Altın Koza Film Festivali’nin 31’incisi 23–29 Eylül 2024 tarihleri arasında düzenlenecek. Peki, Altın Koza’nın ‘ilki 1969’da yapıldığına göre aradan 55 sene geçmesine rağmen 2024’de neden ancak 31’incisi gerçekleştirilebiliyor?’ hiç düşündünüz mü?
Altın Koza Film Festivali’nin ‘ilginç yaşam öyküsü’ bu toprakların ‘ilginçliklerle dolu’ kaderinden bağımsız değil elbette. Öyle ki özellikle film festivalleri bu ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik çalkantılarından en çok ve belki de ilk darbe alan sektörünün başında geliyor.
Altın Koza Film Festivali’nin önce 18, ardından 7 yıllık ikinci kesintiye uğramasında ülkenin o dönemlerde içerisinden geçtiği, ‘siyasal, sosyal ve ekonomik çalkantılarının’ etkisi oldu kuşkusuz.
Bu kez ‘beş ileri, on sekiz geri, altı ileri, yedi geri ve şimdilik on dokuz ileri’ festivalin ‘duraklamalı tarihine’ yoğunlaşacağız. ‘Duraklamalı’ kelimesini hem gerçek hem de mecazi anlamında kullandım. İlerleyen satırlarda bu hususa özellikle dikkat çekeceğim.
1969’DA DOĞDU
Altın Koza Film Festivali’nin ilki 1969’da düzenlendi. 15–22 Mayıs 1969 tarihleri arasında düzenlenen ilk festivalin Jüri Başkanı Kemal Tahir, En İyi Filmi Metin Erksan’ın Kuyu’suydu.
2. Altın Koza Film Festivali 19–26 Eylül 1970 tarihleri arasında düzenlendi. Jüri Başkanı Faruk Kent, En İyi Filmi: Yılmaz Güney’in ‘Umut’u oldu.
12 MART MUHTIRASI FESTİVALİ ETKİLEMEDİ
1971 yılı Altın Koza’nn üçüncüsünün düzenleneceği yıldı. O yıl genç Türkiye demokrasisinin ‘yarı askeri darbe’ kabul edilen ’12 Mart muhtırası’ ile karşılaştığı bir yıl oldu. 12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Komuta Kademesi imzasıyla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a bir muhtıra verilerek Süleyman Demirel’in başbakanı olduğu 32’inci hükûmetin istifaya zorlandığı askerî müdahale yaşandı.
Mart ayındaki bu ‘yarı askeri darbenin’ görünürde 18–26 Eylül 1971 tarihleri arasında düzenlenen festivale doğrudan bir tesiri olmadı.
MUHTIRA’NIN GÖLGESİNDEKİ FESTİVALE YILMAZ GÜNEY DAMGA VURDU
Talat Halman’ın Jüri Başkanı olduğu 3. Altın Koza Film Festivali’ne Yılmaz Güney damgasını vurdu. Bu ‘damganın’ bazı açılardan negatif etkisi bir yıl sonra kendisini gösterecekti. O etkiye sıra gelecek ama önce üçüncü festivalin ödüllerine bakalım;
18–26 Eylül 1971 tarihleri arasında düzenlenen film festivalinde En İyi Film: Ağıt, En İyi 2’inci Film: Acı, En İyi 3’üncü Film: Umutsuzlar’dı. Üç filmde de Yılmaz Güney başrol oynuyordu. Yılmaz Güney, ‘Ağıt’ ile En İyi Yönetmen ödülünü de alacaktı, En İyi Erkek Oyuncu ödülünü ve En İyi Senaryo ödülünü de.
Gerçi festivalin film yarışmasına o yıl yalnızca dokuz film başvurmuştu ve filmlerden dördü Yılmaz Güney’in oyuncu, yönetmen ve senarist olduğu filmlerdi. Ancak Altın Koza’nın hemşerisi Yılmaz Güney’e fevkalade pozitif ayrımcılık yaptığı yarışmanın diğer filmleri de yabana atılacak cinsten değildi;
Ertem Eğilmez ‘Senede bir gün’, Atıf Yılmaz ‘Yedi Kocalı Hürmüz’, Duygu Sağıroğlu ‘Meçhul kadın’ ve Nejat Saydam ‘Aşk Hikâyesi’ filmleriyle festivalden ödül bekleyen filmler arasındaydı. Neyse bu bahsi başka bir başlık altında incelemekte fayda var. Devam edelim.
ÖDÜL KAZANANLAR SON DAKİKADA DEĞİŞTİRİLİNCE ÇARŞI KARIŞTI!
4’üncü Altın Koza Film Festivaline önceki yıl yapılan yarışmada ödül meselesine dair bazı oyuncu ve yönetmenlere yapılan ‘pozitif ayrımcılık’ ve sonrasında dillendirilen negatif yorumlar damga vurdu.
Şevket Rado’nun Jüri Başkanı olduğu film yarışmasında festival jürisi ilk oylamasında Yılmaz Güney'in ‘Baba’ En İyi Film, Yılmaz Güney En İyi Erkek Oyuncu seçilmişti. Ancak Adana Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Başkanı Erdoğan Özlüşen’in duruma itirazı sonrası yeniden toplanan jüri, ilk oylamada ikinci olan Yılmaz Duru'nun ‘Kara Doğan’ filmini En İyi Film, ‘Yaralı Kurt’ filmindeki performansıyla da Cüneyt Arkın'ı da En İyi Erkek Oyuncu seçtiğini açıkladı. Cüneyt Arkın ödülü reddetti. Festivalin ödül savaşlarına dair bahsi müstakil bir başlık altında irdeleyeceğiz. Merak etmeyin.
5’inci Altın Koza Film Festivali, 29 Ekim–5 Kasım 1973 tarihleri arasında düzenlendi. Festival ve ödül dağılımına dair önceki yıllarda yaşanan ‘aksaklıklar’ bu kez pek işitilmedi. Ancak 1973 yılı ve sonrasında Türkiye genelinde sosyal, siyasal, ekonomik ve güvenlik politikaları açısından yaşanan kaotik süreç festivale ilk darbeyi vuracaktı. Darbe kelimesinin mecaz dışında gerçek manasında da birkaç yıl sonra yaşanacağını elbette o yıl için kimse tahmin edemezdi.
TÜRKİYE KARANLIK BİR TÜNELE GİRDİ ALTIN KOZA KAYBOLDU!
Türkiye’nin her açıdan içerisine girdiği ‘kaotik tünel’in ne kadar süreceği ‘tünelin ucunda bir ışık görünüp görünmeyeceği’ o dönemde elbette bilenemezdi. Sokak olayları, siyasal çatışmalar, istikrarsız ekonomi ve güvenlik politikalarının elbette ki etkisiyle ‘filme’ kısa bir mola verilmesine karar verilecekti.
9 Aralık 1973 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi’nden Ege Bagatur Adana Belediye Başkanı seçildi. Bagatur’un başkanlık dönemi boyunca 1974, 1975, 1976 ve 1977’de Altın Koza Film Festivali düzenlenmedi.
11 Aralık 1977 tarihindeki seçimi yine CHP adayı Selahattin Çolak kazandı. Çolak’ın 12 Eylül 1980’de gerçekleştirilecek ‘askeri darbeye’ kadar 1978, 1979 ve 1980 Eylül’üne kadar sürdürdüğü belediye başkanlığı döneminde de Altın Koza ‘açmayı’ başaramadı.
Darbenin ardından ülke yönetimine olduğu gibi ‘Adana Belediye Başkanlığı’na da askerler el koymuştu. 29 Eylül 1980–2 Aralık 1981 arasında Nuri Korkmaz, 2 Aralık 1981–28 Mart 1984 yılları arasında Ali Ahmet Kelecek’in başkanlığında ‘Altın Koza’dan bahsedebilen bile olmayacaktı.
Türkiye’nin ve bağlı olarak Adana’nın kısmen normalleşmesi için yapılacak seçimler beklendi. Askerin izin verdiği üç siyasi partinin yarıştığı ve milletvekillerinin seçildiği Genel Seçim 1983, belediye başkanlıklarının seçilebilmesi içinse 1984 yılındaki yerel seçimler dönüm noktası oldu.
BİRİNCİ AYTAÇ DURAK DÖNEMİ VE ALTIN KOZA’NIN KADERİ
Adana Belediye Başkanlığı tarihindeki ‘Birinci Aytaç Durak dönemi’ 24 Mart 1984–26 Mart 1989 yılları arasında yaşandı. Genel Seçimlerde tek başına iktidara gelen Anavatan Partisi’nin (ANAP) listesinden Adana Belediye Başkanı seçilen Aytaç Durak’ın ilk dönemi boyunca 1984, 1985, 1986, 1987 ve 1988’de ‘Altın Koza Festivali’ düzenlenmedi.
DARBE MAĞDURU ÇOLAK YENİDEN BAŞKAN OLUNCA NE OLDU?
Durak’ın ilk döneminin sonunda Adana kamuoyu ‘yarım kalmış bir dönemi’ tamamlayabilmesi adına SHP adayı M. Selahattin Çolak’a bir şans verdi. Çolak’ın birinci belediye başkanlığı dönemi 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle kesintiye uğramıştı. Çolak emniyet kökenliydi. 80’li yılların kaotik döneminde öldürülen eski Başbakan Nihat Erim’in Koruma Müdürlüğü’nü yapmıştı. Görevden uzaklaştırıldığı 80 darbesi sonrasında askerî rejim tarafından 10 Temmuz 1981’de silah bulundurma suçlamasıyla tutuklanıp cezaevine konuldu. Cezaevi sonrası ticaretle meşgul oldu.
Selahattin Çolak’ın Adana Belediye Başkanlığı Altın Koza’nın yeniden açmaya başladığı bir dönem oldu. Beşincisi 1973’de düzenlenen Altın Koza’nın Altıncısı tam 19 yıl sonra 14–25 Eylül 1992’de düzenlenecekti.
Selahattin Çolak, sinema sektörü temsilcileri, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Memduh Ün yanında Adanalı sanatçılar Yılmaz Duru, Gülsen Tuncer, Menderes Samancılar ve Şener Şen’in de katıldığı basın toplantısında Altın Koza’nın yeniden canlandırılacağının müjdesini verdi ve yeni projelerin tanıtımını yaptı.
1992’de ‘Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali’ adıyla düzenlenen etkinlikler kapsamına ‘Öğrenci Filmleri Yarışması’ eklendi. Türk sinemasının geleceğine sahip çıkma adına yapılan bu düzenlemeyle Türkiye’de ilk kez bu alanda yarışma düzenleyen festival oldu Altın Koza.
26 Mart 1989–27 Mart 1994 tarihleri arasındaki ‘İkinci Selahattin Çolak’ döneminde Altın Koza yeniden açmayı başardı. Çolak 1992’de 6’ıncı, 1993’te 7’incisini düzenleyerek ‘festival tarihi açısından’ dönemini tamamladı.
Altın Koza Film Festivali’nin yedi yıl süren ikinci duraklama devri Aytaç Durak’ın ‘hiç bitmeyecekmiş gibi’ süren ikinci ve sonrasındaki belediye başkanlığı dönemlerinde de yaşandı.
AYTAÇ DURAK VE BİR FESTİVAL HİKÂYESİ!
Durak, 27 Mart 1994 tarihinde Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna ikinci kez oturdu. 8. Altın Koza Film Festivali hazırlıkları çoktan başlamıştı ve deyim yerindeyse Aytaç Durak festivali kucağında bulmuştu. 8. Altın Koza, 26 Eylül–5 Ekim 1994 tarihleri arasında düzenlendi. En İyi Film Yavuz Özkan’ın ‘Bir Sonbahar Hikâyesi’nin oldu.
Altın Koza’nın anlatılacağı ‘Bir festival hikâyesi’ adında bir film çekilse festivallerden ödül alır mı bilinmez ama sinema tarihinde önemli bir boşluğu dolduracağı kesindir. Yıllar boyunca Altın Koza Festivali etrafında yaşanılanlar uzun metraj bir sinema filmine bile sığdırılamayacak kadar zengin bir hikâyeye sahiptir. Öyleyse, ‘bir festival hikâyesine’ kaldığımız yerden devam edelim…
Aytaç Durak’ın devri iktidarında ‘Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali’ adıyla düzenlenen etkinlikler 1994’deki 8’incisiyle başlamıştı. 1995, 1996 ve 1997 yıllarında da Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali en azından ‘kesintisiz’ olarak sürdü.
1998 CEYHAN DEPREMİ HEM ŞEHRİ HEM FESTİVALİ VURDU
Aytaç Durak’ın başından bu yana gerçekleştirilmesi yönünde pek de gönüllü olmadığı Altın Koza’nın ikinci ‘duraklama dönemi’nin ilk mazereti 27 Haziran 1998 günü saat 16.56’da merkez üssü Ceyhan ilçesi olan 6.3 şiddetindeki 144 kişinin hayatını kaybedip bin 500 civarında insanın yaralandığı deprem oldu. Literatüre ‘Ceyhan Depremi’ olarak geçen bu sarsıntı festivalin ertelenmesi için ‘neredeyse’ bahane arayan Durak’ın imdadına hızır gibi yetişti.
Altın Koza Festivali’nin ikinci erteleme devrinin ilk mazereti 1998’deki Ceyhan Depremiydi. Milenyuma bir kala 1999 yılı 17 Ağustos sabahında Marmara Bölgesi’ni sarsan depremse hemen her şey için ‘geçerli bir mazeret’ olarak gündemdeki yerini aldı. Resmi rakamlara göre 18 bin 373 kişinin ölümüyle sonuçlanan depremin yaralarının sarılması süreci film festivalini ‘salt eğlence’ olarak görenlerin erteleme için fazlasıyla geçerli bir mazereti oldu.
YEDİ YILLIK İKİNCİ MOLA 2005’DE BİTTİ
Adana Büyükşehir Belediyesi ‘Altın Koza’nın ana yüklenicisi olduğu için başkanlık koltuğunda oturan kişinin iradesi adı şehirle bütünleşmiş, sinema sektörüne yön veren bir festivalin yaşayıp ölmesinde hayati derecede önemliydi. Altın Koza’nın belediyeden bağımsız kurumsal bir kimlik kazanamaması zaman zaman şehirde tartışıldı. Fakat nedense belediyeden bağımsız bir organizasyon hiçbir zaman mümkün olmadı.
18 Nisan 1999–28 Mart 2004 tarihleri Aytaç Durak’ın AKP listesinden Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu bir dönem oldu. Bu tarihler arasında Altın Koza şehrin sıcağına rağmen açmayı başaramadı. Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyecek şehir entelijansiyası dışında isteyen de yoktu açıkçası.
KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİNE ‘FİLM’ EKLENDİ!
Durak, 28 Mart 2004’de yapılan Belediye Seçimleri’nde bu kez Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) listesinden aday oldu. Aytaç Durak için listesinden aday olduğu siyasi partinin adı dışında değişen bir şey olmadı. Yine başkan seçildi.
Altın Koza’nın adına yönelik revizyonlar festival tarihi boyunca devam etti. İlk olarak ‘Adana Altın Koza Film Festivali, ikincisi ‘Film Şenliği’, üçüncüsü ‘Film Festivali’ dördüncüsü ‘Film ve Sanat Şenliği’ olan organizasyon uzun mola öncesinde ‘5. Altın Koza Film Festivali’ adıyla düzenlenmişti.
6’ıncı organizasyon 1994’de 19 yıl sonra ‘Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali’ adıyla düzenlenmeye başladı. Ve nihayet festivalin ikinci yedi yıllık molası 2005’de adına ‘film’ eklenerek sona erecekti.
12. Altın Koza Film, Kültür ve Sanat Festivali yedi yıl aradan sonra 31 Mayıs–5 Haziran 2005 tarihleri arasında düzenlendi. Aydın Sayman’ın jüri başkanı olduğu yarışmada En İyi Film, ‘Anlat İstanbul’ oldu.
Aytaç Durak, beş yıl için seçildiği dördüncü döneminin ilk yılının dolmasına bir gün kala (28 Mart 2010) hakkındaki soruşturmaların selameti açısından ‘2 aylığına geçici süreyle’ görevinden açığa alındı. Bu ‘geçici’ görevden alma hali 2’şer aylık dönemler uzatılarak tam dört yıl sürdü.
Kaderi ‘belediye başkanlığı koltuğunda oturan zatın iradesine bağlı’ Altın Koza’nın bu dönemdeki şansı başkan vekilliği koltuğuna belediye bürokrasisinde tecrübeli bir isim olan Zihni Aldırmaz’ın oturması oldu.
VE YENİDEN SADECE ‘ALTIN KOZA’
17. Altın Koza Film Festivali Zihni Aldırmaz’ın başkanvekilliğinde gerçekleştirilen ilk organizasyon oldu. Festivalin adı özüne dönmüş ‘kültür ve sanat’ eklemlenmesi çıkarılmıştı. 20–26 Eylül 2010 tarihleri arasında düzenlenen festivalin jüri başkanı Işıl Özgentürk, En İyi Filmi Semih Kaplanoğlu’nun ‘Bal’ oldu.
17 Haziran 2010’da başlayan Zihni Aldırmaz’ın başkanvekilliği 8 Nisan 2014’e kadar sürdü. Bu dönemde Altın Koza Film Festivali’nin düzenlenmesinde görünürde herhangi bir aksaklık yaşanmadı.
ADANA, ANTALYA İLE KARIŞTIRILMASIN DİYE(Mİ?)
8 Nisan 2014 tarihinde Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna MHP’li Hüseyin Sözlü oturdu. Kurumsal kimliği o koltukta oturan kişinin dünyaya bakışıyla şekillenen festivalin adı Sözlü’nün dönemindeki ilk organizasyonda değişti: 21. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali.
Altın Koza’nın adının belki de Antalya’da düzenlenen Altın Portakal’la (her nedense) karıştırılacağı öngörüsünden hareketle yapılan bu isim tashihine birkaç cılız eleştiri dışında pek itiraz sesi yükselten çıkmadı. Olsundu. Afişlerde, basın bültenlerinde ne yazarsa yazsın Adanalılar başta sinema sektörü için festival başından bu yana yalnızca ‘Altın Koza’ydı…
Nisan 2014’de koltuğa oturan Hüseyin Sözlü döneminde ilk 15–21 Eylül 2014 tarihlerinde 21’inci Altın Koza, 14–20 Eylül 2015 tarihlerinde 22’inci Altın Koza Festivali düzenlendi.
2016’DAKİ DARBE GİRİŞİMİ FESTİVALİ ENGELLEYEMEDİ
Altın Koza Festivali’nin kurumsal tarihi elbette ki özelde Adana genelde Türkiye’nin tarihinden bağımsız ele alınamaz. 12 Mart 1971 Askeri Muhtırasının sekteye uğratamadığı Altın Koza’ya 1974’de ülkenin her yönüyle içerisinden geçtiği ‘kaotik durum’ gerekçesiyle ilk ara verilmişti. 19 yıllık hayli uzun bir aranın ardından ‘yeniden açan’ Altın Koza 1998 Ceyhan, 1999 Marmara depremi gerekçesiyle bu kez de yedi yıllık ikinci bir mola vermek zorunda kalmıştı.
Takvimler 2016’yı gösterdiğinde festivalin ön hazırlıklarına rastlayan Temmuz ayında Türk demokrasisi kanlı ve karanlık bir saldırıya maruz kaldı. 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe kalkışması halkın demokrasiye sahip çıktığı bir dönem olarak yakın tarihe geçti. Peki, olağanüstü hal ilan edilmiş bir ülkede film festivali düzenlenebilecek miydi?
23. Uluslararası Adana Film Festivali, Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘kanlı ve karanlık 15 Temmuz darbe girişiminden’ 64 gün sonra 19–25 Eylül 2016 tarihlerinde gerçekleştirildi. Tam buraya özellikle dikkatinizi çekmek isterim ki festivalin adı artık her nedense yalnızca ‘Uluslararası Adana Film Festivali’ olmuştu. Altın Koza ibaresi festivalin isminden tamamen kaldırılmıştı.
Hüseyin Sözlü devri iktidarında ismi iki kez değiştirilen festival düzenlenmeye devam etti. Sözlü başkanlığında 2014’de ilk kez düzenlenen festival 2018’e kadar sorunsuz gerçekleştirildi.
FESTİVALİN ADI 50 YIL SONRA ASLINA GERİ DÖNDÜ
11 Nisan 2019’da Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna CHP’li Zeydan Karalar seçildi. Karalar etkisi ilk organizasyonda kendisini gösterdi. 1969’da Adana Altın Koza Film Festivali olarak başlayan organizasyonun ismi 50 yıl sonra orijinal haline geri döndü ve etkinliğin 26’ıncısı 23–29 Eylül 2019 tarihleri arasında ‘Adana Altın Koza Film Festivali’ adıyla düzenlendi. 48 gün sonra tüm dünyada konuşulmaya başlanacak olan ‘Koronavirüs Salgını’ deyim yerindeyse Altın Koza’yı teğet geçmişti.
KORONAVİRÜS PANDEMİSİ’NDE ALTIN KOZA NASIL AÇTI?
Altın Koza Film Festivali’nin kaderinin özelde Adana, genelde Türkiye’den bağımsız düşünülemeyeceğine dair vurgumuzu hatırlayacaksınız. Festivalin kaderinin nihayet ‘dünya gündeminden de bağımsız olamayacağı’ gerçeğiyle 2020’de karşı karşıya kaldık. İnsanlık tarihinde çok nadir görülebilen bir virüs salgını 17 Kasım 2019 günü itibariyle dünyanın bir numaralı gündemi haline geldi.
27’inci Adana Altın Koza Film Festivali 14–20 Eylül 2020 tarihleri arasında, ‘Covid–19 salgını’ koşulları altında düzenlenen ilk festival oldu.
Altın Koza, Zeydan Karalar’ın ilk belediye başkanlığı döneminde 2019, 2020, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında düzenlenmeye devam etti.
1969’DA DOĞUP 2024’DE 31 YAŞINA GİR(EBİL)EN ALTIN KOZA YOLUNA DEVAM EDİYOR
Altın Koza Film Festivali 1969 yılında çıktığı yolculuğa 2024 itibariyle düşe kalka devam ediyor. Altın Koza’nın doğumunun üzerinden 55 yıl geçmesine rağmen 2024’de henüz 31’inci yaşına girebilmiş olması onun siyasi kurumlardan bağımsız kurumsal bir kimliğe kavuşamamış olmasının sonucudur.
Festivalin ana yüklenicisi olan Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunu işgal eden kişinin iradesi Altın Koza’nın kaderinin nasıl şekilleneceğini belirlemeye devam ediyor. Oysa geçmiş yıllarda dillendirilen ancak sonuçlandırılamayan bir vakıf yapılanması Altın Koza’nın elbette ki yerel yönetimlerle işbirliğinde ancak günlük siyasetten bağımsız kendi kanatlarında uçabilmesinin önünü açacaktır. Siyaset bu kadar kullanışlı bir organizasyondan vaz geçer mi? Sanmıyorum.
Tüm bu tartışmalar bir yana 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali 23–29 Eylül 2024 tarihleri arasında düzenlenecek. Dua edelim de o güne kadar başta memleket, sonra dünya gündeminde festivali erteletecek herhangi bir olumsuzluk yaşanmasın. Amin!