Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık, "Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinden sonra tedbir kararlarıyla ilgili bir kafa karışıklığı söz konusu oldu. Ortaya çıkan sorunlar uygulamayla ilgili bir durum. Mevzuatla ilgili bir sorun ortaya çıktığı için değil. Daha önce de uygulama pratiklerini düzeltmek için yapılan çalışmalar vardı. İstanbul Sözleşmesi'nden bağımsız olarak şiddetle mücadele konusundaki eksiklerin giderilmesi için çalışmalar her şartta devam ediyor" dedi.
Bakan Yanık, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesini Araştırma Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Derya Yanık, milletvekillerinin 2014'ten beri neden kadına yönelik şiddet üzerine bir araştırma verisi olmadığının sorulması üzerine "Bilimsel olarak bir sosyal dönüşümün doğru tespit edilebilmesi 10 yıllık periyotlar öngörülüyor. 2014'te yapılan şiddet araştırmasını 2024 eylem planında biz de aldık, TÜİK aldı hatta. Biz de 2021'de kendi araştırma başlıklarımız altında biraz daha dar minimal bir araştırma yapacağız" dedi.
"Belediyelere yaptırım yetkimiz yok"
Bakan Yanık, daha fazla kadın konukevinin neden açılmadığına ilişkin sorulara şu yanıtı verdi:
"Kanuna göre 100 bin nüfus üzerinde yerleşim yerlerinde kadın konukevinin olması mecburi. Bakanlığımız belediyelerin idari ya da sicil amiri değil. Yasada düzenlenen mecburiyeti bizim icbar etmek ya da 'bunu niye yapmıyorsunuz' diye hesap sormak, yaptırım uygulama yetkimiz yok. Ancak şunu yapıyoruz; belediyelere kanunu hatırlatıp bu anlamdaki çalışmaları, yürütmeleri konukevi açmaları gerektiğini resmi yazı ile bildiriyoruz. Eğer bir yerleşim yerinde kadın konuk evine ihtiyaç varsa özel olarak biz bunun çalışmasını yapıp, ilgili belediyeye 'şu kadar kapasite ölçekli kadın konuk evine ihtiyaç var' diyoruz. Bunun dışında bizim belediyelerle alakalı yaptırım yetkimiz yok."
"Belediyeler sıcak bakmıyor"
Bakan Yanık, 81 ilde 148 kadın konukevinin yüzde 80 oranında dolu olduğunu belirterek, "Bunların 32'si belediyelere bağlı hizmet veriyor. Belediyelerin bu anlamda daha çok yoğun hizmet vermesini bekleriz, ümit ederiz. Bakanlık olarak sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz. Vekillerimizden de kendi temsil ettikleri yerelde bu noktada bize destek olmalarını rica ediyorum. Belediyeler kadın konuk evleri konusuna sıcak bakmıyorlar. Yerel bir takım endişeleri vardır. İktidarıyla muhalefetiyle ayrım yapmadan söylüyorum. Bu anlamda işletmesiyle personel desteğiyle olabileceğimiz her yerde destek olabileceğimizi belirtiyoruz. Her türlü rehberlik ve danışmanlık hizmetlerini veriyoruz ve bundan sonra vermeye de devam edeceğiz. Yerel yönetimlerin kadın konuk evleri konusunda teşvik edilmesi gerekiyor" diye konuştu.
"Kafa karışıklığı söz konusu oldu"
Bakan Yanık, milletvekillerinin Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesiyle ilgili soruları üzerine de İstanbul Sözleşmesi'nin şiddetle mücadelede konusunda iç hukukta amir hükümleri olan bir uygulama olmadığını kaydetti. Yanık, "Sözleşme bir çerçeve metni. Kadına yönelik şiddete karşı uzun süredir verilen bir mücadele var. Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesinden sonra tedbir kararlarıyla ilgili bir kafa karışıklığı söz konusu oldu. Ortaya çıkan sorunlar uygulamayla ilgili bir durum. Mevzuatla ilgili bir sorun ortaya çıktığı için değil. Daha önce de uygulama pratiklerini düzeltmek için yapılan çalışmalar vardı. İstanbul Sözleşmesi'nden bağımsız olarak şiddetle mücadele konusundaki eksiklerin giderilmesi için çalışmalar her şartta devam ediyor. Şiddet her sosyal katmanda ve sınıflar arasında görülüyor. Sadece bir grupta olsa oraya yoğunlaşır ve sorunları çözersiniz. Ama şiddet bunların tamamından bağımsız olarak yaygın bir durumda. Avrupa örneğine baktığımızda farklı bir durum olmadığını biliyoruz. Türkiye'nin Avrupa'ya göre iyi bir noktada olduğunu da görüyoruz" dedi.