Adan ki bir zamanlar üretimin, bereketin ve kalkınmanın öncüsü bir şehirdi. Adana ki ‘bereketli topraklar’ diye tanımlanırdı. Üretimin ve bereketin merkeziydi. O zamanlar buralar da yaşayan insanlar mutluydu, umutluydu.
Gelecek kaygıları yoktu tek hedefleri üretmek ve kazanmaktı. O zamanlar şehirde bu kadar işsizlik, yolsuzluk ve yoksulluk yoktu. Toplumda dayanışma sevgi, saygı temeline dayalı ilişkiler hâkimdi. O zamanlar insanlar bu kadar borçlanmamıştı, gelecekten bu kadar umutsuz değildi. Toplum hiç bu kadar karamsar ve umutsuz değildi.
Çünkü üretim vardı, fabrikalar vardı, emekçi kardeşliği vardı insanlar işsizlik tehdidi altında değildi dayanışma vardı. Toplumsal bağlar kuvvetliydi, dayanışma vardı.
Bir zamanlar Adana ‘da ÇUKOBİRLİK vardı. Çiftçinin dostu, üretimin merkezi idi. Bölgede binlerce köylünün alın teri üretimini değerlendiren ve binlerce işçiyi bünyesinde çalıştıran dev bir kurumdu. Aç gözlü politikacılara, yanlış ekonomik uygulamalara kurban edildi ve o koca kurum adeta yağmalanarak işlevsiz bir konuma getirildi. Çukobirlik gibi dünya devi bir üretici kooperatifi siyasal rantlara kurban edildi.
Bir zamanlar TEKEL fabrikamız vardı, ne oldu özelleştirme adı altında yağmalandı, talan edildi, arsa fiyatına peşkeş çekildi. Ya orada çalışanlar ne oldu onlarda işsizler ordusuna katıldı, ya emekli edildiler.
Ya Sümerbank fabrikaları , ya PAKTAŞ, BOSSA’lar, Milli Mensucatlar, PAKSOY,Güney Sanayi ve diğer üretim alanları ne oldu .Uygulanan ekonomik politikalar daha da önemlisi özelleştirme bahanesiyle yok pahasına satılan, peşkeş çekilen kamu kurum ve kuruluşları ve yok edilen üretim alanları ve gelen işsizlik sorunu.Bir zamanlar Adana yollarında işcileri taşıyan servis otobüsleri yok artık.Üretim olmayınca da neler olduğunu hep birlikte görmekteyiz.
Adana’nın marka olmuş kurumları yok edilirken herkesler seyirci kaldı. Devlet üretimden elini çeksin yalanları ile toplum kandırıldı, uyutuldu ve bugünlere gelindi.Üretim olmayınca, sanayi gelişmeyince, istihdam alanları daralmaya başladı. Artan işsizlik ile birlikte çalışanlarda işsizlik kaygısı ile daha düşük ücretler ile çalışmaya mecbur bırakıldı.Üretim olmayınca, gelir olmayınca, tasarruflar ortadan kalkınca, işsiz yığınlar şehrin varoşlarını doldurdu. Artan işsizlik her türlü kötü alışkanlıkları da beraberinde getirdi.
Adana artık bereketin ve üretimin merkezi değil yoksulluğun, yolsuzluğun ,çaresizliğin ve işsizliğin başkenti olmuştur. İşsizliğin çaresizlik girdabına sürüklediği insanlar doldurmuştu artık şehrin her yanını.
Bir yandan bankada en yüksek mevduat sahiplerinin olduğu bir şehir, diğer yandan kredi kartları kullanımında, ödeyememede de en yüksek orana sahip bir şehir. Ne yaman bir çelişki!..
Üretim ekonomisinin sekteye uğratıldığı insanların işsiz kaldığı bir şehirde ekonomi nasıl olur ki….
Adana Ekonomisinin çıkmazı! Aslın da Türkiye ekonomisinin çıkmazıdır!
Gerçek olan da budur!