Altın Koza’da politik mesajlar yerini teşekkürlere bıraktı

Törende ödül takdim etmek üzere sahneye çıkan Yazar Nermin Yıldırım’ın kadınlara dair konuşma yapması ve Çiğdem Mater’e selam göndermesi mesajı olan tek konuşmaydı.

31’inci Uluslararası Adana Altın Koza Festivali, 23-29 Eylül tarihleri arasında Adana’da yapıldı. Adana seyircisinin festivale ilgisi ise oldukça yoğundu. Festivalde, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması kategorisinde yarışan filmlerin birçoğu politik ve sosyal mesajlar içeriyordu. Festival boyunca; toplumsal cinsiyet rolleri, göçmen karşıtlığı gibi konuları ele alan “Ölü Mevsim”, sınıf çatışmasını işleyen “Döngü” ve Bahçelievler Katliamı’ndan esinlenerek yazılan “Hiçbir Şey Yerinde Değil” gibi filmler seyirciyle buluştu.

‘ADANA’NIN EN APOLİTİK ÖDÜL TÖRENİYDİ’

Filmlerde izleyiciye toplumsal meselelere dair mesajlar verilmek istendi ya da en azından bu konular yoğun bir şekilde işlendi. Ancak ödül töreninde sinema sanatçılarından tek bir politik ya da sosyal mesaj içeren konuşma olmadı. Tüm konuşmaların içeriği sadece teşekkürlerden ibaretti. Oysa geçen sene Altın Portakal’da yaşanan sansür, televizyon ve dijital platformlarda kısıtlanan içerikler, sosyal medya erişim engellemeleri gibi konulara dair birkaç cümle kurulabilirdi. İsrail’in her geçen gün katliamlarını artırdığı şu günlerde ise bu tür konulara dair hiçbir şey duymamak büyük bir eksiklik. Adana seyircisinden bu konuda duyduğumuz yorum ise “Adana’nın en apolitik ödül töreniydi” şeklinde oldu.

Törende ödül takdim etmek üzere sahneye çıkan Yazar Nermin Yıldırım’ın kadınlara dair konuşma yapması ve Çiğdem Mater’e selam göndermesi mesajı olan tek konuşmaydı.

YÖNETMENLERİN İLK FİLMLERİ ÖDÜLLE AYRILDI

Uzun metraj filmlerin yönetmenlerinin çoğu ilk filmlerini deneyimlemelerine rağmen ödüllerle festivalden ayrıldılar. 5 farklı kategoride ödül alan Doğuş Algün’ün yönettiği “Ölü Mevsim”, festivalin en iyi filmi seçilen Murat Fıratoğlu’nun yönettiği “Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri” ve sınıf çatışmasını anlatan Erkan Tahhuşoğlu’nun “Döngü” filmi festivalin en dikkat çeken yapımlarıydı.

DÖNGÜ

Erkan Tahhuşoğlu'nun “Döngü”, sınıfsal çatışmalar ve göçmen işçilerin yaşadığı zorluklar üzerinden derin bir sosyal eleştiri sunuyor. Ev içi emek ve kadın dayanışmasını merkezine alan film, karakterler arası ilişkileri incelikle işleyerek, izleyiciyi karmaşık bir çıkmazla yüzleştiriyor. Sevim ve Lena’nın karşılaştıkları olaylar, sadece bireysel bir dramı değil, toplumun genelindeki sınıf farklılıklarını ve güç dengelerini sorgulayan etkileyici bir anlatı oluşturuyor.

21 HAFTA SONRA

Kısa filmlerde ise İranlı Yönetmen Nasrin Mohammadpour’un yönettiği “21 Hafta Sonra” dikkat çeken yapımlardan biriydi. Filmde, genç bir kadının doğru zamanda hamile kalma hakkı olduğuna inanarak kürtaj yaptırmaya karar vermesi ve bu süreçte karşılaştığı zorluklar işleniyor. Ayrıca İran’da tüm bu kürtaj sürecinin kadınlar açısından ne kadar zorlu olduğunu da görmüş oluyoruz.

DİLAN HAKKINDA KONUŞMALIYIZ

Bir diğer dikkat çeken kısa film ise Umut Şilan Oğurlu’nun yönettiği, üniversite sonrası birçok gencin yaşadığı umutsuzluk ve hayal kırıklığını ele alan “Dilan Hakkında Konuşmalıyız” idi. Filmde gençlerin yaşadığı sıkışmışlık hissi izleyiciye aktarılıyor. Film sonrasında öğrencilerin tepkisinde ise kendi deneyimlerinin etkisi nedeniyle de filmle kurdukları bağ oldukça önemli. Birçok mezun gencin düştüğü boşluk ve ardından da gelen umutsuzluk hissi günümüzün en önemli sorunlarından birini oluşturuyor. Tüm bu umutsuzluğun gerçekçi bir temelde anlatılmasının yanı sıra mizahi bir yönünün de olması filmi daha izlenebilir kılıyor.

FESTİVAL ÇALIŞANLARI

Festival sürecinde konuştuğumuz bazı sinema öğrencileri festivalde çalıştı ve bu nedenle epey heyecanlı ve hevesliydi. Ancak bazı festival çalışanları “Arkadaşımızın yarıştığı kısa filmi izleyemedik” dedi ve tek bir film bile izleyemediklerini belirtti. Bu da festivale dair en büyük eksikliklerden biriydi. Festivali festival yapan emekçilere gereken değerin gösterilmesi gerekir.

Kaynak: Evrensel.net / Merve Tur

KÜLTÜR SANAT Haberleri

Altın Koza'da boş salona ödül konuşması
Altın koza Hatay’a uzandı
34 yıldır ahşap onun elinde sanata dönüşüyor
''Adana Yaşar Kemal'in değil, Orhan Kemal'in bereketli topraklarıdır''