Kaplan, hazırladığı ‘Oğuz Atay Sözlüğü’nde ünlü yazarın ‘Günlük’ünün kimler tarafından nasıl çalındığını, yıllar sonra nasıl ortaya çıktığını ve okurla nasıl buluştuğunu anlatmış, konu günlerce tartışılmıştı.
Sefa Kaplan ilk baskısı 2014 yılında Doğan Kitap tarafından yapılan ‘Geleceği Elinden Alınan Adam: Oğuz Atay’ biyografisini yeniden okuruyla buluşturdu. Holden Yayınları tarafından yayımlanan kitapta çok tartışılacak başka bir iddia gündeme getiriliyor.
Yılmaz Güney’in birlikte senaryo çalıştığı Oğuz Atay’ın kafasına silah dayadığı iddiası.
Sefa Kaplan iddiasını Erdoğan Şuhubi’nin Mart 1999 yılında İTÜ Vakfı Dergisi’nde anlattığı bir yazıya dayandırıyor.
SOLCULUĞUNA LEKE SÜRÜLMESİN DİYE Mİ ANLATILMADI?
Oğuz Atay’ın sinemaya olan ilgisine dikkat çeken Kaplan, kitabında dipnot olarak verdiği bilgide olayı şöyle anlatıyor:
“Sinema, her zaman ilgisini çekmişti Oğuz Atay’ın. Halit Refiğ ve Metin Erksan’la dostluğu, bu ilgiye profesyonel bir derinlik de kazandırmıştı muhtemelen. ‘Beyaz Mantolu Adam’ı filme alma çalışmaları da bunun bir parçasıydı. Ancak, asıl kaydedilmesi gereken, Yılmaz Güney’le arkadaşlığı sırasında yaşadıklarıydı. Uğur Ünel, Yılmaz Güney’le ilişkilerinin ahlaki bir temelde ilerlediğini söylediği halde, Erdoğan Şuhubi hiç de aynı kanaatte değildi. Yıldız Ecevit’in, belki de Yılmaz Güney’in ‘sol’culuğuna leke sürmemek türünden akademik kaygılarla (!) görmezden gelip kitabına bile dahil etmediği çarpıcı bir iddiaydı bu.”
‘ARKADAŞ’IN SENARYOSU MUYDU?
Prof. Şuhubi, Oğuz Atay’dan dinlediklerinden yola çıkarak şunları anlatıyordu: “Yılmaz Güney’le de arkadaşlığı vardı. Oğuz’un bana anlattığı kadarıyla biliyorum; mesela bir gün tabanca çekmiş Oğuz’a. Oğuz ona güya senaryo yazacaktı, giderdi, birlikte çalışırlardı. İstediği şey olmayınca tabanca çekmiş. Sonra, birkaç dakika sonra kendini öldürmeye kalkmış. Sonra ağlamış zırlamışlar ve sonunda Oğuz’u ikna etmişti o söylediği şeyi yazdırmaya. Sonunda tamamlanmadı o senaryo bildiğim kadarıyla. Arkadaş filminin senaryosunun ilk hali miydi acaba, ama emin değilim...”
Hürriyet'ten İhsan Yılmaz'ın yazısının devamını okumak için tıklayın