Adana sizden kavga değil, barış bekliyor...

Adana birbirinizin kuyusunu kazmanızı değil, el birliği bekliyor.

Birbirinizi itham etmenizden Adana bıktı usandı...

Gemi batıyor, şimdiki ve önceki kaptanlar "senlik / benlik" kavgasında.

Buna hakkınız yok!

Bir birinizi suçluyorsunuz: Sözlü‘ye göre Karalar; Karalar'a göre Sözlü suçlu.

(Korkum ikinizin de doğru söylüyor olması; daha büyük korkum ise ikinizin de yalan söylüyor olması. Her iki hal de Adana için üzücü.)

Mağdur olan Adana için kimin suçlu olmasının ne önemi var?

Baba eve gelmiş, iki çocuk kavga etmiş, ev huzursuz...

Baba için çocuklarından hangisinin kabahatli olduğunun bir değeri var mı? Ev huzursuz.

Ayrıca, suçları, başkanlar değil yargı saptar.

Kendini yargıç yerine koyan ne eski ne de yeni başkandan bu memlekete hayır gelmez...

Belediye Başkanı, başkanlık yapar, yargıçlık değil...

Çeneleri değil, kanun hükümlerini işletin...

Adana geriye gidiyor; Enerjinizi, birbirinizi gömmeye değil; Adana'yı gömülmekte olduğu çukurdan kurtarmak için harcayın.

Adana vefalıdır...

İyiliğe karşı güçlü, kötülüğe karşı zayıf bir hafızaya sahiptir.

Siz iyilik yapın, inanın yapılmış bütün kötülükleri unutacaktır.

"Söz konusu Adana ise gerisi teferruattır" diyerek birbirinize omuz verin.

Adana ve Adanalının ihtiyacı budur.

Adanalı huzur istiyor, barış istiyor, geleceğine güvenle bakmak istiyor...

Konuşun değerli başkanlar konuşun...

Eğer "Adana" gibi yüce bir değer odağında buluşamayacak kadar, kibirli, bencil ve ufuksuz iseniz... Lütfen çekilin. Bu memlekete daha fazla zarar vermeyin.

Eğer "Adana" ortak değeriniz ise konuşun...

Konuşun değerli başkanlar konuşun...

Konuştuğunuz zaman anlaştığınız şeylerin, anlaşmadığınız şeylerden daha fazla olduğunu göreceksiniz...

Ben öyle inanıyorum ki, sizi kucaklaştıracak değerler, ayrıştıracak değerlerden çok daha güçlüdür...