Altın Koza töreni ve sorular

Altın Koza töreni ve sorular

Asu Maro

Bir Adana Altın Koza Film Festivali’ni daha geride bıraktık, henüz geride bırakamadığımız konu işin medyaya ve Adana dışındaki seyirciye yansıma şekli. Çünkü bu bir film festivali ve normal koşullarda Türkiye prömiyeri yapan filmlerden, çoğu ilk uzun metrajını çeken yönetmenlerden (ulusal uzun metraj yarışmasındaki 11 filmden sekizi), Türkiye sinemasına geleceğini umduğumuz taze kandan ve de ödüllerden söz ediyor olmalıydık.

Daha ziyade Serenay Sarıkaya’dan ya da Mehmet Aslantuğ ile Levent Özdilek’in arasında bir soğukluk olup olmadığını konuşuyor olmamız maalesef sinemaya – sanata hayatımızda verdiğimiz yerle alakalı.

Adana’dan ödül gecesi üç kanala canlı yayın yapıldı ve o yayınlar orta yerde kesildi. Böylece ekran başındakiler sadece Özlem Gürses’in sunumunu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın konuşmasını ve ödül töreninin de küçük bir parçasını görebildi. Oysa belli ki bütün tören bu canlı yayınlara göre kurgulanmış, normalde gecenin sonuna bırakılan ulusal uzun metraj film yarışması ödülleri başa alınmıştı.

Daha Belgesel Film Yarışması, Edebiyat Uyarlaması Senaryo Yarışması, Uluslararası Kısa Film Yarışması, Adana Kısa Film Yarışması ve Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nın kazananları açıklanacak, bu dallarda film üretenler ödüllerini ve hak ettikleri alkışı alacaktı ancak böyle olamadı. Yani onlar ödüllerini aldılar ama alkışlardan mahrum kaldılar. Uzun metraj ödülleri dağıtıldıktan sonra bağlama sanatçısı Çetin Akdeniz sahneye, salonun dörtte üçü de dışarı çıktı. Hep böyle olur, büyük ödüllerden sonra tören bitmiş sayılır ve salon boşalır. Bunu nedense kabullenemiyoruz ve kalanlara çok ayıp oluyor.

Bu tören organizasyonları halledilemeyen bir mesele bizde. Şahane programlanmış, son derece iyi filmler izlediğimiz festivalleri herhangi bir belediye kutlama etkinliği gibi planlanmış törenlerle kapatıyoruz. Tabii ki Adana Büyükşehir Belediyesi’nin festivale katkıları çok kıymetli, festivalin onursal başkanı da olan Zeydan Karalar’ın sinema ve Adana tutkusu da öyle. Ama o Altın Koza’yı kıyasladığımız dünya festivallerinde kimsenin “Cannes’ın çocuğu”, “Venedik’in evladı” diye çağrıldığını görüyor muyuz? Bir kere, iki kere tamam ama bütün gece ‘güneşe ateş eden Adanalılar’ üzerine kurulabilir mi? Bu bir sinema festivali neticede, o sahne Adana’nın havasından suyundan kaynaklı gençlik sırlarını konuşmanın yeri mi?

Kaynak: Milliyet Gazetesi

YAŞAM Haberleri

Seyhan Rotary’den eğitime önemli destek
Dağ köylerindeki eli öpülesi öğretmenler
Anıl Tanburoğlu: “Kalkınma Eğitimle Başlar”
İşkad Görev Bölümü Yaptı
Adana’da 8 bin 770 paket gümrük kaçağı sigara ele geçirildi