Serbest Cumhuriyet Fırkası Adana yapılanması İstihbarat raporları
Taner Talaş, Adana tarih araştırmalarına yeni başlattığı seri ile devam ediyor. İşte serinin ilk yazısı...
Serbest Cumhuriyet fırkası (SCF) Atatürk’ün yakın arkadaşı olan eski Başbakan, Paris Büyükelçisi Fethi Okyar tarafından Atatürk’ün bilgisi ve isteği dahilinde kurulmuş, Cumhuriyet tarihinin Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasından sonra kurulan ikinci muhalefet partisidir.
Bu partinin kuruluşuyla alakalı çok değişik çalışmalar ve yorumlar yapılmış, iç ve dış gelişmeler değerlendirilmiş, en iyi niyetle yapılan yorumlara bakacak olursak, Türkiye’nin demokratikleşmesi adına bir muhalefet partisinin kurulmasının tesis edilmesi amacı güdülmüştür.
SCF;
12 Ağustos 1930 tarihinde kurulmuş, beklenmedik gelişmeler karşısında 17 Kasım 1930 tarihinde kendini feshetmek zorunda kalmıştır.
Takriben üç aylık bir yaşam sürmüş, genel seçimlere katılamamış, sadece yerel seçimlere katılmış, görece başarılı sonuçlar elde etmiştir.
1930 yılı Eylül ve Ekim aylarında yapılan yerel seçimlere,3 Nisan 1930 tarihinde değişen belediye seçim yasasıyla gidilmiş, kadınlarla ilk defa seçme hakkı verilmiş ve tek dereceli seçimler yapılmıştır. Birinci ve ikinci seçmen ayrımı belediye seçimlerinde uygulanmamıştır.
Tabii ki benim bu çalışmadaki amacım Serbest Cumhuriyet Fırkasının detaylı kuruluş tarihçesine girmek değildir. Bu konuda çok yetkin ve değerli çalışmalar ziyadesiyle mevcuttur.
Amacım , ulusal tarihi hadiselerin mikro tarih çalışması kapsamında Adana boyutlarının araştırılmasıdır.
SCF Adana il Başkanı ve kurucuları kimlerden oluştu?
Elimizdeki resmî belge ve raporlara göre SCF’nin Adana teşkilatlarının kurulmasına memur edilen kişi; Saruhan, Kastamonu ve 1928 yılına kadar Adana Valiliği yapmış olan Müştak Lütfü beydir. Müştak Lütfü Bey; 1928 yılında görevden alınıp başka herhangi bir yere ataması yapılmayan valiler içerisinde yer almıştır. Bugünkü tabirle merkeze çekilmiştir. Muhtemelen bu karar karşısında SCF saflarına geçmiştir.
Meselenin başka ilginç bir boyutu ise bu dönemlerde Cumhuriyet Halk Fırkasının Adana’daki en güçlü aktörlerden bir tanesi, yine Adana Valiliği yapmış olan ve uzun yıllar boyunca Adana milletvekilliği de yapacak olan Mustafa Hilmi Uran’dır.
SCF İL BAŞKANI OLAN GAZETECİ
SCF’nin il başkanlığını milli mücadele döneminde çok ciddi görevlerde bulunmuş olan Yeni Adana Gazetesinin sahibi Ahmet Remzi Yüreğir yapmıştır.
Cumhuriyet Halk Fırkası üyesi olan Ahmet Remzi Yüreğir, SCF kurulduktan kısa bir süre sonra 26 Eylül 1930 tarihinde, CHP genel sekreterlik kararı ile partiden ihraç edilmiştir.
SCF kapatıldıktan sonra da sahibi olduğu Yeni Adana Gazetesi hakkında TBMM Başkanlığı 19 Ocak 1931 tarihinde Başbakanlığa yazı yazmış, meclisin manevi şahsiyetini tahkir ettiğinden dolayı soruşturma başlatılmış, Başbakanlık 21 Ocak 1931 tarihinde ilgili tezkereyi Adalet Bakanlığı’na göndermiştir. Gelişmeleri Ahmet Remzi Yüreğir’in SCF ile ilişkisinden bağımsız düşünmek olanaksızdır.
Ahmet Remzi Yüreğir’in sakıncalı hali Atatürk’ün vefatına kadar sürmüş, devam eden süreçte sistemin içine yeniden dahil olmuş, üzerindeki şerh kalkmış, 1946 yılında CHP’den Adana milletvekili olmayı başarabilmiştir.
SCF’nin Adana yapılanmasının kimlerden oluştuğuna burada bir ara vererek, dönemin CHF yetkililerinin SCF’ye karşı tutumlarına, Adana özelinde birkaç örnekle yer vermek istiyorum.
Maalesef diğer şehirlerde olduğu gibi Adana’da da SCF nin kuruluşuna, Cumhuriyet Halk Fırkasını oluşturan aktör isimler müsamaha ile yaklaşmamış, sert söylemlerde bulunmuşlardır.
Özellikle yerel seçimlerde çok ciddi sorunlar çıkmış, elimizdeki raporlara göre Adana yerel seçimlerine olaylar damga vurmuş, asker müdahalesi ile olaylar yatışmıştır.
DAMAR ARIKOĞLU VE MUSTAFA HİLMİ URAN’IN SCF’YE YAKLAŞIMLARI
Tek parti iktidarı boyunca Adana’da aralıksız milletvekilliği yapmış tek kişi olan Damar Arıkoğlu’nun meclis konuşmalarına baktığımız zaman provakatif bir dil kullandığını görüyoruz.
Damar Arıkoğlu;
SCF’nin Adana’da her önüne geleni üye olarak kabul ettiğini, o kadar ki Türklerle beraber güzel geçinen “Arap'' vatandaşlarımızın da üye yapıldığını, bu üyeler içerisinde yer alan Arap vatandaşların içinde bir kişinin hükümet aleyhtarı propaganda yaparken yakalandığını açıklıyordu.
Saygın ve deneyimli bir siyasetçi olan, beş dönem Adana milletvekilliği, CHP Genel Sekreterliği, değişik dönem ve kategorilerde bakanlık, CHP Genel Başkan Vekilliği gibi çok önemli görevlerde bulunmuş olan Hilmi Uran ise SCF’nin İnkılapları tehlikeye düşürdüğünü ifade ederek;
“Yerden mantar biter gibi fırka çıkarırlar ve ezbere teşkilat yapılırsa inkılaplar dahil olmak üzere her çeşit gayri memnunlar , birer türlü vaitlerle birer birer görülürse sonucun bu olacağını ileri sürüyordu.
Anılarında ise;
Bu hava içinde fırka hemen belediye seçimlerine katılmakla kendisini bütün bir hoşnutsuzlar zümresinin mümessili mevkiine sokmuş oldu ve hatta halk tabakalarının ruhuna henüz sinmemiş olan körpe inkılap hamlelerinizi de bu suretle tehlikeye sokmuş bulundu diyerek eleştirilerini sürdürürken kantarın topuzunu kaçırarak “en izbe mahalle kadınlarının'' bile SCF’ye üye olduğunu söylemekten çekinmiyordu.
ADANA BELEDİYE SEÇİMLERİ NASIL SONUÇLANDI?
Yukarıda resmetmeye çalıştığımız konjonktür dahilinde belediye seçimlerine gidildi. Adana merkez ve beş ilçede (Feke, Kadirli, Karaisalı, Kozan ve Saimbeyli) seçimler yapıldı.
23 Eylül ve 8 Ekim 1930 tarihleri arasında gerçekleşen seçimlerde ilginç bir sonuca varıldı.
CHF:2377
SCF :2350 oy aldı. Arada 27 oy farkı vardı.
O dönem seçim kanunu, şu anda olduğu gibi değildi. Halk belediye başkanını direk seçmiyordu, meclis üyeleri kendi aralarından bir üyeyi başkan seçiyordu. Belediye meclis üyeleri toplandı, burada da bir sürpriz yaşandı.
Çok ciddi bir geçmişe ve ağırlığa sahip olan Ali Münif Yeğenağa, Turhan Cemal Beriker ile yarıştı.
Turhan Cemal Beriker 17 oy, Ali Münif Yeğenağa 15 oy aldı. Turhan Cemal Beriker Adana Belediye Başkanı oldu.
TBMM’DE ADANA SEÇİMLERİ TARTIŞILDI
27 oy ile belediye seçimlerini kazanan CHF’ye karşı SCF Genel Başkanı Fethi Okyar mecliste çok ağır bir konuşma yaptı.17.000 seçmenin olduğu bir yerde, takriben 5000 kişinin seçime katılmasının seçimlerde şaibe oluşturduğunun kanıtı olduğunu, kamu görevlilerinin seçmenlerin sandığa gitmesini engellediğini ifade eden konuşmalar yaptı. Ancak sonuç değişmedi. Zaten SCF Kasım ayında kapandı.
İstihbarat raporlarında Adana SCF Teşkilatı;
Tüm bu olaylar olurken devlet boş durmuyordu.
İnkılaplar ve devrimler konusunda katı tutumuyla tanınan Şükrü Kaya İçişleri Bakanıydı. Taşra teşkilatlarına, mülki idare amirleri marifetiyle istihbarat kuruluşlarına yazı göndererek SCF heyetinin kimlerden oluştuğuna dair raporlar istiyordu.
Ankara’ya ulaşan bu raporlar daha sonra CHP Genel Sekreteri olan Saffet Arıkan’a gönderildi. Şükrü Kaya 15 Kasım 1930 tarihli TBMM toplantısında elindeki bilgileri kısmen açıklamıştır.
Adana ile alakalı rapora baktığımız vakit ilginç değerlendirmelere tanıklık ediyoruz.
İlgili İstihbarat raporu;
SCF ADANA VİLAYETİ, ADANA MERKEZ OCAĞI İDARE HEYETİ ÜYELERİ
Menemenli Zade Adil Bey
Irken Türk’tür. Adana’nın kadim beylerindendir. Mücadele-i Milliye’de Karaisalı Müdafa-i Hukuk Cemiyeti riyasetinde bulunmuş ve bilfiil sevk etmiştir. Adana’da iyi tanınmıştır. Bilhassa vilayete mülhak Karaisalı kazasında iyi mevkii vardır. Umumi ve hususi ahvali itibariyle şaibedar değildir.
Ahmet Remzi Yüreğir Bey
Adanalıdır. İhdiyat zabitidir. Irken Türk’tür. Halen Adana’da Tayyare Cemiyeti Reisi, Yeni Adana Gazetesi’nin sahibidir. Mücadele-i Milliye’de Pozantı’da bulunmuş ve hizmeti sevk etmiştir. Şüpheli bir hali yoksa da öteden beri hükümete ve Cumhuriyet Halk Fırkası’na muhaliftir. Gazetesini bu maksadını temin için çıkarmaktadır. Başlıca gayesi de şahsen sevmediği şimdiki heyeti (CHF Adana Vilayeti İdare Heyetini) ıskat etmek ve kendisini idareye iltihak ettirmektir. Ahlaken çok düşkündür ve fenalığa müsaittir.
Altı Polaçzade Mahmut Bey
Adanalıdır. Irken Türk’tür. Jandarma yüzbaşılığından mütekaittir. Manifatura ticaretiyle iştigal ediyor. Şimdiye kadar şüpheli bir hali görülmemiştir. Mücadele-i Milliye’ye iştigal etmiş olup, memlekette az çok mevkii vardır. İyi tanınmıştır.
Kibarzade Mahmut Nedim
Adanalıdır. Irken Türk’tür. Ziraat ile meşguldür. Mücadele-i Milliye’ye iştigal etmiş ve şimdiye kadar şüpheli bir hali görülmemiştir. Memlekette az çok mevkii vardır. İyi tanınmıştır.
Ganizade Osman Efendi
Adana’nın kadim çiftçilerinden Ganizade’nin evladı evladı maneviyesidir ve Türk’tür. Çiftçilikle meşguldür. Tahsili ortadır. İyi tanınmış bir çiftçi olup az çok mevkii vardır.
İdris Antabi Efendi
Aslen Antepli olup Antakya’da büyümüştür. Irken Türk’tür. (1337) 1921 senesi nihayetinde mülteci sıfatı ile Adana’ya geldiği ve ticaretle meşgul bulunduğu ve şimdiye kadar da sui hali görülmemiş olduğu ve vaziyeti maliyesi iyi bulunduğu anlaşılmıştır.
Kimyager Tahsin Efendi
Antakya’da doğmuş, Tarsus’ta büyümüştür. Tarsus nüfusunda kayıtlıdır. Irken Arap’tır. Araplığı sever ve Biberi tarikatına mensup eşhasla fazla temas eder. Memlekette mevkii yok demektir. Şayanı itimat da olmaz. Halen kimyagerlikle iştigal etmektedir.
Diş Tabibi İsmail Hakkı Bey
Aslen Antakyalıdır. Adana’da büyümüştür. Nusayri Araplarındandır. Şimdiye kadar şüpheli bir hali görülmemiştir. Hafif meşreptir. Memlekette bir nüfus ve mevkii yoktur.
Doktor Lütfü Bey
Çerkestir. Adana’da doğmuş büyümüştür. Eski doktorlardan olmasına rağmen Adana’da mevkii yoktur. Bir müddet belediye tabipliğinde bulunmuştu ve sui halinden dolayı çıkarılmıştır. Belediyeye karşı beslediği ibrardan dolayı daime muhalefet göstermektedir.
Nakipzade Muzaffer Bey
Aslen Adanalıdır. Adana’nın tanınmış bir ailesidir. Avrupa’da tahsil görmüş bir gençtir. Ailesi çok iyi tanınmış ve çok iyi mevkileri varsa da kendisinin halk üzerinde bir nüfuz ve mevkii yoktur. Çok asabidir. Muhalefeti belediye heyeti arasında bir mevkii kapmak gayesine matuf bulunduğu istidlal kılınmaktadır.
Müştak Lütfü Bey
Sabık Adana valisidir. Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı Adana’da teşkil-e memur edilmiştir.
Ceyhan teşkilatında ise Avukat Ali Fahbi Bey, eczacı Ali Rıza Bey, eski komutan Remzi Paşa, keresteci Abdulrahim Efendi ve eski sandık emini Hacı Ahmet Efendi bulunuyordu.
Raporda toplam 11 kişi değerlendirilmiştir.
11 kişi hakkındaki değerlendirmeyi kategorize edecek olursak
6 kişi hakkında övücü cümleler kurulmuş, Adana teşkilatlarını kurmakla görevli Adana Eski Valisi Müştak Lütfü Bey hakkında ise herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Nakipzade Muzaffer Bey hakkında ise belediye heyeti içerisinde yer alma hevesi bildirilmiş, olumsuz bir cümle kurulmamıştır.
Ahmet Remzi Yüreğir, kimyager Tahsin Efendi ve Doktor Lütfü Bey hakkında ise yerici ve tahkir edici cümlelere yer verilmiştir.
Raporun en sert ve ilginç cümlesi, Ahmet Remzi Yüreğir hakkında kurulmuştur.
“Ahlaken çok düşkündür ve fenalığa müsaittir.”
Tabi bu istihbarat raporlarının ne kadar gerçeği yansıttığı tartışmalı olabilir. Politik unsurlar, yerel husumetler, siyasi rekabet etkili olmuş olabilir.
Ancak; diğer bir yandan 11 kişilik idare heyetinin ezici çoğunluğu hakkında istihbarat raporunda övücü cümleler kurulmasını da es geçemeyiz. Bu durum raporun nesnelliğine katkı koyan bir unsur olarak karşımızda durmaktadır.
Ahmet Remzi Yüreğir hakkındaki değerlendirmede, her daim onun hakkında her yerde -meclis dahil-muhalif düşünceler besleyen Damar Arıkoğlu’nun etkisinin olup olmadığını bilmiyoruz.
Ahmet Remzi Yüreğir hakkında daha derinlikli araştırmaların yapılmasının şart olduğunu söylüyor ve yorumu size bırakıyorum.
Not:
Makalede yer alan bilgiler değişik kaynaklardan derlenmiştir.
Ancak bu konuda en fazla yararlandığım kaynak; Prof. Dr. Cemil Koçak’ın Belgelerle İktidar ve Serbest Cumhuriyet Fırkası” isimli eseridir.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.