2023 Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri, Türkiye tarihinin en önemli secimi olacak dersek,
Abartmamış oluruz.
20 yıldan beri ülkeyi yöneten Ak Parti ve ittifak ortakları bir yanda, 6’lı masa üyeleri bir yanda, seçimin belirleyicisi olacağı düşünülen HDP ve kararsızlar başka yanlarda yerlerini alıyor.
İlginç bir şekilde iktidar ve 6 lı masadaki muhalefet, yapılan birçok anketlerde aşağı yukarı aynı oranlarda seyrediyor. Dediğimiz gibi belirleyici %20 lik oran ile kararsızlar, küskünler ve HDP olacak gibi.
Seçimlere psikolojik olarak girmiş bulunmaktayız artık.
Çalışmalar, açılışlar, mitingler, toplantılar erken olmasına rağmen başladı.
Bu seçimin galibi kim olacak?
Bu soru öyle kolay kolay cevaplandırılabilecek bir soru değil Türkiye'de. Birçok iç ve dış etken, sonucu etkileyebilir.
Şimdi dış gelişmelere ve bize olabilecek etkilerine bir göz atalım:
ABD ve NATO Yunanistan'da, Dedeağaç'ta, Türkiye sınırına silah yığıyor, her zaman arkasına emperyal bir güç alma alışkanlığı olan, batının şımarık çocuğu Yunan boş durur mu? O da aksine anlaşmalar olmasına rağmen adalara silah yığıyor. ABD, sanki NATO'ya yeni sınır üssü inşa ediyor gibi.
Suriye, normalleşme için şartlar ortaya koymuştu. Neydi bunlar, ? Hatırlayalım.
1-Türkiye, Suriye topraklarından tamamen çekilecek.
2-Özgür Suriye Ordusu dağıtılacak. (Sayıları,50-60 bin civarında olan, önemli silahlı ve maddi gücü olan ÖSO örgütü, buna şiddetle karşı... ÖSO mensuplarının çoğunun ailesi Türkiye'de. Bir kısmı vatandaş bile oldu.)
3-HTŞ ve alt örgütlerine Türkiye'nin desteğinin kesilmesi. (40- 60 bin arası Heyet Tahriri Şam örgütü mensubu ve bu organizasyonun altındaki küçük grupların olduğu biliniyor.)
HTŞ ile ÖSO nin birliğiyle çatışmalara başladığı haberleri geliyor.
Rusya -Ukrayna savaşı.
Bize çok değişik etkileri olan bir savaş yaşıyoruz. Ekonomimiz bu savaş sebebiyle hem olumlu hem de olumsuz etkileniyor.
Enerjinin motoru olan akaryakıt ve doğalgaz çok olumsuz etkilendi, ölçüsü büyük oranda kaçan fiyat yükselişleri yaşandı. Bunun enflasyona kötü /yıkıcı etkisi oldu. Fiyatlar aldı başını gidiyor.
Öte taraftan hem Rusya, hem de Ukrayna ile sürdürülen olumlu ilişkilerle enerjide kısıtlama yaşanmadı. İki ülkenin limanlarındaki tahılı insanlık ailesine taşımaya aracılık etmemiz bu sürecin en olumlu haberleriydi.
Rusya’nın, Türkiye, doğalgaz dağıtım merkezi olabilir açıklaması da moral vericiydi. Rusya ile yaşanan ticari işbirliği en güzel günlerini yaşıyor. Savaş sebebiyle, Rusya'dan ve Ukrayna'dan ülkemize oldukça fazla sığınan oldu. Bu sığınmaların büyük oranda ekonomiye olumlu etkileri oldu denebilir.
Mısır, İsrail, BAE, Suudi Arabistan ile başlayan yeniden yakınlaşmalar.
İran’daki başörtüsü eylemleri ve Türkiye'den verilen destekler, tepkiler. Bazen haddi aşıp, İslam’ın kutsallarına yönelik söz ve davranışlarda bulunulması da gözlenmedi değil.
ABD bu seçimlere müdahil olur mu?
15 Temmuz tokadından sonra bence artık iç işlerimize kolayca karışabileceklerini zannetmiyorum. ABD’nin bir numaralı sorunu, ekonomi ve liderliği kaptırdığı Çin.
Çin'in İpekyolu projesi ile kazandığı yeni üstünlükler, ABD nin korkulu rüyası. Elbette ki, Çin’le birlikte Rusya ve İran’ın dahil olduğu Şanghay işbirliği Örgütü.
Sonuç itibariyle; ABD, AB ülkelerinin büyük kısmı, Suriye’nin Ak Partinin seçimleri kazanmasını istemediği açıktır. Bunun yanında Rusya'nın, ŞİÖ üyesi ülkelerin de ABD nin tersine Erdoğan yönetiminin devamını destekleyebileceğini söyleyebiliriz.
Gelelim içeriye:
Ekonomik sıkıntılar bu sürecin belirleyicisi olacaktır.
Enflasyon, pahalılık, yoksulluk bir numaralı sorunumuz.
Bunların ardından; ayyuka çıkan yolsuzluklar, liyakatsiz atamalar, hukuksuzluklar, israf düzeni, ötekileştirme, sertleşen söylemler Türk milletinin sabrını zorlayan unsurlardır.
Halka atılan TOKİ adımı, anında karşılık buldu. Rekor sayıda başvuru yaşandı. Anketlerde Ak parti lehine yükselmeler yaşandı.
Ülkemize sığınan yabancıların sayısının 10 milyon sınırına dayanması halkımız tarafından normal karşılanmadığını anlamak zor olmasa gerek. Sadece bu söylemle %3 oy seviyesine gelen Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi aslında önemli bir fikir veriyor, halkın beklentilerine yönelik.
Ve son olarak ta Türk Silahlı Kuvvetlerinin, PKK'ya yaptığı haklı ve meşru operasyonların "TTB başkanı tarafından, hem de pkk yayın organında, kimyasal silah kullanıldı açıklaması hayret ve nefretle karşılandı.
Türk halkı bir 5 yıl daha bu enflasyonla yaşayabilir mi?