Sarıçam çöplüğü bilirkişi raporu tamamlandı! İşte o ‘muhteşem’ raporun ayrıntıları
Konya İstinaf Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda 5 kişilik uzman ekip, Sarıçam çöplüğü hakkında bilirkişi raporu hazırladı.
İçerisinde kucuksaat.com kurucusu Taner Talaş’ın da bulunduğu davacıların Sarıçam çöplüğünün halk sağlını tehdit ettiği gerekçesiyle açılan davada, bilirkişi raporu tamamlandı.
150 METRE MESAFEDE KONUT ALANI VAR
4 Eylül 2020 tarihinde hâkim gözetiminde Sarıçam çöplüğü ve etrafında hazırlanan bilirkişi raporunda ilginç saptamalara yer verildi. Raporun değerlendirme kısmında, 3. Sayfada “Çatalan Caddesi’nin diğer cephesinde tesisin girişine yaklaşık 150 metre mesafede, günümüzde kullanılmakta olan konut alanları olduğu, keşif sırasında tespit edilmiştir.” vurgusu yapıldı.
İlgili raporun diğer bölümlerinde mevcut kanun ve yönetmeliklere göre, 1 kilometre mesafede konut alanının olmaması gerektiği, raporda ayrıca belirtildi.
DAVA KONUSU ALAN KONUT BÖLGESİ OLARAK ÖNGÖRÜLMÜŞ
Raporun 6. Sayfasında planda dava konusu alan, “Gelişme konut bölgesi olarak öngörülmüş, dava konusu katı atık bertaraf tesisinin doğu bölümü bu planda da planlama alanı dışında bırakılmıştır.” denildi.
YAPI SAYISINDAKİ ARTIŞ UYDU GÖRÜNTÜLERİNDEN İZLENDİ
Raporun devamında, "23.06.2011 tarihli uydu görüntüsü, katı atık bertaraf tesisinin bulunduğu alanda inşa edilen yapı sayısının arttığını, çevrede yapılaşmanın gerçekleşmediğini göstermektedir. Bu durum, 10.10.2016 tarihli uydu görüntüsüne dek devam etmektedir. Bu tarihte 1 kilometre mesafeli alan içerisinde, kuzeyde ve batıda yerleşimin başladığı dikkat çekmektedir. Günümüze dek söz konusu yerleşimin gerçekleştiği, alandaki yapı sayısının arttığı, 01.07.2020 tarihli uydu görüntüsünden izlenebilmektedir.” İbaresine yer verildi.
KOKU
“Raporun katı atık tesisinin çevresindeki yerleşim ve yaşayanlar üzerindeki etkisi” başlıklı bölümde uzunca bir izahat yapılmış, çöpten gelen koku nedeniyle fiziksel ve zihinsel tahribat, evrimsel açıdan beynin göreceği zarar, rüya, duygu, stres, ağrı, konsantrasyon ve hafıza gibi tüm unsurları etkilediği belirtilmiştir. Bu bölümün devamında kan basıncından para harcama davranışına, cinsel yaşamdan uyku düzenine kadar kokunun insanı etkileyeceği detaylıca raporda sunulmuş.
Raporun 22. Sayfasında 21.10.2020 tarihinde akredite bir kuruluş olan laboratuvarda 8 farklı noktada olfaktometre ile ölçüm yapıldığı, grafik olarak gösterilmiştir.
Raporun devamında tesiste bulunan 1,2,3,4,5,7 ve 8 kod’lu ortamlarda yapılan koku emisyonu ölçüm sonuçları 1000 KB/m3’ün altında olup; yönetmelik gereği herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığına, bununla birlikte tesiste bulunan 6 kodlu ortamda bulunan koku ölçümü emisyonu sonucunda 1328 koku birimi/metreküp hava değeri çıkmış, bu da olması beklenen hava değeri düzeyinden fazla olduğu belirtilmiştir.
SONUÇ BÖLÜMÜNDEKİ ANLAŞILMAZ İFADELER
Raporun son 2 sayfasında yer alan sonuç bölümünde, daha önceki uzun tafsilatlı olarak yer verilen kokunun zararları hakkındaki hükümlere ters bir şekilde “Dava konusu bölgede yaşayanların, kokunun rahatsızlık verici olduğu durumlarda, psikolojik bir rahatsızlığa yakalanabileceğini söylemek olanaklı değildir.” Hükmüne yer verilirken devam eden satırda ise “Ancak o bölgede yaşayan kişilerin rahatsız edici kokudan dolayı yaşam kalitelerinin düşebileceği söylenebilir. Stres, gerginlik, huzursuzluk, duygusal irritasyon, sosyallik ve sportif faaliyetlerde azalma görülebilir, sosyal izolasyon artabilir.” denilmiştir.
BİLİMSEL YÖNTEMLERLE ARAŞTIRILMALI, AKADEMİK ARAŞTIRMALAR YAPILMALI…?
Raporun son paragrafında ise bu konu ile alakalı akademik ve bilimsel yeterlilikleri nedeniyle bilirkişi olarak atanan uzmanların “Ayrıca yukarıda belirtilen gerekçeler ve sonuçlarının var olup olmadığının bilimsel yöntemlerle araştırılması, dava konusu alanda yer alan katı atık tesisinin hizmet bölgesine yakın yaşauan halk ile daha uzak mesafede yaşayanlar arasında çöp depolama nedeniyle kaynaklanabilecek hastalıkların görülme sıklığının karşılaştırılması ve tüm mevsimlerin iklim şartlarının kapsayacak ileriye dönük akademik araştırmalar yapılması, kanıta dayalı bulgularla karar süreçlerinin işlemesi halk sağlığı yaklaşımı açısından daha gerçekçi olacaktır.” Şeklinde raporu bitirmeleri hayret uyandırdı.
Konu ile alakalı görüşlerine başvurduğumuz ve davanın da avukatı olan Av. Bülent Maraklı, “Maalesef bilirkişi raporunda geçen birçok ifade beklentilerimizin ve hakikatin çok altında kalmıştır. Mahkeme heyetinin istediği birçok veri yerine getirilmemiştir. Bilirkişi raporunun Sarıçam çöplüğündeki rehaveti anlatmakta yetersiz kalındığını kamuoyunun bilmesi gerektiğine inanıyorum. Önümüzdeki günlerde bilirkişi raporuna itirazımızı, önümüzdeki günlerde tüm detayıyla birlikte mahkeme heyetine sunacağız. Sarıçamlıların ve tüm Adanalıların sabırlı olmalarını ve adalete güvenmeye devam etmelerini diliyorum. Elbet adalet yerine gelecektir.” İfadelerini kullandı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.