Pandemi nedeniyle tüm yurtta kısıtlama öncesi yine kısıtlı katılımla kutlanmaya çalışılan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Adana’daki sivil toplum örgütleri, siyasi parti temsilcileri, sendikalar, oda ve dernek temsilcilerini bir araya getirdi.
Adana Uğur Mumcu Meydanı’nda Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK), Adana Tabip Odası ve Adana Barosu’nun düzenlediği etkinliğe İl Başkanı Mehmet Çelebi ile birlikte katılan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, işçinin, emekçinin alın terini, hakkını, hukukunu her alanda savunmaya devam edeceklerini söyledi.
“VİRÜS, YIKIMI DA BERABERİNDE GETİRDİ”
Emeğin, emekçinin hakkını korumanın ve geliştirmenin insanlığa hizmetin temel unsurlarından biri olduğuna vurgu yapan Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’de işçi ve emekçilerin koronavirüs öncesinde de alın terinin karşılığını alamadığını, güvencesiz çalıştırıldığını ancak virüs sürecinin tam anlamıyla yıkımı beraberinde getirdiğini belirtti.
Kapitalizme boyun eğenlerin talan, rant, kâr hırsıyla işçi sınıfının tüm haklarını elinden aldığını, doğayı, çevreyi yok ettiğini, insanları açlığa mahkum ettiğini ifade eden Dr. Şevkin, “Türkiye’ye büyük kötülük ediliyor” dedi.
Temel hak ve özgürlüklerin bilinçli bir şekilde bitirilmeye çalışıldığını dile getiren Dr. Şevkin, iş cinayetleri, güvencesiz çalıştırılma, ucuz iş gücü, ücret adaletsizliği, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, grev hakkının engellenmesi, taşeronlaştırma, özelleştirme, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) zulmü, kadro dengesizliği gibi yasal dayanaktan yoksun uygulamaların Türkiye’yi her alanda geriye götürdüğünü vurguladı.
YANDAŞLAR ZENGİN, İNSANLAR KURU EKMEĞE MUHTAÇ!
Aylardan bu yana Türkiye’nin salgın sürecini iyi yönetemediğini anlatmaya çalıştıklarını ancak iktidarın vurdumduymaz tavrının yanında ballı maaş ödemelerine devam ettiğini ifade eden Dr. Şevkin, “İktidar aşı sürecinde de halkı yalnızlaştırdı. Şimdi gelinen noktada aşı yok ve insanlarımız virüsten korunamıyor. Yoğun bakımlar dolu, ortada aşı yok dolayısıyla aşı randevusu da alınamıyor. Bir tarafta yolsuzluk yaşanıyor diğer tarafta lebalep kongre düzenleniyor, Türkiye kırmızıya boyanıyor sonra hiçbir ekonomik destek olmadan tam kapanma gerçekleşiyor.
Gariban, yoksul, günübirlik çalışan yevmiyeli işçi, işsiz, esnaf, müzisyen, öğrenci, ev kadını, emekçi düşünülmeden gerçekleşen tam kapanma milleti açlığa mahkum etmek demektir. Şimdi ben de buradan soruyorum; elektrik parasını kim ödeyecek? Su parasını kim ödeyecek? Çoluk çocuğun masrafını kim karşılayacak?
CHP’li belediyelerin vatandaşa ucuz ekmek vermesine bile tahammülü kalmayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Ekmek büfelerini ‘Ne pahasına olursa olsun kaldıracağız’ diyecek kadar insanlıktan uzaklaşılır mı? Yandaşlarını zengin edip lüks içinde yaşatıyorlar ama vatandaşın kuru ekmeğine bile göz dikiyorlar. Düşsünler artık milletin yakasından.”
128 MİLYAR DOLAR, 159 TON ALTIN NEREDE?
Eski Ticaret Bakanı ve eşinin ürettiği dezenfektanı Ticaret Bakanlığı’na milyonlarca liraya sattığı yetmemiş gibi Türk Hava Yolları’nın (THY) yüzde 50 ortak olduğu TGS Yer Hizmetleri’ne de 217 bin liralık dezenfektan sattığının anlaşıldığını belirten Dr. Şevkin, “Dezenfektanın litresini kendi bakanlığına 35 liradan, THY’ye 14 liradan satan bakan ve eşinden hesap soran yok. Piyasada bu dezenfektanların litresi ambalajı dahil 3 lira. Bu da yetmiyor başdanışman salgından 5 ay sonra eski bakanın dezenfektanlarının bayiliğini yapan şirket kuruyor. Daha bitmiyor, işin içine Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da giriyor. İşçinin, emekçinin, esnafın, sanayicinin, KOBİ’lerin hakkı olan 1.4 milyon lirayı Pekcan’ın şirketine hibe olarak veriyor. Bakanlıklar şirket evlilikleri mantığıyla yönetilemez. Kimin parasını kime veriyorsunuz?” diye sordu.
“TÜRKİYE, KAYIP BÜROSUNA DÖNDÜ”
Türkiye’nin adeta kayıp bürosuna döndüğünü vurgulayan Dr. Şevkin, “128 milyar dolar ortada yok. 100 at ve 2 milyar doları iç eden vurguncular kayıp. 43 Malatyalı’dan haber yok. Türkiye’nin Dünya Altın Konseyi’ne resmi olarak beyan ettiği altın rezervi ile Merkez Bankası Başkanı’nın açıkladığı rezerv birbirini tutmuyor. 128 milyar dolardan sonra yeni sorumuzu soruyoruz; 159,2 ton altın nerede? Garibin, gurebanın, çiftçinin, işçinin, emekçinin, esnafın, öğrencinin parasını, malını, mülkünü kim hortumluyorsa, kim yolsuzluk yapıyorsa yargılanmalıdır. Talancıdan, vurguncudan mutlaka hesap sorulmalıdır” dedi.
CHP’li kadroların Atatürk’ün ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ şiarıyla hareket ettiğini, hak, hukuk, adalet, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin öncüleri olmaya devam edeceğini kaydeden Dr. Şevkin, çağdaş bir ülke için, ne ezen, ne ezilen, insanca, hakça bir düzen için tüm kesimleri yasal platformlarda mücadeleye çağırdı.