Hemen hemen her ortamda, sosyal medya mecralarında dile getirilen; yolsuzluklar, adaletsiz uygulamalar, Liyakatsiz /torpil atamaları, israf, Gösteriş, yanlış giden ekonomi, pahalılık, geçim sıkıntısı, fakirlik...
Dindar seçmeni rahatsız etmiyor mu sanıyorsunuz?
Uygulanan ekonomi politikalarının; topluma etkilerinin yeterince hesaplanmadan öne sürüldüğünü düşünüyorum. Gerek "ESER SİYASETİ" denilerek yapılan betonarme yapılar yapıların ihale biçimleri (ihale yasası neredeyse 200 defa değiştirildi),uygulanan ekonomik politikalar, uygulanan vergi sistemi, bankacılık sistemi, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, hisse senedi alım-satım işlemleri, kur korumalı mevduat sistemi, tarım politikaları, eğitim ve hukuk sistemimiz...
Uygulanan projelerde; İNSAN’a fayda hedeflenirken, BİTKİ ÖRTÜSÜ, (¹ Flora), HAYVANLAR ALEMİ, (² Fauna*) 'ya zarar verilmemesi gerekir.
Ülkemiz de uygulanan politikaların çok küçük bir azınlığın mutluluğu dışında diğer canlılara etkileri hiç araştırılıyor mu?
Et, süt tüketiminin düşmesi, süt ineklerinin kesime gönderilmesi, yağa, şekere, makarnaya, sebzeye, meyveye erişimin azalması, psikiyatri ilaçlarının aşırı yaygınlaşması, başta doktorlar olmak üzere, en üst dereceden uzmanların geleceğini gelişmiş batı ülkelerinde görüp, ülkeyi terk etmesi, köylünün köyleri terk edip gecekondu hayatına razı olması, ülke kadınlarının seviyesini, zekâsını gün geçtikçe düşüren "kadın programlarının" reyting oranları, Hiç mi bir fikir vermiyor?
Ya dindarlar? Onlar hiç mi rahatsız olmuyor bu sonuçlardan?
Samimi dindarlar iliklerine kadar rahatsızlar, kahroluyorlar, ikaz ediyorlar, sesleri yettiğince!
Ancak şu da bir gerçek ki geçmişinde dindarken, sekülerleşen, manevi sonuçları umursamayıp maddi hedeflere kilitlenen çok sayıda kişi var. Bu kişiler; Sisi ile görüşülse, Esad'la kol kola girilse, Suud ‘la, BAE ile Israil ile yepyeni ufuklarda ortak hareket edilse de, enflasyon uçsa da tercihlerinde en ufak bir değişiklik göstermiyorlar.
Havalar soğuyacak, doğalgaz faturaları gelmeye başlayacak...
Piyasadaki acımasız fiyatlara, kiralara ilaveten doğalgaz faturaları yeni bir baş belası olacak. Hayat her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Mutsuzluklar, gerginlikler, ahlaksızlıklar, boşanmalar gırla gidiyor. Bu durum seçimlere ne oranda yansıyacak?
Dinden uzaklaşma, deizm, ateizm artık görünür boyutlara ulaştı. Hem de sadece gençler de değil. Yetişkinlerde dinsel söylemlerle, uygulamalar arasındaki zıtlıklardan şikayetçiler..
En kutsal değerleri manipüle etmeyi, algıları, olguların önüne geçirebilmeyi maharet bilen siyasilerimiz, buna da bir gerekçe/çözüm bulur.
Muhalefetten güçlü çözüm paketleri göremedik uzun bir süredir. " Yapılanların daha iyisini yapacağız" vaatleri dışında, hamasi konuşmalar halkı heyecanlandırmıyor.
Ülkenin en çok izlenen TV programlarından, Güldür Güldür ‘de muhalefet parodisi büyük ilgi gördü:
- Açıklama yapmayınca iktidara geliyoruz.
- Ben muhalefete alıştım ne yapacağım iktidarda.
- "Gideceksiniz" dedim "Biz geleceğiz" demedim ki...
- Sabahın erken saatinde kalkıp kim uğraşacak bunca işle.
İngiltere’den, Amerika’dan, daha iyi finans şirketleriyle görüşüp, daha ucuz kredi bulmanın dışında ayağı yere basan çözümler henüz yok. 3 Aralıkta açıklanacak sürprizi bekliyoruz. Başka türlü, yıllardır neredeyse sabit kalmış oy tabelası değişmeyecek. Şikâyetle, geçmişle övünmekle politika yapmak artık cazibesini yitirdi.
Bu seçimlerde halkın en önemli beklentisi nedir?
Biz söyleyelim;
Düzgün ekonomi, hakkaniyete uygun hukuk uygulamaları, özgürlükler, göçlerin tersine dönmesi, yaşam standartlarının yükselmesi, tarım ve hayvancılığın desteklenerek cazip hale getirilmesi, yüksek katma değerli endüstrinin, markalaşmanın desteklenmesi, eğitim sistemindeki zincirlerin kırılıp "araştırmacı, geliştirmeci " gençliğin yetiştirilmesi.
Bunlarla yetinelim. Zaten bunları yapmaya güç getirenler, üniversiteleri bağımsız bilim kurumlarına dönüştürür, öğrenci yurtlarını da yapar, SMA hastalarını da ihmal etmez, köylü, emekli, işsiz, yoksul vatandaşlarını da düşünür.
Yani kısaca, insanlar, "tüm insanlar" mutluluk istiyor.
Allah milletimize; feraset, basiret, hidayet akıl, samimiyet versin.
¹ FLORA: Flora ya da bitey bir ülke, bir bölge veya belirli bir yöredeki bitki, mantar ve bakteri türlerinin tümüne verilen ad.
² FAUNA: Fauna veya direy, belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümüne verilen addır.