Hitit kralı, yolsuzluk yapan saray görevlisini yargılayıp, derisini yüzerek idam etti.
Gerekçesi şuydu: Devletin malı, tanrının malıdır. Çalınamaz.
Yüzülmüş bu deriden koltuk yüzü yapıldı. Bu göreve gelen oğlu, bu koltukta oturuyordu.
Emanet mala el uzatanın akıbeti gözlerinin önünde olsun diye…
*
ZAFERLERİN DEĞİL YENİLGİLERİN MÜZESİ
Çoğunlukla, kazanılan zafer ve duyulan gururların müzeleri yapılmıştır. Bu müzelerde, gururlar okşanmış, hatıralar yeniden yaşatılmıştır. Şüphesiz ki eğitici ve öğretici işlevleri de olmuştur.
Ancak, hataların teşhir edildiği müzeler, zaferlerin teşhir edildiği müzelerden daha etkili olmuştur. Hıristiyan dünyası, Reform Dönemi’nde hatalarını ortaya koyup, kendini yenilemeseydi, bu gün böyle bir inanç işlevini kaybetmiş olurdu.
Papaların Endüljans sahtekârlığı ve engizisyon vahşeti, yine Hıristiyanlar tarafından müzeye konmuş ve insanlığa ibret olarak gösterilmiştir. Hıristiyan Dünyası inanç uygulamasında “hatalarını kabul etme” erdemi göstermiştir.
İşte bu erdemin müzesi, bu inanca saygınlığını yeniden kazandırmıştır.
“MÜZELER GEÇİDİ”
Adana’mız, birçok konuda müzeyi hak edecek kadar zengin birikimlere sahiptir. Ezbere aklıma gelen, mesela bir “Pamuk Müzemiz”, “Tarım Müzesi”, “Zeytin” ya da “Ayçiçeği”, “Mobilya Müzesi”… Sayın… Sayın her okuyanın aklından en azından üç beş müze konusu geçer… ASKİ, neden “Su Tesisatları Müzesi” yapmaz? Adanalı binlerce yıldır suların çeşmeden aktığını zannediyor.
Bunların hepsi Adana için ihmal edilmiş ihtiyaçlardandır.
Hepsini bir kenara bırakıp şöyle düşünelim: “Adana neden, sanayi, ticaret, turizm, tarım konularında geriledi? Adana gibi bir değer neden elimizden kayıp gitmektedir?”
İşte Adana’nın bu hale gelmesine neden olan hataların, müzesi kurulmalı, adına da: “BATIK PROJELER MÜZESİ” denmeli.
Bu müzeye giden, gençler, öğrenciler, Vali, Belediye Başkanları veya adayları, Belediye Meclis Üyeleri, Mahalle Muhtarları, Oda başkanları vs… bu müzeyi geçtikçe ibret almalı.
İbret almalı ki, kendisi de göreve geldiği zaman yetkisini nasıl kullanacağını bilmeli.
Unutmayın Almanya, Yahudilere yaptığı soykırım ile gurur duymuyordu. Ama soykırımı yaptığı toplama kamplarını ve gaz odalarını müzeye çevirdi.
Yaptığından gurur duymuyordu ama hatasını anlamış olmaktan gurur duymaktaydı.
Adanalı olarak biz de hatalarımızın üzerini örtmeyelim.
Biz de hatalarımızı yüreklice kabul etme onurunu yaşayalım.
Adanalının yaşamını olumsuz yönde etkileyen projelerin olduğu bir müze kuralım:
ADANA’NIN CANLILIĞINA BAĞLI ÖLÜ PROJELER VE HATALAR
1 – Toprağı, şeker kamışı üretimine uygun iken, Şeker fabrikaları yapılmadı.
2 – 1930’lu yıllarda, bir girişimci Ayçiçeğini getirdi ama Adana’da Tarım İl Müdürlüğü’nün dar kafalılığını aşamadı. Ayçiçeği ancak 20 yıl sonra gelebildi.
3 – Adana’ya Liman Projesi ve kanallarda küçük nakliye vapurları ile zirai ürünlerin demir köprüye kadar taşınması. Devamı gelmedi.
4 – Çukurova Radyosu, Hava Alanı, DDY’nin atölyesi gibi kurumların, elde tutulamaması…
5 – ÇUKOBİRLİK gibi devasa bir üretim ve bereket okyanusunu, verimsiz bir su birikintisine çevirmek.
6 – Şehir hastanelerini şehrin sağlık merkezi yapmak ve diğer hastaneleri işlevsiz hale getirmek.
7 – Şehrin ortasında ölü bir ejderha gibi duran “SEYHAN KENT MERKEZİ…”
8 – Melankoliklerin ruh hali gibi, hiçbir yerden gelmeyip, hiçbir yere gitmeyen “METRO”
9 – Daha ulaşıma açılmadan adı iki kez değişen ve bundan sonra da adının ne olacağını bilmediğim, Galeria’nın yanında karşıya gidemeyen cadde…
10 – Hangi hırs ve beceriksizliğe kurban edildiğini bilmediğim “GALERİA”
11 – Alpaslan Türkeş Üniversitesinin yeri; Esasında bu yer seçimi ciddi bir tez konusu olabilir.
12 – Adana’nın 165 Km. sahili neden hiçbir yetkili tarafından görülmez.
Sayın Ayhan Önder’den (Ayhanus İronus) alıntı yaptığım projeler:
13 – Adana merkezine “Bir Türkülük Yol” olan Yenice, neden Mersin’e Bağlı?
14 – Haydi Yenice Mersin’e bağlandı ya Gülek? Gülek neden Adana’da değil?
15 – Adı literatürde Aladağ Kapızbaşı şelalesi olan turistik yer neden Kayseri’de?
Öyle sanıyorum ki sizin de bu listeye ekleyecekleriniz olabilir. Olsun. Bilelim. Unutmayalım. Bu hatalar nasıl yapılmış, tekrar etmeyelim.
Hatalarımızı kabul etme erdemi gösterelim…
Elbette kimsenin derisini yüzmek ve koltuk yüzü yapma düşüncem olamaz.
Ama yetkililerin de kızaracak bir yüzü olmasını isterim…
Not. Sayın Ayhan Önder’in sınırlarla ilgili isyanı var. Bu konuyu da kendisinin yazmasını rica edeceğim