Adana Barosu seçimleri ile ilgili bu son yazımıza seçimlere ayrı bir liste ile katılan ÖÇAV ile devam edelim. Bu grup özgürlükçü hukukçular ile ÇHD’nin bileşiminden oluşuyor ve açılım olarak da özgürlükçü çağdaş avukatlar anlamına geliyor. Bu grubun başka barolarda benzeri var mı yok mu bilmiyorum. Olsa bile benim bilgilerim Adana ile sınırlı olduğundan değerlendirmelerimde buraya mahsus olacak.
Öçav’ın kuruluş sürecindeki tartışmalarını yakından bilmiyorum. Manifestolarına ve baro seçimleri için hazırladıkları liste tanıtım belgelerine baktığımızda çıkış gerekçelerini ideolojik bir temele oturtuyorlar. Aktif, politik ve müdahil bir baroculuk anlayışına sahipler. Kadın cinayetleri, çocuk istismarı, çevre ve ekoloji sorunları olmak üzere siyasi davalar karşısında kendilerini doğrudan taraf görüyorlar. Daha aktivist, non konformist bir baroculuğu savunuyorlar.
Bileşim olarak da özellikle Kürt toplumsallığı ve siyasetine angaje olan meslektaşlar ile yaklaşık kırk küsür yıllık bir hukuk mücadelesi birikim ve deneyimine sahip Çağdaş Avukatlar Derneği geleneğini temel alıyorlar. Öçav Demokrat Avukatlar grubunun içinden doğdu. Adana’daki meslektaşlarımızın büyük çoğunluğu Öçav’ı kurmadan önce bu grubun içindelerdi. Ayrılmadan önce demokrat grubun yönetimiyle bir müzakere yürüttüler mi bilmiyorum. Bunu çok yapacak bir zeminin artık kalmamış olduğunu biliyorum sadece. Dediğim gibi arkadaşlarımız ideolojik olarak da bir kopuşun vaktinin gelmiş olduğunu düşünmüşler ve böyle bir karar almışlar.
Adayları Ümit Büyükdağ arkadaşımız baromuzun en seçkin mensuplarındandır. Hukuk ihlalleri ve zorbalıkları karşısında ödünsüz bir hukuk ve insan hakları aktivistidir. Birlik delegeliği sırasındaki ilkeli duruşu tüm meslektaşlarımızın takdirini kazanmıştır. Öçav adayı olarak girdiği seçimde de 317 oy alarak önemli bir desteğe ulaşmıştır. Serinkanlı, sağduyulu tavrını meslek sorunlarına gösterdiği hassasiyet ve mücadeleci kişiliği ile bütünleştirmiştir.
Şimdi doğrudan sonuçlar ve muhtemel gelişmelerle ilgili değerlendirmelerimi sunmak istiyorum.
1-Seçim sonuçları demokrat avukatlar grubu açısından ciddi bir uyarı ile sonuçlanmıştır. Bu konudaki kritiklerimizi yaklaşık dört yazıdır yaptığımız için tekrara düşmek istemiyoruz.
2-2000 yılında yapılan seçimden sonra Adana Barosu’nda ilk defa üç adaylı bir seçim gerçekleşmiştir. O seçimde o zaman sol grubun adayı olan Turan Özer bir oyla seçim kaybetmiş ve seçim 401’e 400 oyla Necati Erdem lehine sonuçlanmıştı. Hepimizin üstadı, seçkin bir hukukçu olan Behçet Ünsalan seçimlere bağımsız aday olarak katılmış ve elli küsür oy almıştı.
3-Meslekte Hizmet Grubu adayı Osman Olcay 837 oy alarak ciddi bir desteğe ulaşmıştır. Kampanyasının zayıflığı, grubunun seçim kazanmaya dair inançsızlığı birarada düşünüldüğünde alınan destek küçümsenemez. Bu grup muhtemeldir ki önümüzdeki seçimlere daha hırslı hazırlanacaktır.
4-Demokrat grup seçimleri almış ise de ortaya çıkan sonuç pirüs zaferidir. Özellikle gençlerin oy kullandıkları sandıklara yansıyan tepkiselliğin analizi iyi yapılmalıdır. Meslektaşların önemli bir bölümü de seçimleri riskli gördükleri için olası bir kaybın sorumlusu olmamak için kerhen oy vermişlerdir. Bu tür oyların oranı nedir bilemiyoruz, ancak böyle bir oy verme davranışı yaşanılmıştır. Hem mevcut baro yönetiminin hem de grup yönetiminin bu sorunlar üzerine ciddiyetle eğilmesi gerekir. Bu yapılmadığı taktirde önümüzdeki seçimler riskli ve sıkıntılı olacaktır. Mevcut yönetimin geldiğimiz aşamada çok köklü bir zihniyet değişimine ihtiyacı vardır. Yeni Başkan’ının bunun üzerine ciddiyetle gideceğini düşünüyoruz.
5-Öçav çıkışı ile bir reaksiyon ve tepkiselliğin ötesinde baroda bir eğilimi temsil ettiğini aldığı destekle ispatlamıştır. İdeolojik çıkışını baroyu daha iyi çalıştırmak konusundaki yaklaşım ile birleştirebilirse daha büyük potansiyellere ulaşma imkanına sahiptir.
6-Baroda üçlü bir yapı ortaya çıkmıştır. Günah keçisi aramak yerine herkesin şapkasını önüne koyup düşünme zamanı gelmiştir. Sağ, demokrat ve daha solda bir baro bileşimi şimdi karşımızda durmaktadır. Önemli olan genel kurulun önümüze koyduğu resmi doğru okumak ve Adana Barosu için sağlıklı sonuçlar çıkartmak basiretini göstermektir.
Adana Barosu kentin genel olarak kaybettiği irtifaya rağmen her alanda öncü bir baro olmuştur. 31.Genel Kurul’da tartışmaların seviyesi, demokratik düzeyi ve doğurduğu sonuçları ile tüm kurumlara örnek olacaktır.