulsuz vs hiç ayırım yapmadım. 

ŞAİR der ki: “ Bin kez düştüm bir kez ibret almadım, dolu dolu boş gibiyim dünyada…” 

Ne mutlu şu fani dünyada İBRET alarak İNSANCA yaşayanlara ve İNSANCA yaşlananlara…

Bilgi kaynakları: GOOGLE 

Mertçe PAYLAŞIM 

Adana/TÜRKİYE

YAŞAM Haberleri

Uyuşturucu bağımlısı genç evini yaktı
40 yıldır protez bacak hayaline kavuşmayı bekliyor
Vergi Ödemelerinizi Unutmayınız
Aski Genel Müdürü Mansur Aladağ’a Gecikmiş Bir Hayırlı Olsun Ziyareti
'Baykuş gözü' dövmesi kuyumcuyu vurup soyan şüpheliyi yakalattı