Temeli 2011’de atılan Çukurova Uluslararası Havalimanı en sonunda tamamlanarak, hizmete açıldı. Açılışın ardından Tarsus’a havalimanı fikrinin 1994’te gündeme geldiğini söyleyen İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, o dönemde yapılan görüşmeleri anlattı.
Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın ülkemize ve bölgeye hayırlı olmasını dileyen Kocamaz, “Bu Havaalanının yapılması fikrini ilk ortaya atan kişilerden birisi de benim. 1994 yılında Tarsus Belediye Başkanı seçildiğimde, o dönemki MESİAD Başkanı Sayın Musa Timur Beyefendi ile birlikte Tarsus Sahillerinin Turizm ve Kültür Alanı olarak kullanıma açılması için bir dizi çalışma başlattık. Ve tam 10 yıllık bir mücadele sonucunda bölge Turizm ve Kültür Gelişim Alanı olarak ilan edildi. Bu arada yurt dışından gelecek turistlerin büyük uçaklarla bölgeye ulaşabilmesi için daha kapsamlı bir havaalanına ihtiyaç olduğu kanaatine vardık. Ayrıca bu hava alanının bölgede yetiştirilen ürünlerin ihracatına da katkı sunacağını düşündük” dedi.
AYFER YILMAZ’DAN ENİS ÖKSÜZ’E… O DÖNEMDE ATILAN TEMELLER…
Tarsus Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde Tarsus’a havaalanı yapılması için Ankara’yla temaslara başladıklarını ifade eden İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, “Bu fikrimizi ilk olarak o dönemde Devlet Bakanımız olan Ayfer Yılmaz Hanımefendiye açtık. Kendisi olaya çok sıcak baktı ve ilk adımlar o dönemde atıldı. Daha sonra 57. Hükümet döneminde Ulaştırma Bakanımız olan Enis Öksüz döneminde de bu çalışmalar planlama aşamasına kadar getirildi” diye konuştu.
“ADANA LOBİSİ KARŞI ÇIKMASIN DİYE İSMİNİN ÇUKUROVA HAVAALANI OLMASINI BİZZAT BİZLER ÖNERDİK!”
Adana lobisinin o dönemde de bu havaalanına karşı çıktığını söyleyen Burhanettin Kocamaz, şöyle devam etti: “Hatta Adana Lobisi bu Hava Alanına karşı çıktığı için, isminin Mersin ya da Tarsus Hava Alanı yerine, tüm Bölgeye de hizmet edecek olmasından dolayı Çukurova olmasını bizzat bizler önerdik.
”ZAFER ÇAĞLAYAN BAKANKEN, ANKARA’DA YAPILAN TÖRENE KOCAMAZ, “EN ÇOK EMEK VEREN KİŞİ” OLARAK DAVET EDİLDİ!
Önce bölgesel olarak planlanan havaalanının daha sonra Uluslararası bir havaalanına dönüştürülmesinin çok daha isabetli olduğuna dikkat çeken Burhanettin Kocamaz, “İlk ihale AKP Hükümeti Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım döneminde 2011 yılında Yap-İşlet-Devret yöntemi ile gerçekleştirildi. O tarihlerde Sayın Zafer Çağlayan da Mersin Milletvekili ve Ekonomiden sorumlu Bakan idi. Hatta Ankara’da yapılan törene beni de Tarsus Belediye Başkanı ve bu işe en çok emek veren birisi olarak bizzat Bakanlık davet etti, ben de katıldım. Ancak ihaleyi alan yüklenici firma iflas edince iş durdu. Yeniden Yap-İşlet-Devret modeliyle çıkılan ihaleye hiç kimse katılmadı. Daha sonra yapım işini Devletimiz üstlenerek yeniden ihale etti. Neticede 13 yıllık bir mücadele sonunda Çukurova Hava Alanı hizmete girdi. Yeniden tüm bölgeye hayırlı olsun” dedi.
AÇILIŞ TÖRENİNDE MUHALEFETTEN KİMSE YOKTU!
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan açılışın törenine muhalefet partilerinden hiçbir milletvekili davet edilmedi. Tepkilere neden olan bu davet krizine de değinen Kocamaz, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Yalnız bir üzüntümü de belirtmeden geçemeyeceğim! Yukarıda Hava Alanının hikayesini ve gösterdiğimiz çabaları, verilen emekleri kısaca anlattım. İsterdim ki, ilk günden bu yana, bu Hava Alanı için emek veren insanlarda bu açılışa davet edilsin! Hatta iktidar muhalefet ayrımı yapılmadan Tüm Bölge Milletvekilleri ve Belediye Başkanları dahil, Mecliste Gurubu bulunan Siyasi Partilerin İl Başkanları da bu açılışta yerini alsın. Devlet adamlığı, devlet sorumluluğu bunu gerektirir! Ama bu açılışta, bu incelik ve bu nezaket gösterilemedi!
Maalesef AKP bunu hep yapıyor! Konuşmaya geldiğinde birlikten, bütünlükten bahsediyor! Eyleme geldiğinde ayrımcılık yapıyor! AKP ya da MHP rozeti taşımayan hiç kimse bu açılışta yoktu! İşte Türkiye’nin en büyük açmazı ve sıkıntısı da bu! AKP nasıl ki, Mecliste muhalefetten hiç kimsenin, hiçbir muhalefet milletvekilinin sözlerine itibar etmiyor, önerilerini dikkate almıyorsa bu açılışta da muhalefetten herhangi bir siyasinin orada bulunmasına tahammül etmedi, edemiyor!
“BİZLER DE ÇAĞRILMADIĞIMIZ YERE GİDECEK KADAR YÜZSÜZ DEĞİLİZ!”
Bizler de elbette çağrılmadığımız bir yere gidecek kadar yüzsüz değiliz! İşte bu kafanın, her şeyi ben bilirim! devlette benim! hükümette benim! anlayışının Ülkeyi getirdiği durum maalesef bu! Ülkemizin ve Milletimizin bugün yaşadığı sıkıntıların ana kaynağı da bu sakat anlayış! Bu tek adam sistemiyle denetimlerden kaç! Devleti milyarlarca dolar zarara uğrat! Sayıştay raporlarını dikkate alma! Kimseye hesap verme! Yani kendin pişir, kendin ye! Bu iş böyle gitmez! Bu tutum daha fazla sürdürülemez! Ya bunlar bu kafayı değiştirecek, gerginliği azaltacak, bu kibir, bu enaniyet, bu kin ve nefret duygularından arınacaklar! Ya da Millet bunları, bu kibir abidelerini sandıkta, demokratik kurallar çerçevesinde indirecek! Aksi taktirde bu Ülkeye huzurun gelmesi, Milletimizin mutlu olabilmesi çok zor görünüyor!